Luna o sabah telefonunun ısrarla çalmasıyla uyandı. Eliyle yastığının altını yoklayarak telefonunu aramaya başladı. Nihayet telefonu bulduğunda telefon çalmaya devam ediyordu. Tek gözünü zorla açarak ekrana baktı. Aryan babasıydı. Telefonu açtığı gibi babasının yarı endişeli yarı öfkeli sesi duyuldu. ''Luna! Sonunda be kızım! Niye açmıyorsun telefonunu? Yoksa yine sessize mi aldın? Daha kaç defa söyleyeceğim ben sana telefonunu açık tutmanı?'' diye cümleleri sıraladı. Luna derin bir iç çekerek konuştu: ''Hayır baba, sadece uyuyordum.'' Bunu duyan babasının nefesleri normale dönmeye başladı ve sakin bir sesle konuştu.: ''Anneannen hastalanmış. Bu yüzden acil olarak yanına geldik. Burada ne kadar kalacağımız belli değil. İşimiz uzun sürmez diye seni yandırmadık ama iş uzayacağa benziyor. Sende en yakın zamanda ki uçağa bilet al ve yanımıza gel. Dikkat et kızım. Elini çabuk tut. Görüşürüz'' Luna tamam diyerek telefonu kapattı. Uykusu iyice açılmıştı. Yataktan kalktı ve perdeleri açarak güneş ışıklarının odayı doldurmasına izin verdi. Hava güneşliydi. Pencereleri hafifçe açtı ve ılık ilkbahar havası içeri girdi. Mart ayı itmek üzereydi. Çiçekler etrafı doldurmaya başlamıştı. Bir süre 15 yıldır yaşadığı mahallesini izledi ve pencereyi açık bırakarak alt kata indi. Buzdolabından bir şeyler aldı aldı ve kahve yaptı. Kahvaltısı bitince salonda ki büyük koltuğa uzanıp uçak biletlerine bakmaya başladı Uygun bir uçak bileti bulunca hemen bileti satın aldı ve hazırlanmak için odasına döndü. Yanına rahat kıyafetler almaya özen gösterip ufak bir bavul hazırladı. Uçaktan inince direkt hastaneye gideceği için hem rahat hem uygun bir kıyafet aradı. Bol pantolon ve bol sweatini giyip aynada kendine baktı. uyurken çıkarıp başucuna koyduğu yıldızlı kolyeyi eline aldı. Bu kolyeyi ona ablası vermişti. Üzerinde üç küçük yıldız vardı. Luna bu yıldızların ona şans getirdiğine inanıyordu. Kolyesini taktı ve bavulunu da alarak evden çıktı. Taksiye binerek havaalanına gitti. Havaalanına varınca hızlıca uçuş işlemlerini hallederek uçağını beklemeye başladı. O sırada içeri bir adam girdi. Adam baştan aşağı siyah giyinmişti, siyah bir maske ve güneş gözlüğü takmıştı Luna bu adam karşısında ürperdi. Adam yine siyah olan çantasını x-ray e koyduğunda bir şeyler ters gitti. Güvenlik görevlisi çanta da ne olduğunu sordu. Adam cevap vermedi. Güvenlik görevlisi sorusunu tekrarlayarak çantasını açmasını istedi. Adam çantayı tamamen açtı ve etrafı simsiyah bir bulut sardı. Bulut dağıldığında siyah giyimli adam ortadan kaybolmuştu. Luna dikkatini çantadan çevirdiğinde, hareketsizce yerde yatan insanları ve güvenlik görevlisini gördü.
