7.Bölüm: RÖTARLI KAOS

1 0 0
                                    

Ateşten Küller 7.bölüm: Rötarlı Kaos

İyi okumalar🍀

Bir sorunla karşılaştığımda asla çözümsüz kalmamıştım. Hiçbir zaman. Elbet bir yolunu bulmuş sorunumu çözmüştüm. Çıkmaz sokakla karşılaştığımda kendime yeni sokaklar oluşturmuştum. Fakat babamın evleneceksin dediği andan itibaren o kadar çaresizdim ki yeni sokaklar oluşturmamıştım. Bulduğum çözümlerin hepsi başarısızdı.

Fakat şimdi, Yine çözümsüz kalmamıştım. Yine başarmıştım!

Agır Dağlar sayesinde.

Her ne kadar ona söylemesemde sanırım ona içten içe borçlanmıştım. Çünkü beni kurtarmıştı. Belki o kendini bu olaydan her türlü kurtarırdı. Ama ben kurtaramazdım. Babama boyun eğmek zorunda kalırdım. Agır olmasa bile beni başkasıyla evlendirip şirketini büyütürdü. Bilirdim yapardı. Dostuma hata yaptım ayakları oyundu yani.

Şimdi sakince düşününce iyi ki Agır karşıma çıkmıştı. Çoğu zaman sinirimi bozsa da, Agır yerine şerefsiz biri olabilirdi ve benim istemediğim şeyleri bana yaptırmaya çalışabilirdi.

Odamda, pencerenin karşısındaki koltuğa oturmuş, çöken karanlığı izliyordum. Işıkları kapatmış, loş ışıklı lambamı açmıştım. Babam ve annem neredeydi bilmiyordum. Bir kaç saat önce evden çıkmışlardı. Ben evde tek başıma kafa dinliyordum. Altımda siyah penye pijama altı vardı. Üstümde de büstiyer tarzı siyah bir crop giymiştim. Boynumdaki morluklar hala duruyordu, arada kremleyip hızla iyileşmesi için çabalıyordum. Elim boynuma gitti. Morlukların üstüne dokundum. Agır izlerini bırakırken acımamıştı fakat şu an fazlasıyla acıyordu. Gizlemek için dışarı çıkmamıştım. Çekimlerimi bir iki hafta ertelemiştim, hastayım bahanesini kullanarak.

O konuşmamızdan beri üç gün geçmişti. İletişime geçmemiştik. Babamla da konuşmamıştım. Konuşmaya çalışmıştı ama pas vermeyip odama geçiyordum hep. Çünkü her ne kadar Agıra, "Kabul ediyorum!" Desemde kararımı ve planımızı iyice düşünüp ona göre hareket edecektim. Anlık kararlarla olacak iş değildi. Annemle hastalığı hakkında konuşmak istemiştim. Fakat üstün körü konuşmak zorunda kalmıştık. Biz konuştuğumuz sırada babam gelmiş ben odama geçmiştim. Annemden sadece doktor randevusuna gittiğini öğrenmiştim.

Odamda, Oturduğum geniş tekli koltukta ayaklarımı kendime çekmiş, arkama iyice yaslanmıştım. Elimde kahvem vardı. Ben düşüncelerim arasında sayıklarken telefonumun bildirim sesi odada yankılandı. Telefonumu elime aldım. Bilinmeyen numaradan gelen mesaja kaşlarımı çatarak baktım.

+053**: Nasılsın?

Virma Öztaş: Kimsin?

+053**: Agır Dağlar.

Virma Öztaş: Ne var?

Agır Dağlar: İyi misin dedim?

Virma Öztaş: sana ne?

Agır Dağlar: İyi misin?

Virma Öztaş: Seni ilgilendirmez.

Agır Dağlar: Boynundaki morlukların ressamı benim. Seni ve eserimin durumunu sormak beni ilgilendiriyor.

"Gerizekalı öküz!" Diyerek homurdandım. Ne yani beni utandırıp cevap mı bekliyordu benden? Daha çok beklerdi! En iyisi umursamamaktı. Bu konu hakkında yapacağı imaları kaldıramayacaktım. Çünkü o geceyi her ayrıntısına kadar hatırlıyordum ve resmen azmıştım!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ATEŞTEN KÜLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin