Bölüm 3: Yapboz Parçaları

61 26 64
                                    

Helloşşş aksiyon, drama, ve gerilim, gizem seven okuyucular🖤

Dünyamın desteğinize ihtiyacı var bebeklerim;)

Bakalım Noora daha neler yaşayacak bende merak ediyorum⏲️

---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yaşadığım durumun enerjisinin hissleri tüm bedenimi ele geçirmiş tenemin altına kadar hattda damarlarıma bile korku yaymışdı. Kalbim korkunun verdiği adrenalinden dolayı hızlı hızlı atıp hayatda kalmaya çalışıyordu zira şuan ölümü tüm benliğimle hiss ediyordum. Gözlerimi sım sıkı yumub kasılmışdım, sesler kulağıma uğultuyla dalgalanıb geliyordu. Boğazıma bir yumru oturmuşdu, Tanrım ölümden korkmak böyle bir şey miydi?

Bize doğrulan silahın namlusu hangimizin hayatına son koycakdı?
Zira fark edermiydi? İki türlüde hayatda kalan taraf acısından yaşayamazdı.

İçimden "lütfen bu durumdan kurtulalım lütfen" tekrar tekrar sayaklamaya başladım, annem çoçukluğumda bunu bana öğretmişdi ' en çok neye içten inanırsan o gerçekleşir, yeter ki inancından vazgecme'....

Aniden büyük ses kargaşası yarandı, kurşun sesiyle birlikte patlama sesi bir birine karışınca tutduğum nefesimle birlikte sıçrayarak gözlerimi açtım. Araba hızla ormanlık alanına doğru ilerliyordu.

Nefesimi o kadar tutmuşdumki öğürmekle birlikte öksürmeye başlayınca patlayacak gibi hissetdim, bir el başımı kavrayarak bir yere yasladı, derin derin nefesler aldım. Babam beni kendisine yaslamışdı bunu kokusundan anlamışdım .

Gözüm yoğun ağrı hissiyle patlamaya , boynumdaki damarlar kasılmaya başladı gözümü yavaşca açıb etrafa bakdığımda selik şeklinde arabanın aynasından yeşil ağaçlar gördüm. Bir kız sesi ilişti kulağıma ne dediğini anlamadım, sonrası ise boş karanlık karşıladı beni.

Yoğun baş ağrısıyla, mide bulantısıyla birlikte gözlerimi açdım. Yatdığım yerden yavaşca doğrularak etrafa bakdım. Eski rengi solmuş ahşapdan bir odadaydım, odayı eski kirli pencereden düşen işık aydınlatıyordu.

Ellerimle yüzümü ovuşturdum kendime gelmek için, odanın kapısına doğru yöneldim, Tanrım hareket etmek zülm gibiydi şu an bana, kollarım karıncalanıyordu sanki, anlamıştım sinirlerim bozulmuşdu acil bir sakinleşdiriciye ihtiyacım vardı.

Sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Salon gibi bir yerdi burnuma nemlenmiş ahşap kokuları doluyordu bu birazda midemin bulanmasına sebep oluyordu. Eski dairevi masada babam ve 2 tane tanımadığım 1 kız 1 erkek oturmuşdu.

Beni gördüklerinde her ne konuşuyordularsa ara verdiler. Masada kızı gördüğümde şaşkınlıkla yerimde dona kaldım, nasıl olur ama silahı bize o doğrultmuşdu, şimdi nasıl bizimleydi....
Babam beni görüb ayağa kalkdı bana doğru endişeli ifadeyle yaklaştı.
" Noora iyimisin? Biraz daha dinlenseydin keşke." kolumdan tutarak az önceki kalktığı yere oturtdu beni. Diğer ikisi meraklı gözlerle bana bakıyordu sessiz sessiz.

Çatlak kuru dudaklarımı yalayarak "Lütfen bana su ve sakinleşdirici verirmisiniz?" Azerbaycanca söylemişdim. Tanımadığım ikili yüzüme garib garib baktılar. Anlamışdım Azerbaycanca bilmiyorlardı.

Babam rusca adama rica etdi onun getirmesi için, 'buzz cut' " saç stilli erkek başını salladı, mutfak sandığım yöne doğru gitdi.

Babam yanıma gelerek eğilib başımdan öpdü" Kendine gelmene sevindim Noora, o kadar çok korktum ki sana bir şey oldu diye" bunlar söylerken sesi ağlamaklı gelmişdi. Bense sadece susmakla yetindim.

Jâde +18Where stories live. Discover now