Arca, burnundan soluyarak Nedim'in kollarında geri çekilirken hiç istifini bozmadı, oğlanın üstüne atlamak için bekleyen güvenlikçilere bir baş işaretiyle durmalarını işaret etti. Meyil'e öyle öfkeli bir bakış attı ki kız geri geri çekilerek kendini yeniden kulise kapattı.

Arca, hala küfürler ve tehditler savuran Batuhan'ın karşısına geçti, boynunu sağa sola kırdı, sırıtarak eliyle gel gel yaptı.

Batuhan gerindi, kavga edecekler sandı.

Arca onun kulağına eğildi. Batuhan'ı iyice gazladı.
"Bu yavru senin sevgilin mi? Ohoo sen geç kaldın be koçum, ben onu ayaküstü ayıkladım. Ateşli parça, bende o artık! Anlıyün mü? Bence sen git de boynuzlarını cilala!" Deyip güldü. Arkasını döndü.

"Atın şunu dışarı!" Diye adamlarına emir verdi.

Geri çekilirken güvenliklerden birinin kulağına fısıldadı.
"Ali, beni iyi dinle koçum: bu lavuğu atın dışarı, bırakın üstünüze gelsin, iyice dayak yeyin, kendinizi yerlere atın, darp izi olsun birazdan polis gelecek, şikayetçi olun. Bırakın kırsın döksün." diye tembihledi.

Kulise hışımla dalıp kapıyı çarptı ve Meyil'in karşısına dikildi, işaret parmağını havaya kaldırdı.
"Sen! Bir daha benim önüme öyle dikil! Bir daha benim işime karış! Sevgilin olacak o salağı gözünün önünde yerin dibine gömmezsem bana da Aco demesinler! Sevgilisiymiş! Oldu lan! Her önüne geleni odana alalım, üç gün sonra bize pezevenk desinler! Kızım bir hafta sonra bütün İzmit'in erkekleri kapına dizilecek, hepsi sana aşkım sevgilim diyecek! O zaman napacaz ha? Adın çıkar adın!"

Meyil başını eğip hafifçe omzuna dokundu.
"Affedersin, haklısın. Öyle demek istemedim. Sarhoş o, biliyorum. Kıskançlıktan delirmiş ama ona dokunmana izin vermem. Bir daha içeri almayın olsun bitsin."

Arca bir sigara yaktı. "Bir daha buralarda görürsem onu parçalarım."

"Söylerim, gelmez."

"İte bak lan tadımızı kaçırdı." Derken dışarıdan bağırış ve küfürler gelmeye devam ediyordu. Meyil kopan şangırtı sesiyle irkilerek kulaklarını omzuna çekti.

"Eyvah." Dedi.

Arca gözlerini devirerek bir sandalyeye oturdu.
"Yerinden kıpırdama! Polis çağırdım." Dedi ve deli deli güldü. "Neyse camcı Necati Abiyle ahbap olduk artık o halleder."

"Po-polis mi?"

"Ne yapsaydım? Şurda saygın bir işadamı gibi düzgün iş tutmaya çalışıyorum, olanlara bak."

"Çok üzgünüm, gerçekten."

"Ben değilim. Sen de takma kafana. Bir şampanya patlatır, keyfimize bakarız."

Meyil yutkundu, aklı Batuhandaydı. "Annem merak eder." Dedi.

Arca başını sallayıp sigaranın izmaritini küllüğe bastırdı ve ayağa kalktı.
"Seni bu işe karıştırmadan sulh yoluyla işi çözecem yalnız bir daha bu odadan çıkarsan bu iş başka türlü biter. Anladın mı?"

Meyil çaresizce onayladı, Arca kapıyı onun üstüne kilitleyip dışarı çıktığında polis gelmişti. Tam istediği gibi dışarıda Batuhan ve güvenlikler arasında arbede yaşanmış, iki adamı darp edilmiş halde yerde oturmuş, dış camlardan biri Batuhan tarafından kırılmıştı. Üstelik yerel basın mensupları olayı dakika dakika görüntülemiş, polisler tarafından yaka paça ekip aracına bindirilen genç adamı fotoğraflamaya devam ediyordu.

Gelen polis memuruna üzgün bir ifadeyle, "Açılış akşamında olacak şey mi? Dağıttı mekanımı. Daha camların borcu ödenmedi. Şikayetçiyim memur bey." Dedi.

HARBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin