Tüm kartlar açık.

17.7K 757 281
                                    



YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.🫶💖

Beni takip ederseniz çok sevinirim🌹♥️


Babaannenin birden imam nikahı konusunu ortaya atmasından sonra ortam sessizliğe gömülmüştü. Belli ki,kimse bu konunun burada açılmasını beklemiyordu. Kadın bana bir geçmiş olsun bile dilemeden direk torunuyla el ele tutmamın hesabını soruyordu. Gerçekten garipti.

Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra bir an önce bu havanın dağılması ve bu konunun yok olması için bir yol düşünmeye başladım. Hadi Ahu. Düşün....Düşün....Buldum!

Yerimde kabaca doğrularak ellerimi her iki yandan bir anda karnıma bastırarak "AHH!" diye inlememle odadaki sessizliği bozdum. Hiçbir şey sağlıktan önemli değildi bence.

İlk şaşkınlığından Araz sıyrılarak endişeyle bana doğru döndüğünde,Pınar da telefonunu hızla cebine yerleştirip ayak ucuma doğru ulaşmıştı. Babaanne de sanki bunu beklemiyormuşcasına telefonu nasıl çıkardığı yere bırakacağını bilememiş,endişeyle yerinde diklenip bana ne olduğunu bakışlarıyla sorgulamaya çalışıyordu. Sultan hanımın da ondan farkı yoktu.

"Ahu,ne oldu birtanem? İyimisin? Hadi,birşey söyle." Arazın üzerime doğru eğilmesi yetmemiş,bir avucunu başımın arkasına,diğer elini de karnıma basdırdığım ellerimin üzerine yerleştirmesiyle neredeyse yaptığım oyunu unutacaktım. Hele birtanem demesi yokmu.

"Yaram" dedim fısıltıyla. Ben bile yaramın acımasına inanırdım kenardan görsem.

"Yenge? Ne oldu ya birden?" Pınarın sesi de endişeliydi. Bir an kısacık sürede yaptığım oyuna üzülsemde,bozmadım. İşe yaramıştı.

Yüzümü tamamen Araza doğru çevirip,bana yaklaşmasını fırsat bilerek başımı göğsüne doğru yasladığımda kaskatı kesildiğini hissettim. Başımı bir de kalbinin olduğu kısma yasladığım için kalp atışlarının hızlandığını duymamla benimde ondan farkım yoktu. Ona oyun yaptığımı belirtmek isterken,ikimizi de kalpten götürecektim galiba.

"Kasten yapıyorum. Acımıyor yaram. Konuyu değiştir hemen." Fısıltılı halde söylesemde onun duyduğuna emindim. Zaten kısa sürede düşüncelerimi de doğrulamıştı. Başımın arkasında olan elini omzuma yerleştirdiği gibi beni sarıp sarmalaması içimi öyle bir sıcacık yapmıştı ki,bu duyguya hayatım boyu hiçbir zaman rastlamadığıma emindim. Sedyede yaranan boşluğa doğru oturup,kollarını daha da sıkılaştırdığında artık ikimiz de birbirimizin kalp atışlarını duyacak konumdaydık. Durum vahimdi.

"Babaanne,karım daha yeni uyandı. Gelir gelmez bu konularla yordunuz onu. Hem sabahın köründe gelmenizin nedeni ne onuda anlamıyorum." diye konuyu değiştirmeye çalıştığında ben sanki,ağrım hafiflemiş gibi yüzümün buruşmasını azaltıyordum.

"Abi,doktoru çağırayım mı?" diye Pınarın sorduğu soruyla panikledim. Ağrım yoktu ki,doktor gelse ne yapacaktı.

"Yok, gerek yok bence. Bir anlık bir şeye benziyordu sanki." Hafif göğsünü benden uzaklaştırıp başını bana doğru eğdiğinde "değil mi birtanem?" diye ekledi.

Kalbim göğüs kafesimi deminden yaptıkları azmış gibi tekmelemeye başladı. Ölüyorum yardım edin.

"Hıhım. Daha iyiyim." diye mırıldanarak tekrar göğsüne sokuldum. Çenesini başımın üzerine doğru yerleştirdiğinde ise bende şarteller kopmuş,o da sessizce bir küfür savurmuştu. Bulunduğumuz konumu hem bitirmek,hem de bitirmemek istiyordum. Bu nasıl çelişkiydi böyle?

KALBİMİN AĞASI | Mardin masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin