Aşağıya indiklerinde Zümrüt Ceylanın elini bırakmamıştı az arkadaki fındıklıkta olduklarını söylemişti Kuzey bu yüzden oraya ilerliyorlardı. "Zümoş çocuk ilk defa geldi mahalledeki çocuklar gibi yapışma çok tamam mı?" Kuzey bir kaç kere kardeşinden bahsederken huysuz olduğunu söylemişti bu yüzdendi uyarısı. "Tamam da neden Ceylan Abla Kuzey abi beni seviyordu. Artık sevmiyormuş mu?" Olumsuzca salladı başını Ceylan. "Kuzey abin hala seni seviyor. Sadece kardeşi biraz huysuzmuş. Seni tersleyip kalbini kırsın istemiyorum ablacım." Öz ablası değildi kızın belki ama kendini öyle hissediyordu. "Huysuz çocuk mu olur caniim." Gülümsedi Ceylan geldikleri fındıklığın içine girdiler beraber.

...


Yanımdaki boşluk hissiyatı ile açtım gözlerimi. Oğlum, oğlum yanımda değildi. Dün gece hemşirenin ağrımı geçirmesi için taktığı, iki saattr bir değiştirdiği serumu kolumdan çekip attım. Kapının önünde bir asker olduğuna emindim. Oğlum nereye gidebilirdi? "Ege," diye seslendim. Sesim hayli pürüzlü ve sesli çıkmıştı. Önce kapıdan bir kaç adım uzaklıktaki lavaboya girdim. Yoktu. Yüreğimdeki korku artıyordu. Kapıya doğru ilerledim, kapıyı açtığımda hemen önünde dün gece burada olan askeri Ceyhunu gördüm. "Oğlum yok Vural, Vural ona zarar verecek..." Hem panik bir halde hem de gözümden akan yaşlarla söylemiştim bunu. "Sakin olur musun? Oğlun şurada. Egemen Komutanım ile. Bak," dedi eli ile az ileride bir bacağında oğlumu oturtmuş diğerine ise arkası bana dönük olan ama kız çocuğu olduğu saçlarından belli olan bir çocukla bankta oturuyordu. "Zümrüt, seninle oraya kadar gelmemi ister misin?" Neden gelecekti ki? Alt tarafı 5-10 adım ilerimdeydi oturdukları bank. "Gerek yok teşekkür ederim." Onlara doğru ilerledim.

Adımlarımı durduran şey oğlumun sesi oldu. "Yani o benim kardeşim mi şehit abi?" Ne sormuştu oğlum? Onun yaşayan bir kardeşi yoktu... Benim meleklerimi hayattan koparmıştı katilim. "Evet, Ece senin kardeşin. Benimle konuşmayı sevmiyor belki seninle konuşur. Ece ile tanışmak ister misin aslanım?" Ece, Ece, Ece... Hayır. Ece o küvezden sağ çıkmadı. Vuralın yeni oyunu. Benim kızım o hastane odasında öldü. "Merhaba Ece," dedi oğlum. Bir rüyadaysam uyanmamayı diledim. Cılız ama tatlı bir ses ilişti kulağıma. "Meyhaba," benim kızım mıydı? Bu tatlı sesin sahibi benim kızım mıydı? Elim boğazıma gitti nefes alamadığımı hissettim. Gözümden akan bir damla yaş diğerlerini de düşürdü.

Ama oğlumun sesini duydum. Kendimi o düştüğüm uçurumdan kaldırmaya çalıştım. "Anne, annem... Benim güzel annem neden ağlıyorsun?" Ne ara dizimin dibine gelmişti? "Canavar artık gelemeyecekmiş anne. Şehit abi öyle söyledi. Ağlama lütfen ağlama. Bak kardeşimi de bulmuş şehit abi." Nefeslenmek istedim. Oğlumun kokusunda kollarının arasında.

Önünde diz çöktüm o an gözlerim küçük kıza kaydı. Oğlum boynuma sarılırken o uzaktan bakan kendi gözlerimin aynasını bulduğum o yeşil gözlü küçük kıza kaydı. Bir elim oğlumun sırtındayken diğerini açtım. Gelmesini bekledim. 4 senedir tuttuğu yası sonlandırmasını istedim. Yaptı da. Elini tutan Egemenin elini bıraktı. Küçük adımlarıyla ilerledi bana doğru. Canım yandı, ilk defa oğlumun kokusunda nefeslenemedim. Nefesim kesildi Ecenin bana sarılan minik parmakları, minik bedeni nefesimi kesti. Kokusu geldi burnuma. Bebek şampuanı kokusuna karışmış ne olduğunu algılayamadığım naif koku... Cennet kokuyordu... Vuralın cehenneminden uzak, aynı abisi gibi cennet kokulu masum kızım, benden uzakta kokumu hiç almamış minik kızım ilk defa kokumu alıyordu. Bir hıçkırık kaçtı ağzımdan. Omzumun üzerinde hissettiğim elden ilk defa ürkmedim. Kendimi ilk defa bu denli güvende hissettim. "Sakin ol..." Fısıldamıştı adeta. Sanki onun bunu söylemesini bekliyormuşum gibi bir türlü almayı beceremediğim o nefesi almıştım. "Kızım..." Kızımdı, benim yıllardır yasını tuttuğum bebeğimdi. 4 sene sonra yanıma ulaşan bir melekti... Vural onu benden neden ayırmıştı?

Ece ölü doğmuş bir çocuk değildi. Onu doğuracağımı anladığım an yalvarmıştım Vurala. O ise bu hayatta en zevk aldığı şeyi ona verdiğim için beni hastaneye götürmeyi kabul etmişti. 7,5 aylık bir bebek olarak dünyaya gelmişti kucağıma vermeden küveze koymuşlardı. Doğumumdan geçen 1 haftanın ardından öldüğünü söylemişlerdi. İlk kaybımdı, evlat acısını hissettiğim ilk zamanlardı. Ölmek için yalvarmıştım, o zamanlar 2 yaşındaki oğlumu dahi görmek ona iyi gelmemişti. İntihar etmeye çalışmıştım bedel olarak ise o işkence odasında 5 ay boyunca oğlumdan uzakta bırakılmıştım. O zaman anlamıştım Egenin benim için hayata tutunma sebebi olduğunu... Belanı Allahından bul Vural Aslanbey. Bizi ayırmanın bedelini Rabbim sana sorsun, ödetsin. Bir evlat annesinden ayrı büyür müydü? Bir bebeği annesinin sütünden mahrum bırakarak nasıl büyüttün Vural...

"Teşekkür ederim..." Fısıldamıştım çünkü iki yanımda uyuyan çocuklarım vardı. "Etme, ağlama artık yeter." Büyük bir düşünce vardı. "Ya, Elifte yaşıyorsa?" Bu düşüncemi sesli de dile getirdim. "Yaşıyorsa bulurum. Getiririm ağlama artık." Burnumu çektim bir kez daha bu adamın ettiği her lafa inanıyordum. "Söz mü?" Başını sallarken konuştu. "Söz." Ondan sonra konuşmadık odada bir sesizlik oluştu.

Odadaki derin sessizliği bozan o oldu. "Doktor, yarın çıkabileceğini söyledi. Bir arkadaşın veya güvenebileceğin bir akraban var mı?" Yutkundum. Yoktu. Aslında vardı ama kendi öz amcam beni başka bir adama pazarlarken başka bir adamdan yardım istemeye yüzüm yoktu. Hem yaşıyor muydu? Umarım yaşıyorsundur Cihan amca. "Yok," dedim pürüzlü sesimle. "Vuralın davası sonuçlana kadar seni güvendiğim birinin evine bırakmak istiyorum." Gerilmiştim. Ne kimseye yük olmak istiyordum ne de birine güvenebileceğimi düşünüyordum. Kapıda bir asker varken bile gözlerimi kapatamamıştım. "Merak etme, evli bir çift. Ekibimdeki Gizem ve eşinin evi. İkisi de asker lojmanda kalacaksın onlarla en azından kısa bir süre ev bulmaya çalışacağım ama güvende olabileceğiniz bir yeri ne kadar sürede bulabilirim bilmiyorum." Seninle kalsam demek nankörlük olurdu öyle değil mi? Belki o da düşünmüştü bunu ama eşi veya birlikte olduğu kişi istememişti. Götüreceği yerdeki insanlar istiyecek miydi? Düşüncelerimden beni ayıran şey onun sesi oldu. "Ben doktorla konuşurken annen aradı. Açamadım, istersen sen konuş." Elindeki telefonu bana doğru uzatırken söylemişti ama benim o an nefesim kesildi. Benim bir annem yoktu. Yengem ilk defa bu konuda haklıydı. Benim bir annem yoktu.


•Merhabalaar nasılsınız?

•Egemenim❤️‍🔥

•Zümoşun annesi?

•Bölüm nasıldı?

ESARETİNDEN KURTULUŞWhere stories live. Discover now