Virma Öztaş: Napim
Agır Dağlar: Cevap verebilirsin.
Virma Öztaş: Vermeyeceğim.
Agır Dağlar: Elbet bir gün verirsin.
Ağzım açık yazdığı şeyi okumuştum. Çok terbiyesizdi. Bazen ağzı o kadar çok bozuluyordu ki beni şoke uğratıyordu!
Virma Öztaş: Bir daha bana yazma, terbiyesiz!
Agır Dağlar: lan,
Agır Dağlar: Öyle demek istemedim! Sen gerçekten fesatsın.
Evet doğru söylemişti. Ben gerçekten fesatım... Alakasız konularda bile bel altı bir anlam çıkartabiliyordum.
Virma Öztaş: Şimdi suç benim oldu hee? Hem terbiyesizsin hemde düzenbazsın ahır!
Agır yazacakken klavyenin ahır diye düzeltmesini görünce kahkaha attım. Tamda ona yakışır bir şeydi. Ben gülmeye devam ederken Agırın yazdığı kelimeyle durdum.
Agır Dağlar: Komik misin sen, firma?
Resmen gülüşüm yüzümde asılı kaldı. Vizyonsuz.
Virma Öztaş: Vizyonsuzsun.
Agır Dağlar: En azından firma değilim.
Kafayı yemişti bu adam! Cevap vermeyip telefonu kapatıp kenara koydum. Vizyonsuz! Firma ne gerçekten? Gözlerimi devirip, "Dövmek istiyorum şunu!" Diye mırıldandım.
Üst üste mesajlar gelmişti, Agırdan. Hiçbirine cevap vermedim. Telefonumun zil sesi odamı kaplayınca tekrardan elime aldım.
Agır Dağlar Arıyor...
Gerçekten manyağın tekiydi. Niye iyi olmayayım ki?! Bir anda ne diye beni arayıp soruyor? Aramaları durmayınca telefonu tümden kapatıp kenara geri koydum. Sinirimi bozmuştu ve şu an onla ilgilenemezdim. Hem başım çatlıyordu hemde bu öküzle uğraşacak halim yoktu.
Tahmini yarım saat sonra ben uyku ile uyanıklık arasındayken kapı zili çalmış, gözlerim açılmıştı. Kapıyı açmam lazımdı çünkü evde kimse yoktu. Annemler zili çalmazdı. Kim gelmişti?
Homurdana homurdana aşağıya gittim. Ve delikten bakmadan direkt açtım. "Agır?" Diye şaşkınlıkla konuştum. Agır üstüme doğru bir kaç adım atarken, "Sen bana kafayı mı yedirteceksin? Telefona neden bakmıyorsun?!" Diye bağırdı bi anda. Hayır, kükredi. Böyle bağırmasını beklemediğim için şaşkınlıkla bakakaldım.
"Cevap ver!" Diye bir kez daha kükredi. Her ne kadar cevap vermek istemesemde baya bana bağırıyordu ve gözlerinden endişe akıyordu. "Başına bir şey geldi sandım!"
Başıma ne gelebilirdi?!
"İyiyim," dediğimde çenesini sıktı. Elini saçlarına daldırdı. "Az önce iyiyim deseydin böyle şeylerle uğraşmayacaktım." Dediğinde sinirlenme sırası bendeydi. Uğraşmak? Ben mi dedim benimle uğraşmasını?
"Ben mi dedim benimle uğraş diye?!" Diye bağırdım. "İzinsiz, müsadesiz gelmişsin kapımın önüne, bi' de üstüne üstlük bana bağırıyorsun!"
YOU ARE READING
ATEŞTEN KÜLLER
General FictionOnların yolları bir anlaşma üzerine birleşmişti. Peki bu birleşme sonrasında açığa çıkan sırlar ne olacaktı? Virma Öztaş, 24 yaşında tek isteği babasının esareti altında kalmamaktı. Virma, kendi özgürlüğü için savaşmaya hazır biriydi. Savaşçı değil...
7.Bölüm: RÖTARLI KAOS
Start from the beginning