Cevap vermeden yüzüne kapattığımda sinirden kudurduğunu biliyordum. Öfkeyle telefonu masanın üzerine fırlattım ve sakinleşmek için kendime zaman tanıdım. Arkadan Demir bana sarıldığında hala sakinleşmeye çalışıyordum.

"Bebeğim iyi misin?"
"Evet."
"Gergin gibisin biraz, kim sinirlerini bozdu."
"Önemli biri değil neyse kahvaltıyı hazırlayalım hadi."
"Tamam o zaman."

Azıcık huzurum vardı onunda içine her zamanki gibi sıçmışlardı. Alıştığım bir şeydi ama bunu Demir'e yansıtmak istemiyordum.

Mutfağa doğan onun ferah kokusuyla kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Hızlıca bir kahvaltı hazırladığımızda aceleyle yiyip hazırlanmak için yukarı çıkmıştık.

Demir çoğunlukla burada olduğu için evden bazı eşyalarını getirmişti. O üzerini giyerken bende üzerimi giyiyordum. Dar ama esnek bir kumaştan olan çapraz yakalı kahve-bej tonlarında bir elbise giymiştim. Altınada süet koyu kahve ince topuklu sivri burun bir çizme giymiştim. Saçlarımı sıkıca bağlamıştım. Hafif bir makyaj yaptığımda hazırdım.

Aynadan son kez üzerime bakarken Demir kenardan beni süzüyordu

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Aynadan son kez üzerime bakarken Demir kenardan beni süzüyordu.
"Harika göründüğümü biliyorum daha fazla aşık aşık bakma lütfen."
Söylediğimle güldü.
"Elbise yakıştı."
"Sen üzerimde yırtmadıktan sonra güzel olsa ne fark eder."
"Yırtarız bebeğim ayıp ediyorsun."
"Hayır asla bu elbiseme dokunmuyorsun çok seviyorum elbisemi."

Söylediğimle güldü. Evden çıktığımızda ikimizde kendi araçlarımıza yönelmiştik. Şirkete geldiğimde hızlıca odama çıktım ve işlerime başladım.

İşlere dalmışken çalan telefonum dikkatimi dağıttı. Ekranda Mert Kılıç yazısını görmek bile sinirlerimin gerilmesi için yeterli olmuştu. Bugün baba oğul beni rahat ettirmeyeceklerdi.

"Ne oldu?"
"Sana da merhaba Arya."
"Sanki düzgünmüşsün gibi normal bir tavır bekleme ne istiyorsun?"
"Hanımefendiye bak sen, sen çok mu düzgünsün açtırma ağzımı."
"Açsana ağzını ne olur bak korktum falan yani ne istiyorsun hadi söyle daha fazla meşgul etme."
"Pazar günü şirketin kuruluş yıldönümü daveti var ona göre düzgünce hazırlanıp gel bizi utandırma."
"Sizi zaten hep utandırıyorum bence siz utanmayın diye ben gelmeyeyim gerekli bir şey değil."
"Kes sesini geleceksin oraya düzgün davranacaksın."
"Benimle nasıl konuştuğuna dikkat et başlatma davetine."
"Pazar günü davette ol-"

Öfkeyle telefonu yüzüne kapattığımda sinirden yerimde duramıyordum. Pislikler ölseydim de kurtulsaydım her şeyden.

Odanın içinde sakinleşmek için yürürken tekrar telefonum çaldı. Mert'in aradığını sanarak öfkeyle telefona yöneldiğimde Demir'in aradığını gördüm.

"Nasılsın bebeğim?"

Sesimi sakin çıkarmaya çalıştım gerginliğimi yansıtmak istemiyordum.
"İyi çalışıyorum sen?"
"Bende aynı akşam bara gitmem gerekiyor sende gelmek ister misin?"

Arsız Doyumsuzluk (+18)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt