Böʟüᴍ 11. ( 𝚒ᴛ𝚒ʀᴀғ )

Start from the beginning
                                    

Ben çok acımasız, güçlü, kibirli, insanlardan çok ama çok fazla nefret eden bir ifrit iken, bir insana olan aşkımı kabullenemedim. Ama aşıktım Arya'ya deliler gibi aşıktım.

Son zamanlar Arya'ya çok kötü davranmamın sebebi, ona daha çok bağlanmaktan korkmamdı. Belki ondan uzak durursam, onu sevmekten vazgeçerim. İşte o zaman Arya'yı öldürebilirim, diye düşünmüştüm. Ama hayır olmadı. Ben gün geçtikçe Arya'ya daha da çok bağlandım. Ona deliler gibi aşık oldum.

×
ARYA:

Sanırım ben Araf'ı seviyordum. Bundan her ne kadar emin olamasam da, o masmavi gözlerinin içine her baktığımda kalbim yerinden çıkacakmış gibi delice atıyordu. İlk başta ona alıştığım için böyle olduğunu düşünüyordum. Ama şimdi anlıyorum ki, ben Araf'ı gerçekten seviyordum.

Bunları daha fazla düşünmek istemiyordum. Çünkü Araf zihnimi okuyabilirdi. Tabiki de her zaman okumuyordu zihnimi. Sadece birşeyler düşündüğümde kendi isteği ile kolayca zihnime girip zihnimi okuyabiliyordu. Ama yinede onu sevdiğimi bilmesini istemiyordum.

Gerçi ben onun gözlerinin içine her baktığımda kalbim kendini ele veriyor, küt küt atıyordu. O da bunu tabiki de anlıyordu. Araf bana her ne kadar çektirmiş olsa da beni ona çeken birşeyler vardı. Bu saf kalbim, aklımın önüne geçip geçip duruyordu. Araf'a olan aşkım aklımı da alıyordu. Kalbim de ona ait olmuştu. Sadece Araf'a atıyordu.

Araf'ı bilmem ama, şuana kadar kalbim ilk defa birine karşı böyle küt küt atıyordu. Daha önce hiç kimseye aşık olmamıştım. Beni seven bir çocuk vardı. Çok seviyordu beni, bende biraz hoşlanıyordum. Çıkmaya başladık, ona bile kalbim böyle delicesine atmamıştı. Arada sırada heyecan oluyordu içimde. Ama bu çok, çok farklı birşeydi. İlk defa kalbim bir erkeğe böyle delicesine atıyordu.

Ben bunları düşünürken Araf ellerimi tuttu ve bana yaklaştı. Kulağıma doğru yaklaşıp fısıldayarak konuşmaya başladı.

- Ah be güzelim, senin kalbin hiçbir insana böyle delicesine atmayacaktı.

Allah kahretsin, çok utandım. Yine zihnimi okumuştu. Kendimi her seferinde bu düşüncelere kaptırıyor, Araf'ın zihnimi okuyabileceğini unutuyordum. Araf'ın söylediklerini biraz düşündükten sonra merakıma yenik düşüp, merakla gözlerinin içine bakıp kısık bir ses tonu ile konuşmaya başladım.

- Neden peki? Neden bir insana karşı kalbim böyle atmayacaktı?

Araf gözlerimin içine bakmaya devam ederek konuştu:

- Çünkü sen bir melezsin. Cinler insanları sevmez. Bu arada senin baban o zamanlar bir marid gibi bile değildi. Çok güçlü bir cin değildi. Buna rağmen sırf annenle birlikte olabilmek için insan kılığına girmenin bir yolunu bulup meleklerden gizlice bilgiler çaldı. Baban müslüman bir cindi. Sırf annen ile evlenmek için dinden çıktı. Allah'ın emir ve yasaklarına uymayıp o da bizler gibi oldu. Ve sen çok güçlü bir melez olmadın. Ama bunun sebebi annen bir insandı. Eğer annen senin gibi bir melez olsaydı. İşte o zaman sen daha güçlü bir varlık olabilirdin. Şimdi anlıyor musun doğacak olan çocuk neden bu kadar güçlü bir çocuk? Her neyse Arya. Sana neden bir insanı sevemeyeceğini söyleyeyim. Bir melez olarak, sende bir cin sayılırsın. Yani sende aslında, cinler kadar olmasa da insanlardan nefret ediyorsun.

Araf'ın anlattıkları beni çok şaşırtmıştı. Demek o yüzden bazen insanlardan tiskiniyordum. Çok arkadaşım yoktu. Her zaman yanlızdım ve yanlız olmayı da seviyordum. Evet, artık emindim ki benim babam bir cindi.

Arya: Araf babam nerde?

Araf: Sen babanın seni terk ettiğini sanıyorsun. Oysa ki baban bir kabile tarafından kaçırıldı. Annen sana yalan söyledi. Sırf sen üzülme, babanı arama diye.

İmkansız Bir AşkWhere stories live. Discover now