35/AŞKIN TADI

392 44 23
                                    

Şu an nasılım biliyor musunuz?

Karma karışık bir haldeyim.

Sokağıma giriyorum ama sanki benim sokağım değil. Evime gidiyorum ama sanki benim evim değil. Hiçbir yer, hiçbir şey tanıdık bile gelmiyor. Bazı insanlarla olan güzel anılarımı unutuyorum.

Ve sürekli her yere 6.2.23 yazmamın sebebide bu. Şuan 2020 senesinden hiçbir şey hatırlamıyorum. Sanki hiç 2020 senesini yaşamamış gibiyim. Ve bu yüzden de her yere 6.2.23 yazıyorum. Hem depremi, hem depremde hayatını kaybedenleri hemde bir kişiyi asla unutmamak için yazıyorum.

Unutmaktansa ölmeyi yeğlerim.

Bazı insanlarda korkularını sever, korkularından güç alır ve korkularını unutmamaya çalışır. Bende onlardan biriyim işte.

Ölmekten korkan bir insan değilim. Ya da şöyle de denebilir; Ölmekten korkacak kadar hayatı sevmiyorum. Ama sevdiklerimi ve günahsız bebeklerin hayatını kaybetmesinden fazlasıyla korkuyorum işte.

Neyseeee

3.3.21 de benim için kötü bir sayı ve arada bu sayıyı da kullanacağım.

Neyse efenim bölüme geçeliiiim.

_____________________________¤_¤_________

Sabah uyanmamın sebebi Okyanus'un çalan telefonuydu. Kollarını belimden çekti ve gözleri hâla kapalı bir şekildeyken cebinden telefonunu alıp aramayı cevapladı. "Ne var amına koyayım?" Dedi sinirli sesiyle. Gözleri hâla kapalıyken bir süre karşı tarafı dinledi ve sonra "siktir git Berke" diyip kaşlarını çattı. Gözlerini açtı ve bana bakarak "Sabahın bu saatinde ne sikim anlatacaksın bana?" Uykuluyken fazla küfür ediyordu. "Gel amına koyayım gel" dedi ve telefonu komodine fırlatıp tekrardan bana sarıldı.

"Berke mi gelecek?" Derin bir nefes verdi "Evet ama istersen arayıp gelmemesini söyleyebilirim" dedi. "Hayır, gelsin de kalkalım yataktan Okyanus" geri çekilip dudaklarını büzüp "Niye ya?" Uykuluyken Okyanus Okyanus değildi. "Ayıp olur" dedim ve ellerini belimden çekip yataktan kalktım. Arkamdan mutsuzca baktı "Onada eyvallah güzelim, onada eyvallah" dedi ve o da kalktı. Dün gece üstünden çıkardığı gömleği geri giydiğinde kapı çaldı. "Salona geç, kapıyı açıp geliyorum" dedim ve kapıya doğru gittiğimde "her güzel anı bok etsinler zaten" dedi ve sallana sallana salona doğru gitti.

Kapıyı açtığımda yine asker selamı verdi Berke. "Günaydın yenge" geçmesi için geri çekilip gülümsedim "Sana da günaydın" hemen içeri girdi ve salona gidip koltuğa oturdu. Arkasından gittim ve Okyanus'un yanına oturdum. "Ne anlatacaksın?" Diye sordu Okyanus. "Abi bizim şu helvalar varya" Berke'nin de çok uykusunun olduğu belliydi.

"Eee?" Berke esnedi ve "bizim bu helvaları tırlara yüklemeniz gerekmiyor muydu?" Berke sanki bir ajanmış gibi konuşuyordu. "Gerekiyordu, bir sorun mu oldu?" Bir elini yanağına koydu Berke. "Ama Aykut o helvaları tırlara yüklemedi, ben gittim dedim ki 'Adaş bu helvalar bana zimmetli, senin ne işin var burda?' Diye sordum" dedi ve esneyip devam etti. " 'Ben hallederim, sen git başka iş bul kendine' dedi Aykut bana" bir kez daha esnedi. "Ve o helvaların yüklenmesi gereken tırları, bu sabah Aykut içinde ne olduğunu bilemediğim şeylerle dolduruyordu" dedi.

ŞEKERPARE/Yarı Texting Where stories live. Discover now