"Sebebi aklındaki seslerdi yani. Peki alkol durumun, her çıktığında fazlaca içer miydin ya da evdeyken de kullanıyor muydun?"

"Çıkmadan da içerdim, çıktığımda da. Bazen sabahları da. Birileriyle otururken de. Açıkçası, sürekli içiyorum. Hep sarhoş gezmiyorum tabii. Geceleri genelde öyle, gündüzleri sadece bira içiyordum. Birkaç gündür öyle değil, daha fazla ve ağır içiyorum."

"Sigara kullanıyor musun?"

"Evet."

"Onu da mı bir rahatlama yöntemi olarak kullanmaya çalışıyorsun?"

"Bilmiyorum."

"Son günlerde farklı olduğundan bahsettin. Ne değişti?"

"Buraya gelmeme sebep olan olaydan bir süre önce hayatıma biri girdi. Dışarı daha az çıkmaya ve insanlarla vakit geçirmemeye başladım. Onunla vakit geçiriyordum."

"Arkadaşın mı daha fazlası mı? Vakit geçirmekten kastın ne?"

"Biraz yatak arkadaşı olduk gibi." diye mırıldandı biraz çekinerek. "Şimdi öyle değil."

"O zaman şimdi buraya gelme sebebini söylemek ister misin? Belli ki bundan sonra cidden değişen şeyler var."

Suna gözlerini önündeki küçük sehpadan ayırmazken dudaklarını dişledi. Bunun için gelmişti, konuşmaktan kaçarsa daha fazla gelmesi gerekecekti.

"Bunu biraz daha bekletip aklını meşgul eden düşünceleri konuşabiliriz. Ağır şeyler olmalılar ki cidden düşünemeyeceğin şeylere başvurmuşsun."

Asıl bundan bahsetmek istemiyordu. Ölmek istediğinden ne kadar bahsederse psikiyatriye yönlendirilme ihtimali o kadar artardı. İlaç kullanmak istemiyordu.

"Anlatabilirim."

"Güzel. Zorlanabilirsin ama pes etmeden anlatmaya çalış lütfen."

Suna derin bir nefes alırken tişörtünün boğazını çekiştirdi rahat olabilmek için. Osamu'nun sarılışına ihtiyaç duymuştu, vücudunu sıkmaya başlamıştı bile.

"Ben..bir şeyler hatırladım. Bir fotoğraf gördüm ve çocukluğumla ilgili bir şeyleri hatırladım."

Kadın hiçbir şey dememişti kendisinin devam etmesini istediği için. Suna sertçe yutkunup zorladı kendini.

"Bana tecavüz edildi. Defalarca."

.

Odadan çıktığında insanların olmasına aldırmadan kendini Osamu'nun kollarına attığında çocuk paniklese de belli etmeyip sıkıca sardı vücudunu. "Bebeğim iyi misin?"

"Gitmek istiyorum." Sesi titriyordu, gözyaşları da akmayı bırakmamıştı zaten.

"Kötü bir şey mi oldu? Anlattığın için mi-"

"Anlattığım için. İyi hissetmiyorum gidelim lütfen."

Osamu başını salladığında yürümeye başladılar. İnsanların bakışlarını üzerinde hissettikçe daha kötü hissediyordu Suna, buradan hemen çıkıp eve gitmek istiyordu.

Hastaneden çıkınca çok geçmeden bir taksi çevirebildiklerinde eve gitmeleri uzun sürmemişti. Kapıdan girdiklerinde çocuk artık sakindi ama yine de iyi hissetmiyordu.

Direkt mutfağa ilerlediğinde Osamu derin bir nefes alarak peşinden gitti. Dolabı açmasıyla da kaşlarını çatmıştı. "İçmeyeceğin konusunda anlaşmamış mıydık?"

"Hayır."

"Nasıl geçti?"

"Bilmiyorum. Anlatıp konuştum işte."

"Tekrar gidecek misin?"

"Bilmiyorum. Sonra konuşalım."

"Tamam, nasıl istersen. Ama bırak onu."

"Bırakmayacağım."

"İçme Suna, biraz uzanalım birlikte." Suna başını kaldırıp çocuğa baktı bu teklifiyle. İstiyordu aslında.

"Peki..ama biraz."

Osamu tebessüm ederken çocuğu elinden tutup yavaşça çekti ve odaya yönlendirdi. Bunu yaptığında Suna duraksamıştı. "Salona gidelim, televizyon açarız."

"Tamam olur."

Koltuk dar olduğundan dolayı Suna biraz çocuğun üstüne doğru yattığında birbirlerine daha yakın olmaları huzurlu hissettirmişti. Televizyonu açıp küçük battaniyeyi de üstlerine aldıklarında her şey tamamdı.

"Eğer bugün çok kötü hissettiysen gitmen için ısrar etmeyeceğim."

"Sanırım çok kötü değildi." diye mırıldandı Suna yüzünü saklarken. "Gericiydi. İlk görüşmemiz olduğu için ben daha çok konuştum. Bana ne kadar yardımcı olur bilmiyorum ama en azından senin hatrına birkaç kez daha gideceğim." dediğinde Osamu'nun yüzünde büyük bir gülümseme belirmişti. "Teşekkür ederim Suna. Cidden teşekkür ederim."

"Etme..ben teşekkür ederim asıl."

"Yeter ki iyi ol. Tek isteğim bu."

Suna vücudunu biraz daha küçülttü çocuğun kucağında. Ağlamak istiyordu ama çok kötü hissettiği için değildi, bir şeye adım atmış olmanın verdiği korkuyla savaşan bir huzuru vardı çocuğun kollarındayken. Bu, düşüncelerinin ters düşmesine sebep olurken duygularını da kontrol edememesini sağlıyordu.

"Biraz uyusam?"

"Uyuyabilirsin."

"Rahat mısın?"

"Hm hm."

"Tamam o zaman."

Gözleri yavaşça kapanırken çocuğun kokusunu içine çekti. Hafifti, çok huzurlu hissettiriyordu. "Teşekkürler Osamu." diye mırıldandı uykuya dalmadan önce. Bilinçsizce yapmıştı, ne kadar minnettar olduğu buradan belli oluyordu. Osamu gülümseyip çocuğun saçlarına bir öpücük kondurmakla yetindi.

PSİKOLOGLARIN NASIL KONUŞTUĞUNU UNUTMUŞUM HABSJABSBAD

healer || SunaOsaWhere stories live. Discover now