Dayanamayıp, "GÜZELİM DEME BANA, ACIMAYIN BANA UZAK DURUN BENDEN, SİZ BENİM YÜKÜMÜ HAFİFLETEMEZSİNİZ SADECE YÜKÜMÜN ÜZERİNE YÜK EKLERSİNİZ RAHAT BIRAKIN BENİ" diye bağırdığımda kendimi yatağa atıp nefes alamayacak şekilde ağlama krizine girdim. Demir korkuyla beni kaldırdığında panik atağımın tekrar geldiğini hissederek daha da korkuyla sarsılmaya başladım.

Demir hızla beni odamın terasına çıkarırken sakin olmam için cümleler kuruyordu, "Arya, bebeğim sakin olur musun, korkulacak seni rahatsız edecek kimse veya bir eşya yok etrafında sakinleş hadi benden sana zarar gelmez bebeğim."
Sanki oda kendisinden zarar geleceğine eminmişçesine lafını kesti ve sarılarak sakinleşmemi bekledi.

Bir saatin ardından sakinleştiğimde beni odamdaki banyoya götürdü. Küveti ılık suyla doldurduktan sonra dünden üzerimde kalan geceliği yavaş bir şekilde üzerimden çıkardıktan sonra porselen bir bebeğe bakıyormuşçasına beni ılık suyun içerisine soktu. Kendisi üzerini çıkarmadan suyun içine girdiğinde beni korkutmaktan korkarcasına arkama yerleşti. Yorgunlukla ve yalnızlığın getirdiği ihtiyaçla göğsüne doğru dönüp ona sıkı bir şekilde sarıldığımda derin bir nefes verip kolunu omzuma sardı. Başımın üzerine bir öpücük kondurduktan sonra dudakları başımın üzerinde birbirimize sarılı bir şekilde su soğuyana kadar küvetin içinde kaldık.

Bana kısa bir duş aldırıp kendisi de duşa girdikten sonra üzerimi giydirdi. Kendi kıyafetleri olmadığı için öyle dururken ayağa kalkıp giyinme odamın köşesindeki dolaptan üzerine uygun tişört, eşofman altı ve iç çamaşırını ona uzattım. Beni yalnız bırakmaktan korkarcasına üstünü hemen yanımda giyinip yatağa yanıma uzandı. Onun sıcak göğsüne sokulduğumda kendimi uzun zaman sonra ilk defa böyle güvende hissetmiştim, tek dileğim bu güvenin ve sıcaklığın sonuda her zamanki yaralarıma dönüşmemesiydi.

🍷

Saçlarımda dolaşan ellerle yavaşça yanan gözlerimi açtığımda hala Demir'in sıcak göğsüne sokulduğumu fark ettim. Elini saçlarımdan çekmeden yüzümün hizasına gelip soru sormaktan korkarak tedirgin bakışlarla iyi olup olmadığımı anlamaya çalıştı.

"İyiyim, teşekkür ederim dün için ve aynı zamanda kusura bakma seni öyle bir durumun içine soktuğum için."

"Yine aynı muhabbete çevirme, sana acıdığım için sana destek olmadım istediğim için senin o anki üzüntün benide üzdüğü için yanında oldum ve bana yük olmadın olmayacaksında."

Söyledikleriyle içimde hala utanmadan ortaya çıkan umut kırıntısı derinlerimdeki enkazın altından bana gülümsedi. Başımı kaldırıp minnetle gözlerinin içine bakarken dudaklarına uzandım, fakat o beni durdurdu, "Kendini benim ihtiyacımı karşılamak zorundaymışsın gibi hissetme bunu bir karşılık olarak görme senden bunu beklemiyorum."
" Seni zaten öpmek istediğim için öpecektim bana iyi geleceği için."
Bu söylediğim onu mutlu etmişçesine yavaş ve incitmekten korkarcasına dudaklarıma uzandı. Beraber olduğumuz zamandan beri ilk defa böyle sakin ve duyguyla öpüşüyorduk, yine kendimi tutamayınca gözümden bir damla yaş aktığında Demir akmasına izin vermeden baş parmağıyla sildi, dudaklarımdan ayrılıp beni göğsüne yatırıp sıkıca sarıldı.

"Demir?"
"Efendim bebeğim."
"Sıcak göğsün benim güvenilir yuvam olabilir mi?"
Sorumla bedenimin altındaki kaslarının kasıldığını hissettiğimde içimde anında pişmanlık duygusu belirdi, ne gibi bir hadle kim olarak bunu istemiştim ki adam bana acımıştı ne kadar inkar etsede bana iliğime kadar acımıştı o yüzden buradaydı.
"Ben kendimde o güveni ve yuvayı bulamazken sana nasıl hissettirdim inan bilmiyorum, ama eğer senin gözünden bir damla yaş akmayacaksa ya da akacaksa da sadece yuvanda akacaksa ben göğsümü sana yuva haline getiririm."
Söyledikleriyle kalbim mutlulukla çırpınırken hemen üzerinde doğrulup dudaklarına sertçe yapıştım.

Arsız Doyumsuzluk (+18)Where stories live. Discover now