-11-

221 23 3
                                    

Boynumu yana çevirmemle boynumdan gelen çıtlama sesleriyle elim boynuma gitti. Vücudumu hafifçe kaldırmam la aynı sesin belimden gelmesi ve ince sızının bildigin belimi sikmesiyle kendimi kalktıgım boşluga geri bıraktım.

Karnıma yedigim yavaş yumrukla kıpırdamama kararı aldım. Karnımın ve bacaklarımın üstüne panda gibi çökmüş olan Freya'ya baktım.

Dün akşam flim izleyeceğiz bahanesiyle 2 saat birbirimize sokulmuş en sonunda ise koltukta uyuyakalmıştık. Saatin 11.42 olması ve günlerden cumartesi olması nedeniyle biraz daha bu şekilde takılmış ardından Freya dan zorla ayrılmıştım.

Frey'in açık göbegini görmemle ellerimi ayak bileginden başlayarak elimi tşört'ünün altına kadar soktum. Gözlerini belertmesi ve elimi tutup ısırmasıyla avazım çıktıgı kadar bagırdım.

Elimdeki yanma hissi ve kanayan diş izlerini görmemle zıplayarak ve çırpınarak bahçeye çıktım. Bahçemde bulunan ve son bir kaç gündür korktuğum bahçe cücesini son gücümle içeriye fırlattım. Fırlattıgım cücecin varış noktasına ulaştığında acı nidası duymam ve içeriye dogru yürümem aynı anda oldu.

İçeriye geri girdim. Freyi yerde kafasını tutarken buldum.

"ne oldu dost?"

Gözlerini devirdi. Kısa Bir bakış attı.
"kafam yarıldı kardeşim, Günaydın."

Elimi uzattım. Elimdeki kanlara baktı.
"eserin dostum. Vampir it"

Yavaşça yerden kaldırdım frey'i. Balkon camından gelen ses ile Freyle aynı anda cama baktık. Aaa hayvanım geri gelmiş. Çok mu merak ettiniz? Hemen hayvanımı tanıtayım. Sarı saçları, yeşile çalan gözleri, gri hırkası ve siyah eşofmanı ile bayan Dean.

Biraz bakıştıktan sonra offladı. Biraz homurdandı ama maalesef ki duymadık ne dedigini. "bişey dicem bu sana baya aşık olmuş"

Bir elimle saçımı geriye attım ve çenemi dikleştirdim. "aura mesele bu şekerim"

Gülerek kafasını hayır anlamında salladı. "şaka maka Luiza harbi aşık olmuş la bu sana"

İşaret parmagımı dudagıma götürüp (allahım iki saattir götürüp yazamadım. Çıldırcam!!) sus işareti yaptım. "bende ona aşıgım dost ama beni kırdı. Ehh bende onu kırıcam. Bir Türk atasözü derki 'yapana yaparlar.' sıra bende."

Frey ile biraz daha bakıştıgımız esnada camdan yine ses geldi. Kafamı çevirdiğimde bayan Dean ile göz göze geldim. Eliyle cam kapının kolunu işaret etti.

Yavaşça kapıya gittim ve kapıyı açtım. Bayan Dean içeri girdi.

" günaydın gençler. Sabah sabah yine enerjiniz tavan yapmış."

Başımı omzuma dogru yatırdım. "yani biraz öyle olmuş olabilir."

Bayan dean'ın bakışları ilk önceki yerdeki pikeye sonra kırık yer cücesine oradan da bize kaydı.

"peki bu enerjinin sonucu ne oldu?"

Gülümsedim ve kanayan elimi havaya kaldırdım. "büyük hasarlar yok. Ufak tefek şeyler"

Elime baktı bir süre, derince bir nefes aldı ve geri verdi.

"hastaneye haydi."

Gözlerimi devirdim. Üst katın merdivenlerinde dogru adımladım. Arkamdan "nereye?!!" gibi yüksek decibele sahip sesi duymazlıktan geldim ve odamın kapısını açtım. Çekmecelerfen birini rastgele açtım ve sargı bezi aradım elime gelen paket ile gülümsedim. Düşlerime paketi açtım ve hızlıca elime sarıp yara bandı yapıştırdım.

gxg teacher or student Where stories live. Discover now