Yolculuğun başlangıcı.

18.3K 976 92
                                    

15 bin okunma💃

YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.🫶💖

Beni takip ederseniz çok sevinirim🌹♥️

##

Hayatımızın her yeni gününde ve ya sabahında yeni hikayeler, yeni maceralar, üzüntüler ve ya mutluluklar saklıdır. Hiçbirinden öncesinde küçücük bir ipucu gibi bile olsa bir bilgimiz olmaz. Olamaz.
Mesela, kim derdi ki, daha bir kaç gün öncesine kadar amcasından şiddet görüp, annesini, babasını, ailesini kaybetmiş olan ben bu gün bir karakol odasında karşımda daha aynı şekilde bir kaç gün öncesine kadar tanıdığım adamla oturmuş, evleneceğimi...
Hayatım boyu aşk, evlilik, biriyle hayatımı birleştirmek gibi konularla yakından, uzaktan alakam olmazdı.

Heleki son bir yılımı göz önünde bulundurursak, evlilik bir yana dursun kurtuluş fikri bile bana güneş bize ne kadar uzaksa aynı o kadar uzak geliyordu.

Lakin, Bir adam geldi, tüm dengemi alt üst etti....

Araz...

Günler bir birini kovalarken, saatlerin nasıl geçtiğini bilemezken, o bana tatmadığım duyguları kısa zamanda tatma imkanı verdi.

En ama en önemlisi ilk önce beni o evden kurtardı. Daha sonra yetmedi, kurtarmak için benimle anlaşmalı evlilik fikirini kabul etti. O da yetmedi, beni hiç görmediğim annemle babamın mezarına götürüp, ilk defa onları görmemi sağladı. Gerçekten bundan sonra nasıl bir yol izlemeli olduğumu bilmiyorum. Gerçi, bilip bilmememin de bir manası kalmadı, çünki az sonra resmi olarak Arazın karısı olacağım.

"Siz Ahu Soydan, Araz Merxası eş olarak kabul ediyormusunuz?"

Nikah memurunun bana doğru konuşmasıyla harelerimi karşımdaki ahşap kahverengi masa üzerinde olan defterden alıp ona doğru döndüm. Bundan sonrakı hayatımın dudaklarımdan firar edecek olan o iki heceli söze göre ilerleğeceğini düşününce bu fikir bana o kadar korkutucu geliyordu ki, şu an arkama bile bakmadan buradan koşarak çıkmak, bu şehirden, ülkeden, etrafımda olan her şeyden kaçmak, huzura kovuşmak istiyordum. Bundan önce ciddi anlamda psikolojim o kadar yerle birdi ki, olaylar üst üste gelince tutunacak bir dal, güvenecek bir gölge aradım kendime. Bu isteklerimi de karşıma çıkarak bana şefkat, merhamet gösteren ilk insanda aradım.

Aslına bakarsak düşüncelerim hala değişmemişti. Yerinde duruyordu.Arazı her ne kadar tanımıyor olsamda ona güvenim tamdı. Lakin, her ne kadar güvenmiş olsamda son olaylardı beni asıl korkutan.
Ya da benim Araza olan güvenim değilde, onun bana olan güveni...

Bir insan neden anlaşmalı evlilik yapacağı birine aile yadigarı olan yüzüğü verir, ya da nebileyim son olanları açsak, şirketteki hisseler meselesi. Bu nasıl emanet etmektir. Nasıl güvenmektir? Gerçekten bu kadarı fazla değilmiydi artık?

"Ahu?"

Arazın elini koluma doğru uzatıp, bana seslenmesiyle düşüncelerimi istila eden o muhteşem sorularla bir sürelik alakamı kesip gözlerimi ne zamandan beri diktiğimi bilmediğim nikah memurundan alıp tanıdığım kahverengi harelere sabitledim.

"Ha?"

"Memur bey soru sordu ya?"

"Özür dilerim, dalmışım." Başını anldığını belirtircesine salladı.

Yeniden gözlerimi üzerine kırmızı renk bir cübbe giyen, hafif sakallı, kafası azıcık kel, yaklaşık kırklarında olan nikah memuruna çevirdim. "Evet, kabul ediyorum."

KALBİMİN AĞASI | Mardin masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin