-Okul Başlıyor-

41 2 0
                                    

Ertesi sabah teyzemin ''Mutlu bir sabaaaaah ,mutlu bir okul günüüüüü!'' diye uydurduğu şarkıya lanet edercesine kalktım.Tenis topunu andıran topuzum ve ben lavabonun yolunu tuttuk.Eskiden kalma bir alışkanlığım vardı: Yemek yemeden önce dişlerimi fırçalamak.Biraz garip farkındayım ama alışkanlık işte! Dişlerimi olduğunca düzgün fırçalamaya gayret ederken, teyzemin benim için getirdiği okul kıyafetini görünce mide fesadı geçirdim. Aman Allah'ım! üstünde mavi çizgilerin olduğu bordo bir eteği nasıl sevebilirdim ki ben? Birden aklıma ''Barça Barça !'' diye bağıran annemin sesi gelince okul kıyafetimin o kadar da kötü olmadığını düşündüm.Nasıl da detone olmadan bağırırdı ama!.. ''Gerçekten müthiş bir şey bu(!)'' diye söyleyiverdim birden, diş fırçamı yıkarken. ''Bende öyle düşünmüştüm hayatım tam da sana göre bir şey bu !''odama doğru yol alırken yapmacık gülüşümü takındım birden. Her zaman gerçek bir tebessüm olduğunu zannederlerdi. Şuana kadar gerçek ve yapmacık gülüşümü ayırt edebilen kimseye rastlamamıştım. Okul eteğine ifadesizce bakarken bir taraftan da onu giymekle uğraşmak zordu açıkçası. En sonunda onu giymeyi başarmıştım,bir an kedi kapmış bir fare gibi hissettim kendimi.Aynanın karşısına geçtim kahvaltıya inmeden önce.Kahverengi, belime kadar uzanan saçlarım ve çarpık bacaklarımla adeta bir atı andırıyordum.Hani ''at gibi kadın'' derler ya onun da tam anlamı olduğum söylenemezdi açıkçası.Ne çok sıska ne de çok etli bedenime baktım birden.Harika değildim kabul ediyorum ama bacaklarımı saymazsak mükemmel sayılabilirdim.kahverengi gözlerim makyaja alışkın değildi.Kendimi baştan aşağı süzdüm.hiç çaktırmasam da yeni okulumda beni nasıl bir çevrenin beklediğini merak ediyordum.''Ohooo hanımefendimiz daha yeni tenezzül ediyorlar, kahvaltıda bulunmanız bizim için bir şereftir efendim!'' Kızgın sayılabilecek bir tavırla hem gözlerini ayırmadan bana bakıyordu hem de yeni pişirdiği yumurtayı tabağa boşaltıyordu.-Artık Müjgan teyzenin iki işi yapabilme konusunda master yaptığına kanaat getirmiştim- ''Yumurtayı daha yeni pişirmişsin o kadar da geç kaldım sayılmaz'' diye lafı koydum. O da sinirli bir bakış atıp ''büyüklere cevap verilmez'' –sanırım böyle bir şeyler söylüyordu- diye homurdandı.Ben tabağımı peynir ve yumurtayla doldururken o da bir anda söze girdi: ''Yeni okulun için heyecanlı mısın tatlım?'' daha demin homurdanan bir insan nasıl olur da 360 derece değişebiliyordu böyle. ''Teyze liseliyim ben. Ve genelde lise 3. Sınıf öğrencileri okulları için heyecan duymaz.'' Bir anda yüzünü astı. Bense yumurtamı daha seri yemeye başladım. Daha sonra teyzeme bir hoşça kal öpücüğü kondurup saat 8 buçuğa gelirken okul otobüsü için durağa doğru yola çıktım. Çok geçmeden korna sesiyle irkildim. Otobüsüm filmlerdeki gibi sarı ve güzel değildi ama fena sayılmazdı. Güzel ve karanlıkta parlayacağını düşündüğüm farları vardı. Otobüste en arkayı seçtim. Şoför bana pis pis bakarken bende en samimi yapmacıklığımı takındım.Herkes kendi arasında ''yeni kız'' diye fısıldıyordu.Bu pekte hoşuma gitmemişti açıkçası.Bende olabilecek en iyi şeyi yaptım : Duymazdan geldim.O sırada kahve saçlı, tahminlerimce benim yaşlarımda, adonisleri olan renkli gözlü bir çocuk (gözümün seçebildiği kadarıyla) arkadan koşuyordu. Şoför ise bir anda öfkeyle bağırdı ''Karan evladım her gün her gün senin için şu frene 10 kere basmak zorunda mıyım ben!'' Çocuk pek umursamışa benzemiyordu. Ne bir özür diledi ne de yapmacık bir gülümse takındı suratına. Derken otobüsteki tek boş yerin benim yanım olduğunu fark ettim. Bir anlığına da olsa mutluluk duymuştum bu durumdan. Belki konuşabilir, kaynaşabilirdik. Ben onun yanıma oturmasını beklerken o terlemiş saçını boynunun arkasına attı ve kapşonunu örttü. Ben hala onun solmuş yüzüne bakıyordum fakat o gözlerini bir kere olsun siyah çantasının üzerinden ayırmadı. Bir süre sonra yanıma oturmayacağını fark ettim. Kim bilir belki de oturacağı yerin desenini beğenmemişti. (Ah ne saçmalıyorum ben!) Ayaklarını siyah çantasına dayamış öylece bakınıyor arada gözlerini kapatıp duruyordu. Belki de utanmıştı. Sonuçta bir kızdım. Ona buranın boş olduğunu hatırlatsam mı diye düşünüyordum ki okula gelmiştik. Hızlı adımlarla otobüsten indi. Neden bilmiyorum ama sürekli gözlerini kaçırıyor, kimseyle muhatap olmuyordu. Belki de Çanakkale'nin havalı çocuklarından biriydi ve bizi küçümsüyordu, kim bilir! Okula adım atmadan önce içimden her şeyin iyi olması için dua ettim ve 3 kez ''her şey iyi olacak'' diye tekrarladım. Adımımı atar atmaz pembe yanaklı zayıfça bir kızla çarpıştım. Kitapları yere düşmüştü. – Allah aşkına bir günlük ders programı için tahminlerimce 7 kitap fazla değil miydi?- ''Affedersiniz'' kızın sesi o kadar ince ve sessizdi ki bir an ne dediği konusunda tereddüt etmiştim. ''Yo hayır,ben üzgünüm..'' Kitapları toplamaya çalışırken bir taraftan da ''özür dilerim''e benzer şeyler saçmalıyordum. O anda kız pembe yanaklarına uygun küçük bir tebessümle elini uzattı ''Adım Selin.'' Elini sıkmayı başarmıştım. Ellerinin bu havada sıcak olması gerekmez miydi? Çünkü elleri tam bir kutup havasındaydı. ''Bende Derin. Burada yeniyim, biriyle tanışmış olmak güzel.'' Miktarını belirleyemediğim şekilde gülümsedi.-Benim aksime oldukça samimi bir gülüşü vardı- ''Ben okulun eskilerindenim. Bilirsin klasik aileler işte puanının tuttuğu ilk okula seni gönderirler.'' Yavaş adımlarla okula doğru yürüyorduk. ''Okulun eskilerindensen belki bana sınıf listesinin nerde olduğunu gösterebilirsin.'' Sesim kibar, ince ve donuk çıkıyordu. –Bu sesi neremden çıkarıyordum ben?- ''Gülümsedi ve Atatürk anıtının yanındaki kirli sayılabilecek panoyu işaret etti. Ona veda etmeden panoya doğru koştum. –biraz terbiyesizce olmuştu sanırım- ''11-C'' bunu içimden birkaç kez tekrarladım. Kolej sayılabilecek bir okul niteliğindeydi burası; bahçesinde çiçekler, renkli güzel duvarlar ve karşıdan göründüğü kadarıyla zengin insanlar... Bir lise için 2 bina fazla değil miydi diye düşündüm içimden. Burada 2 yılım geçecekti. Güzel olacağını umarak renkli koridorda sınıfa doğru yürümeye başladım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AYNASIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin