Bölüm bir

333 32 26
                                    

tanıdık hikayeyle yeniden merhaba :")

🤍

Aniela Nowak...

Kaçış.

Benim için kurtuluş demekti. Şu an olduğum Almanya'dan çıkmam gerekiyordu. 

Özgür olmam gerekiyordu.

"Aniela doktor, panzehir hazırla." diyen asker Aaron ile derin bir nefes aldım. Almanya ve  Polonya arasında bir savaş vardı ve ben bu savaşta alıkoyulmuştum.

Hırsla panzehiri hazırladım.

Kafama koymuştum ya bugün kaçacaktım ya da canıma kıyacaktım.

Vakit gece yarısına gelene kadar yaralı olan askerleri tedavi ettim, zorla.

Yarı Türk yarı Polonyalıydım ben.

Zorla tutulmama rağmen kendimi vatan haini hissediyorum. Ama değilim bunun farkındayım ve bugün bu iş bitecekti.

Sahra hastanesinden önceden hazırladığım şırıngaları alıp kaldığım çadıra doğru ilerledim.

Şırıngaların içi zehir doluydu, bunlar sayesinde buradan kurtulacaktım, bunları hazırlamak uzun zamanımı almıştı.

Üstümü değişip, ceketimi üzerime giyindim, hazırladığım çantamı taktım. Şırıngaları yanıma aldıktan sonra kıvırcık saçlarımı topladım ardından yavaşça fermuarı açtım etrafı gözetledim.

Bu saatlerde sadece bir kaç asker devriyede olurdu. Her şeyi planlamıştım.

Kaldığım çadırdan çıkıp, kafama kapşonumu geçirerek sessiz adımlarla ilerlemeye başladım. Etraf zifiri karanlıktı.

Eskiden karanlıktan korkardım fakat şimdi bu karanlık benim kurtuluşum olacaktı.

Ormana doğru ilerlerken tahmin ettiğim gibi iki asker karşıladı beni, yavaşça yaklaştım onlara çıkardığım iki şırıngayı aynı anda enselerine batırdığımda ikisi de yere yığıldı.

Gülümsedim, ilk aşama tamamlanmıştı.

Sıra ormanın içindeki askerlerdeydi.

Ağaçların arkasına saklana saklana ilerlerken karşımda elinde tüfeğiyle bana doğru gelen askerle sırtımı büyük ağaca yasladım. Şırıngayı hazırlayıp yanımdan geçmesini bekledim, ıslık çalarak yanımdan geçerken boynuna şırıngayı sapladım sapladığım gibi yere yığıldı.

Derin bir nefes aldım, boynumda hissettiği kolyeyi gün yüzüne çıkardım. İçinde olan fotoğraftaki yüze baktım.

Sebastian'ın sevgilimin yüzüne.

Gülen yüzünü okşadım, "Senin için," dedim sessizce, "Senin için ve vatanım için bunu başaracağım sevgilim."

Adım sesleri duyduğumda kafamı çevirdim iki asker geliyordu, "Siktir." diye mırıldandım.

İki şırınga çıkarıp hazırladım, biri solumdan biri sağımdan geçerken omuzlarına batırdım.

İkisi de inleyip yere düştüğünde derin bir nefes verdim.

Ormanda bata çıka yürüyerek sınıra ulaştığımda derin bir nefes verdim. Saatimi kontrol ettiğimde tam isabet.

Nöbet değişimine denk gelmiştim.

Bu saatlerde aralarında goygoy yaptıklarını gördüğüm için işim rahattı.

Her ihtimale karşı yanımda fazlasıyla zehir vardı.

Son Durağın| Sebastian SzymanskiWhere stories live. Discover now