Arkasından bakıp geri önüme döndüğümde telefonumu açtım.

Üç veya dört adım kadar ilerlediğimde birine çarpmıştım.

Elimdeki telefonu yere düşürünce eğilip aldım.

"Kusura bakma-" bakışlarım karşımdaki kişiye döndüğünde kaşlarım çatıldı.

Kerem karşımda durmuş bana bakıyordu.

"Sen ne yapıyorsun? " sinirli çıkan ses tonum ile duruşunu bozmamıştı.

"Kimdi o çocuk? " ellerini önünde birleştirdiğinde nefes aldım.

"Sana ne? " alayla yan tarafa döndüğünde beni süzdü.

"O çocuk kimdi Ayça?" sorusunu tekrarladığında ona baktım.

"Sana ne Kerem? Sa-na-ne. " onu es geçip ilerlemeye başladığımda yeniden önüme geçip gitmemi engellemişti.

Kabul, bu tavırları hoşuma gidiyordu.

"Bak Ayça. Ben normalde hiç bu kadar sabırlı bir insan değilimdir, " gözlerimi etrafta gezdirdiğimde bir bacağımı kırıp ağırlığımı vermiştim.

Etrafta fazla insan yoktu.

"Hayırdır? Senin bana hesap vermem gerekirken ben niye sana hesap veriyorum? " sorum ile bir adım daha yaklaştı.

"Şok şok şok Kerem Aktürkoğlu kız arkadaşı ile kameralarımıza yakalandı! Şok şok şok Kerem ve Sevgi nasıl sevgili olacak? " taklidim ile bakışları yeniden beni süzdüğünde oflamıştı.

"Ya yemin ederim onlarla aramda hiçbir şey yok. " güldüm.

"Tabi tabi bende Namık Kemal. " kaşlarını çattı.

"Ben dalga geçmiyorum. " tok çıkan ses tonu ile güldüm.

"Bende dalga geçmiyorum Kerem. " aniden kolumdan tutup ilerletilmem ile ne olduğunu anlamamıştım.

"Bıraksana kolumu! " dişlerimin arasından konuştuğumda etraftaki insanların bakışları bize dönmüştü.

"Kime diyorum?! " Beni umursamıyordu.

"Kerem! " Ben etrafa bakarken sinirle nefesimi verdim.

Zorluk çıkarmadan diğer elim ile elini tutup onu durdurdum.

Yaptığım ile şaşırdığında ellerimize baktı.

Bakışları bana döndüğünde yüzüne baktım.

"Etraftakiler bize bakıyor. " dişlerimin arasından mırıldandığımda anladım derecesinde kafasını salladı.

Kolumdaki ellerini çektiğinde elimdeki ellerini sıkmıştı.

İçimde bir şeylerin canlandığını hissettiğimde önüne dönmüştü.

Aklıma gelen düşünce ile durdum.

"Bu seferde biz magazine düşeceğiz." omuz silkip ilerlemeye devam etti.

"Erken öğrensinler bir şey olmaz. " anlamaz gözlerle ona baktığımda kaşlarımı çattım.

"Neyi erken öğrensinler? " güldü.

"Boşver. " Ben ne anlamda söylediğini düşündüğümde düşen jetonum ile hayretle Kerem'e döndüm.

"Erken öğrenmeyecekler. " bakışları bana döndüğünde neden öyle dediğimi anlamaya çalışıyordu.

"Neyi? "

"O ima ettiğin şeyi erken öğrenmeyecekler. " omuz silkti.

"Tamam bana fark etmez, geç öğrensinler. " gözümü devirdiğimde etrafa baktım.

Çare || Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin