Kolumu ondan kurtarıp koşar adım okul çıkışına ilerledim. Göz yaşlarımı sildim ama yerine hemen başkası ekleniyordu. O kadar aptaldı ki onun bu yaptığının canımı ne kadar acıtacağını bilmeyecek kadar aptaldı!

Şimdi ne mi olucaktı? Üç gün boyunca bu lanet okula gelmiycektim. Sadece antrenman yapıcaktım. İşte intikamı en acı şekilde o gün alıcaktım.

~2 gün sonra~
~Kuzey~

:Işıl iki gündür okula gelmiyor neden yanına gitmiyorsun?

:He gideyimde anamı ağlatıp geri göndersin! Hayır mallık bende! Neden gidip o kızla anlaşma yapmaya çalışıyorum ki? Şimdi ben Işıl'a kendimi nasıl affettircem!

:Valla Kuzey sende gerizekalısın önüne gelenle anlaşma yapıyorsun. Allah bilir kız şuan ne kadar üzgündür.

:Offf benim mal kafam offf.

:Abi sende malsın he!

:Lan tövbe bismillah! Batu oğlum altıma sıçtım ne geliyon arkadan sinsi sinsi!

:Sinsi sinsi gelmedim iki saattir burdayım sen fark etmedin.

:Mal niye yanımıza oturmuyon o zaman?

:Burası daha rahat.

:Siktirgit Batu.

:Beni boşverde git Işıl'ın evine. Ayrıca telefon diye bir şey icat edildi. Arasana lan!

:Vay anasını Batu sen bu beğinle varya... Lan gerizekalı telefonlarımı açmıyor! Derin ve Sıla'nın telefonunuda açmıyormuş. Hatta onları eve bile almıyormuş.

:Oha o derece üzgün galiba.

:Üzgün mü bilmiyorum ama ben onsuz hergün bitiyorum işte bunuda çok iyi biliyorum.

Berk hemen sırtımı sıvazladı. Ne yapacaktım ben? Hayır! Bade'nin teklifini bile kabul etmiycekytim! Neden edeyim ki! Keşke Işıl benim cevabımı tamamen dinlemeden gelmeseydi! Ben orda "Kahretsin! Ne bok yersen ye Işıl'ı ben çalıştırırım! Diyecektim. Ama o beni dinlemedi. Her zamanki gibi...

~Işıl~

:Işıl! Daha ne kadar okula gitmiyceksin? Ayrıca arkadaşların iki gündür kapıya geliyor! Senin yüzünden kovmak zorunda kalıyorum.

Sıkıntıyla kulağımda ki kulaklığı çıkardım. Elimdeki boks eldivenlerini bir kenara koyup aşşağıya indim.

:Bir gün daha sabret anne sonra gidicem okula.

:Niye hergün o bilmem ne torbasına vuruyorsun! Ayrıca sabahları yemek olarak sadece yumurta ve salata yiyorsun!

:Çünkü öyle gerekiyor! Ayrıca onun adı boks torbası!

Bu yersiz çıkışımla annem kaşlarını çattı.

:Ben senin annemin ışıl! Her ne oldu bilmiyorum ama eğer kendine gelmezsen okula gidip ne olduğunu öğrenirim!

:Ben gayet kendim deyim!

:Her gün gece sessizce ağlayarak mı kendin desin!

Boğazımda büyük bir yumru oluştu. Annem duymuşmuydu? O kadar da bağırmıyordum oysaki.

:Anne bak bir arkadaşımla kavga ettik. O kadar ikimizde sakinleşene kadar okula gitmek istemiyorum. Zaten bir gün sonra gidicem.

:Işıl bizim eve gelen o çocuk mu? Müdürün oğlu olan.

Ellerim stresten terlemeye başladı. Neden bunların hepsini bilmek zorundaydı?

:Evet anne o çocuk şimdi izninle çalışmam gereken bir maç var.

~WELCOME TO KOLEJ~Where stories live. Discover now