İkisinin de gözleri şaşkınlıkla açılırken Atsumu'ya bakakaldılar. "Ne?" diyerek ilk tepki veren Suna olmuştu.

"Flörtleşmediğiniz besbelli. Birbirinizden hoşlanıyorsunuz amına koyayım ama sanki yeni tanışmışsınız gibi duruyorsunuz. Ben de bunu söylediğime bağladım işte."

"Amına koyayım nası-"

"Evet, öyle olduk." diyerek Osamu'nun sözünü böldü Suna. Çocuk da zaten nasıl beynini kullandığını sorarak onaylamış olacaktı onu.

"Bunu benden saklamanıza gerek yoktu. Karışacağım ya da umrumda olacak bir durum değil."

"Bunu biliyoruz. Biraz garip olduğundan dolayı sanırım." diye salladı Suna. Umrunda bile değildi garip olup olmaması. Özellikle söyleme ihtiyacı duymamıştı sadece.

O sırada Osamu Atsumu'nun dediği "Birbirinizden hoşlanıyorsunuz" lafına takılmıştı. Birinden böyle sesli duyunca yine fark etmişti bu durumun saçma olduğunu ama Suna'ya yakınlaşmak için böyle davranması gerektiğini düşünüyordu. İşe de yarıyordu doğrusu.

Atsumu öğrendiği için rahatlayıp normal hâline döndüğünde keyifli bir zaman geçirmişlerdi. Sonra ayrılmışlardı, saat henüz erken olduğundan dolayı Suna eve gidip uyumayı planlasa da bunu yaptığında gece uyuyamayacağı için vazgeçmişti. Akşam zaten çıkacaktı birkaç saatliğine, evde biraz ders çalışırdı belki.

Düşündüğü gibi de yapmış, iki saat ders çalışmıştı zorla da olsa. Şimdi de giyinmiş, çıkmaya hazır sayılırdı.

Sakin bir akşam geçirmek istiyordu. Bara gidecekti yine ama bu sefer geçen konuştuğu barmen oradaysa onunla sohbet etmek için gidiyordu. Bu sık yaptığı bir şeydi zaten erken gittiğinde. Biriyle sohbet ederek sakince içmeyi seviyordu aslında.

Adam buradaydı, Suna sandalyeye yerleştikten sonra birbirlerine baktıklarında adam gülümsedi. "Yine arkadaşını mı bekliyorsun?"

"Hayır, sohbet ederiz diye düşünerek geldim."

""O zaman sana güzel bir sohbet içeceği vereyim."

"Olur."

Adam hızla hazırlayıp önüne uzattıktan sonra bardakları silmeye başlamıştı bir yandan. "İyi görünmüyorsun."

"Uyuyamadım."

"Uzun bir gece miydi?" derken Suna'nın geçirdiği gece gibisini kastetmişti, biriyle olduğunu düşünmemişti.

"Evet."

"Anlatabilirsin seni uyutmayan şeyleri. Buraya gelmediğin sürece beni bir daha görmeyeceksin nasılsa."

"Gizli şeylerim yok. Bir olayım da yok aslında. Sadece yaşamaya katlanamıyorum. Katlanabiliyormuşum gibi görüneceğim diye de geberiyorum."

"Katlanabiliyormuşsun gibi görünmek için değil aslında. Kendini öldürmemek için. Aklını bir şekilde inandırman gerek yaşaman gerektiğine, sen de bunu insanlara yaşıyormuşsun gibi göstermeye çalışarak yapıyorsun. Yani söylediğine göre."

"Kendimi öldürmemek için.." diye tekrarlarken gülümseyip bir yudum aldı. "Kendimi öldürmemeye uğraşmıyorum."

"Ama hâlâ hayattasın."

"Çünkü öldürmeye de uğraşmıyorum. Belki de ikisinden birini yapsam daha mutlu olurdum."

"Olmazdın."

"Ne zaman olacağım peki?"

"Ölümü hayatının bir yerine koymadığında. İyi ya da kötü bir seçenek olmadığında."

"Hiçbir zaman yani."

"Böyle düşünürsen evet, hiçbir zaman."

"Saçmalık."

"Öyle. Ama yaşıyoruz işte. Hem, küçük eğlenceler bulunuyor en azından." dediğinde Suna "Ne demezsin." deyip gülmüştü. Eğlenebiliyor muydu bilmiyordu, içinde sürekli bir boşluk varken eğlendiğini hissedebilmeyi düşünmek zordu.

Adam işinin başına dönerken Suna aynısından bir tane daha istemişti. Bundan sonra kalkacaktı. Biraz yürüyüş yaptıktan sonra da eve gidip uyurdu zaten.

Telefonunu çıkarınca Osamu'dan gelen mesajı görmüştü. Kalbinde bir şey hissederken dudağını dişledi. Çocuktan mesaj geldiğinde böyle hissetmemeliydi.

Napıyorsun

Bardayım oturuyorum

Sen?

Barda mısın

Evet

Neden ki

Gelmem için bir sebep mi olmalı

Yani

Bilmem

Normalde gidip oturuyor da olabilirsin tabii

Arada yapıyorum evet

Sen ne yapıyorsun

Bir projem vardı onu yapıyordum

Sana yazmak istedim

İyi misin diye

Evet iyiyim

Kolay gelsin bu arada

Teşekkür ederim

Devam edeyim ben

Suna başka bir şey demeyip telefonu geri cebine koyarken oflamıştı. Osamu ona böyle mesaj atamazdı cidden flörtleşiyorlarmış gibi. Bunu yaparsa ikisi de yanlış şeylere kapılabilirlerdi.

Çok geçmeden oradan çıkıp eve gittiğinde kendini duşa attı. Hızlıca yıkandıktan sonra saçlarının ıslaklığını umursamadan balkona geçmişti. Bir süre gökyüzünü ve aşağıyı izleyip düşünecekti.

Geçiş??

healer || SunaOsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin