SIR PERDESİ

(14)

" İzleyelim sevdiğim. "

" Ama böyle olmuyor. " Beni yine kendine çekip sarıldığında sustum.

" Nasıl olmuyor. "

" Böyle."

Anlamadığını belliydi.

" Birden çekip sarılıyorsun , öpüyorsun alışkın değilim. "

" Ama sevdiğim değil misin sonra karım olacaksın. "

Sırtına vurduğumda attığı kahkaha ile bende güldüm.

" Cidden şiddet sorunun var sevgilim ."

Onu ittim .

" Nerden sevgilin oluyorum. Hayırdır ya ne bu sahiplenmeler. "

Kaşlarını çattı.

" Ne yani evlilik teklifi etsem kabul etmeyecek misin?"

Tabiki evlilik teklifi etse, seve seve kabul edecektim ama bunu şimdi onun bilmesine hiç gerek yoktu.

" Ne münasebet."

Beni tekrar kendine çekti. Sımsıkı sarıldığında gözlerim doldu. Bazı anlar vardı, olacağının hiç ihtimalini vermezsiniz. Olduğunda işte böyle ne yapacağımızı da bilmezsiniz. Benim o kadar çok eksiğim vardı ki şimdi azıcık sevgi gösterildiğinde gözlerimin dolmasına engel olamıyordum.

Çınar ile filmi birlikte izledik. İkimiz de salonda oturmuş pür dikkat filmi izliyorduk .Bunu daha önceden bir kez daha izlememe rağmen Çınar'la birlikte izlediğim için daha da keyif almıştım . İnsanın sevdiği ile yediği yemek, içtiği su , izlediği film bile daha keyifli oluyormuş. Filmin sonunda kadının ölmesine Çınar o kadar çok üzüldü ki , sürekli ellerimi tutup öptü. Nabzımın attığı yeri de sürekli öptü ve elleri ellerimdeyken uyuya kaldı.

Ellerim saçlarını buldu, ben bu adama aşıktım. Ben bu adam için gençliğimden, çocukluğumdan vazgeçmiştim. Ben bu adamla birlikte büyümüş, birlikte var olmuştum. Kendimi kandırmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum, ben Çınar dan başkasını asla sevmezdim. Deneyeceğim demiştim ama denemek bile içimden gelmemişti. Belki delilikti belki de saçmalık. Ben bir adam sevmiştim ve onun için herşeyden vazgeçmeye hazırdım. Bunca yıl savaşırken neden bir anda ondan vazgeçtim ki.

Deniz'in bana söyledikleri için mi? Yoksa artık dayanma gücüm kalmadığı için mi? Ya da sevildiğimi bu kadar çok geç fark ettiğim için mi?  Çınar daha çok bana sarıldığında bende onunla birlikte uykuya yenik düşmüştüm. Belki de ilk defa sevdiğimin yanında olmak bana cenneti yaşatmıştı.

(...)

Sabah olmasına rağmen oda neden bu kadar karanlıktı? Yatakta doğruluğumda dayak yemiş kadar kendimi yorgun hissediyordum. Ayağa kalkıp camı açtım, güneş bu kadar kızıl iken neden odam böyle karanlıktı. Çınar'ın benim yatağımda benimle uyuduğunu fark ettim . Sanırım dün gece ikimiz de koltukta uyuyunca beni odaya taşımıştı. Kendisi de yanıma uzanmıştı.

Onun yanına gidip öptüğümde hiç tepki vermedi. Sanırım gece yatağında yatmadığı için geç uyuya kalmıştı. Aşağı inip ikimiz için kahvaltı hazırlasam çok iyi olacaktı. Dün o akşam yemeğini yapmıştı ve sabah kahvaltısını da ben hazırlamalıydım.

Merdivenlerden inerken her merdivenin başında bir kağıdın bırakılmış olduğunu gördüm. İlk basamaktaki kağıdı elime aldım. Kağıdı açtığımda içindekileri okumaya başladım.

" Her ihanet,  bir aileyi yıkar. Her geçmişten gelen ve bitmeyen sevgi birinin canını yakar . Daha çok can yakmak dileğiyle."

Okuduğum kağıt ile anlam veremedim. Bunları kim buraya koymuştu. Eğilip ikinci basamaktaki kağıdı aldım.