help

57 4 34
                                    

jung sungchan's pov

Okulun içinden çıkıp Dongmin'in yanına gittim. Dongmin öylesine oturmuş telefonunda birşeyler izliyordu. Arada sırada, gördüğü videolara da gülüyordu. Benim geldiğimi anlayınca yanıma geldi. Biraz garip bakıyordu.

"Sungchan iyi misin? Alnındaki damarlar şişmiş." Bunu bilmiyordum.

"Ya gerçekten mi?" Dongmin olayı hemen anlamıştı.

"Songha Wonbin'i mi seviyor?" Başımı salladım.

"Ne yazık ki... Onu direk öldürmek istiyorum."

Sonra aklıma elimde kendime ait olan bıçağımın kırıldığı geldi. Dongmin'in de kendine ait bıçağı yoktu.

"Dongmin-ah baksana."

"Hm?" Başını bana çevirip baktı.

"Birlikte bıçak almaya ne dersin?"

Dongmin'in gözleri parlamıştı.

"Tabiki! Ama kimseye söyleme."
Kıkırdadım.

"Ozaman dersten sonra birlikte gidelim."

Dongmin tamam diyip telefonuna geri döndü. Bende sahadan kendi adımı duyunca hemen oraya gittim. Bizim takım toplanmıştı. Taegyum beni çağırdı.

"Ya eight pack kralı buraya gel! Evet arkadaşlar, oyunumuz başlıyor. Kaybederseniz birtek ben değil hepimiz yanacağız. Yani dikkatli ve seri oynayın. Hepinize güveniyorum. Başarılı olmamız gerek! Hadi Liver Starz!"

Liver Starz takımın adıydı. Taegyum koymuştu bu adı. Yerlerimize geçip oyunun başlamasını beklemeye başladık. Karşı takımdaki çoğu kişiyi tanıyordum. En çok Myeongsoo'yu. Oyunun başlamasına iki dakika kala yanıma geldi.

"O aptal takımın kaybedecek Sungchan. Boşa zaman harcamayın. Eğer bile bile iyi oynarsan Ortaokuldan daha kötü şeyler yaparım...."

Onu dinlemedim. O küçük çocuğu fazla korkutmuştular. İntikam gerekliydi. Maç başladı. Top şu anlık bizim elimizdeydi. Hangyeom beni çağırdı.

"Sungchan! Tut şunu!" Diyip topu bana gönderdi. Hemen karşımda DownTown takımının kalesi duruyordu. Oraya topu attım ve adımız seslendi.

"Liver Starz birinci turu geçti!" Bizim öğrencilerimiz sevinmişti. En fazla Wonbin. Bana bakıyordu, o güzel gözleri ile. Ah o güzel gözlerin, hep beni delirtirdi. Maç bitince arkadaşlarım yanıma geldi. İseul hemen üzerime atladı.

"Tebrikler hyung!"

"Aferin lan velet." Wooyeon dedi. Ah, herzaman ki Wooyeon ve baba şakaları. Biz otururken Myeongsoo yanıma geldi.

"Merhaba müsaadenizle Sungchan'ı yanıma ala bilir miyim? Birşey konuşmamız gerek."

Myeongsoo'nun beni bırakacağını sanmıyorum. O yüzden gitme kararı aldım. Beni Çöp yakma yerine götürdüler. Ne yapacaklarını bilmiyorum bile.

"Ne yapacaksınız bana? Ortaokuladaki gibi uçlu kaleminizi test etmek için bana mı batıracaksınız? Yoksa daha mı kötüleri?" Myeongsoo tek hareketi ile beni yumruğunun altına aldı.

"Lan it herif! Ben sana kaybeden taraf olun yoksa kötü şeyler olur demedim mi?! Bunun cezasını ağır ödeyeceksin! Gyuseok bırak şu sigarayı ver bana." Bir dakika, üstümde sigara mı kullanacaklar?!

"Hey bırakın onu! Paranızı verdim ne ise, gidin artık."

"Ama Donghyuck! Bu piçe daha fazlasını yapmak istiyorum! Tepki verecek işte!"

Sayonara -sunjeongzWhere stories live. Discover now