"Bakışlarındaki isteğe daha fazla dayanamadım, ama bakışlarından çok altındaki asıl harikanın ıslak ve muhtaç isteğine dayanamadım."
"Konuşmak yerine isteklerimizi gidermeye ne dersin?"
Olabildiğinde arsız ve cilveli üslubumla sanki daha fazla daya...
Düşüncelere dalmış bir şekilde duştan çıktığımda hemen üzerime rahat bir şeyler giydikten sonra hızlıca aşağı indim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mutfağa geldiğinde Demir çayları dolduruyordu. "Ellerine sağlık bebeğim." "Seninki gibi harika tatlar olmasa da hazırladık bir şeyler." İmasıyla gülerken masaya oturduk. Sessiz bir şekilde oda düşüncelerine dalmışken kahvaltı ettik. Aynı sessizlikle masayı topladıktan sonra içeri geçtik. "İşe gidecek misin?" "Hayır bu hafta şirkete gitmeyeceğim, sen?" "Eğer iyiysen gideceğim ama kaladabilirim önemi yok." "Gayet iyiyim kalmana gerek yok bebeğim işlerini hallet akşam istersen tekrar gelirsin zaten." "Tamam o zaman en kısa sürede işlerimi halledip buradayım."
Demir üzerini giyip çıktıktan sonra bende biraz Leydiyle ilgilenip mamasını ve suyunu koyduktan sonra hala üzerimdeki çöküntünün ağırlığını hissettiğim için uyumak için odama gittim.
🍷
Uykumun derinliklerinde arkadan zil sesini duyarken rahatsızca yerimde kıpırdandım, zil çalmaya devam ederken zorlukla gözlerimi açtım ve yataktan çıkarak kapıyı açmaya gittim.
Kapıyı açtığımda Demir'in endişeli gözleriyle karşılaştım, aniden beni kendine çekip sıkıca sarıldığında yaptığına hazırlıksız yakalandığım için bir süre bekledikten sonra bende ona sarıldım.
"Bebeğim iyi misin? Neden endişelisin bu kadar?" "İyiyim, sadece iyi olmanı hissetmeye ihtiyaç duydum. Şimdi çok iyiyim." Söylediğine şaşkınlıkla kalırken beni serbest bıraktı. Hızlıca kendimi toparlayıp kapıyı kapattığımda oda içeri doğru gitti.
Salona geçtiğimizde yanına oturmamı istercesine kolunu açtı bende kolunun altına girdiğimde tekrar bana sarıldı. "Konuşmak ister misin?" "Konuşacak bir şey yok sadece sarılmak istedim sana." "Peki."
Böyle belirsizlikler içinde daha nereye kadar devam ediceğimizi bilmiyorum. Ben onu sevdiğime emin olmuşken onun hala sadece beni bedenim için yanında tuttuğu düşüncesi kafamdan silinmiyordu. Tabii ki böyle bir ad koyalım gibi saçmalıklara dalan bir insan değilim ama Demir bir başkası gibi değildi böyle duyguları ilk defa ona karşı hissediyordum. Onunda beni kırmasından delice korkuyordum fakat sanki ikimizde onun zaten beni kıracağını paramparça edeceğini başından beri biliyormuşçasına bu yatak ilişkisine devam ediyorduk.
"İlk defa sadece sarılmak istedin arzulamayarak duygusal bir şekilde sanki, iyi misin?" "Bebeğim iyi olduğumu söyledim, sadece sana ulaşamayınca merak ettim ve sarılmak istedim neden anormal bir şey yapmışım gibi merak ediyorsun?" "Anormal gibi geliyor çünkü seks yapmaktan başka bir şey yapmadığımız için böyle davrandığında garipsemem gayet normal değil mi?" "Ne yapmamızı bekliyorsun Arya, ikimizde bence halimizden memnunuz." Kendimi geri çekip kolunun altından çıktım, "Evet, tabii memnunuz."
Yanından kalkarak mutfağa doğru yürüdüm, "Kahve yapıcam içer misin?" "Olur." Kahveleri yapıp tekrar içeri geldiğimde sessizce kahvelerimizi içtik. Başta onun üstüne atlayıp arsız olan bendim ve devamını getirende bendim, iki kere bana acıyıp sarıldı diye hemen tutulduğum için onunda bana karşı bir şeyler hissetmesini beklemem saçmalıktı.
Kendime, duygularımın saçmalığına öfkelenerek birden Demir'in kucağına çıkıp dudaklarına yapıştım. Birden şaşırarak duraksadığında oda öfkeyle öpüşüme karşılık vermeye başladı. Birbirimizi öpüşümüz öfkeyle devam ederken sanki bütün öfkemizi atmak istercesine kıyafetlerimizi üzerimizden parçalayarak attık. Demir dudaklarımdaki öfkeyle vücudumu da talan ederken o an zevk almak umrumuzda değildi tek düşündüğümüz öfkemizi de tek yaptığımız şey olan seksle birbirimizden çıkarmaktı.
Daha fazla dayanamayıp onu üzerimden ittiğimde anlam veremeyen sabırsız bakışlarını üzerime dikti. "Dokunma, istemiyorum." "Tamam." dedikten sonra üzerimden hızlıca kalkıp üstünün halini umursamadan hızlıca evden çıkıp gitti. Ne olduğuna bir an anlam veremedim, sonrasında sadece hissettiğim kırgınlık ve kullanılmışlık hissiyle kanepenin üzerinde uyudum.
🍷
Zil sesiyle uyanıp kapıyı açtığımda sipariş ettiğim telefonum gelmişti. Telefonum kırık olduğu için iki gündür şirketten ve kimseden haber almadan sakin ama hiçte sakin olmayan iki gün geçirmiştim.
Hızlıca telefonun işlemlerini halledip açtığımda sadece asistanım Haleden birkaç mailin geldiğini ve babamında ayıp olmasın diye sorduğu işe ne zaman geleceksin mesajı vardı. Umursamayıp telefonu bir kenara bıraktığımda mutfağa girip sadece bir kahve hazırlayıp oturdum. Kahvaltı yapabilecek iştahım ve isteğim hiç yok.
Acaba sonum böyle nereye gidiyor, yalnız başıma öleceğimi kabullendim sanırım. Azıcık kendimi hissedeyim diye sunduğum kirli bedenimden başka istenen bir şeyim olmadı ve istenmeye değer bir şeyim hiç olmadı. Demir'de sadece bedenim için benle olduğunu kanıtlamışçasına dün yapacağını yaptı.
