"Bilmiyorum."

"Nasıl bilmiyorsun?" Wofiira kadını iterek öfkeyle hırladı.

"Öngörü için yatmadım." Wofiira derin nefesler alırken burun delikleri şiddetle açılıp kapanıyordu. Serina bu görüntüyü görmemek için başını yere eğdi. O, midesini bulandırıyordu.

"O zaman git ve yat!" Beklemediği yüksek sesle irkilen kadın dişlerini sıktı. Buna daha ne kadar devam edecekti!

Tek kelime etmeden arkasını döndüğünde bir kaç adım atmıştı ki omuzlarına baskı yapan iri ellerle durdu. Başını hafifçe omuzuna çevirdiğinde Wofiira'nın sıcak nefesi tam kulağındaydı.

"Yat ve güzelce uyu. Yaklaşan bir savaş var mı, bana söyle." Serina başını hızla sallayarak uzaklaşmaya başladı. Kapıdan çıkmadan önce Wofiira'nın sesi tekrar bir karanlık gibi üstüne çöktü.

"Serina, o savaşı nasıl kazanacağımı da bilmek istiyorum. Bunun için sonsuza kadar uyuman gerekirse bunu yap!" Serina tekrar başını salladı. Kapıdan çıkmada önce dudakları hafifçe kıvrıldı.

O, zaten her şeyi görmüştü.

***

Bir Hafta Sonra
Rana

Beni sıkıca saran kolların arasında boğulmak üzereyken Moni tarafından kurtuldum. Moni çatılı kaşları arasından Çiçek'e bakarken tehlikeli gözükmekten çok uzaktı.

"Kuna Rana'yı boğuyorsunuz. Lütfen sıkı sarılmayın. Hala hasta!" Çiçek sulanmış gözlerini sertçe silerek beni tekrar kolları arasına aldı.

"Sus ya, ne kadar özledim arkadaşımı senin haberin var mı? Ayrıca boğulmaz o!" Omuzlarımdan tutarak hızla beni kendinden uzaklaştırdı.

"Boğulmazsın değil mi?" Diye sordu hemen ardından. Başımı iki yana salladığımda beni tekrar kendine çekerek sıkıca sarıldı. Moni onaylamaz ifade ile bizi süzüyor her an tetikte bekliyordu.

''Bunu benden nasıl saklarsın hala aklım almıyor.'' Ondan uzaklaştığımda derin bir nefes aldım. Boğulmuştum!

''İyiyim gerçekten. Dedim ya alerji olmuşum.'' Çiçek saatler önce ağlama krizi geçirdiği için kan çanağına dönen gözlerini irice açarak bağırmaya başladı.

''Alerji mi? Kulakların duymuyor! Bileğini hareket ettiremiyorsun! Ölüyormuşsun!'' Yüksek sesine yüzümü buruşturdum. Tam şu anda kulaklıklarımı çıkartabilirdim.

''Çok bağırıyorsunuz! Bu zararlı!'' Moni küçük ellerini kulaklarıma kapattığında güldüm. Bu kızın hareketlerine alışamıyordum bir türlü. Çiçek sinek kovalara gibi Moni'yi uzaklaştırmaya çalışıyor, diğer yandan da bana sitem ediyordu.

Haklı sayılırdı. Mahcup olduğum için bir şey de diyemiyordum. Ne olduğunu ben de bilmiyordum ki ona anlatayım. Doktor en son geldiğinde gaz zehirlenmesi yaşadığımı ama asıl tetikleyici olanın alerjik reaksiyon geçirdiğimi söylemişti. Ne yedim ne içtim hepsinin raporunu vermiştim, hatırladığım kadarıyla. Bu arada bir şeyler hatırlamıştım. En azından eksik parçalar yerine oturmuştu. Aldığım kokudan hissettiğim her şeye kadar rapor vermiştim.

''Merak etme hepsi geçici. Sen anlat ne yaptın bensiz?'' Çiçek ellerimi ellerini arasına alarak heyecanla konuşmaya başladı. Sanki bu anı bekliyordu!

''Düşündüğümden daha güzel. İlk bir kaç gün çok zor geçti ama sanırım alışıyorum. Hiyam'da çok destek oluyor. Sadece,'' susup bir kaç saniye duraksadı. Heyecanlı sesi sonlara doğru kısılıp bakışları oturduğumuz yeşil koltuğa düştüğünde az çok ne olduğunu anlamıştım.

KaçışWhere stories live. Discover now