Giriş

20 1 0
                                    

POV: ノクタ ヒモト(Nokuta Himoto) (Yaş 8)

POV: ノクタ ヒモト(Nokuta Himoto) (Yaş 8)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


~ Kaza anı ~

Camlar birdenbire parçalandı ve arabanın içindeki her şey bir anda etrafa dağıldı. Aniden öne doğru fırladım. Araba paramparça olmuştu, cam kırıkları yerlerde parlıyordu, metal parçaları ezilmişti. Koltuğun altında sıkışıp kaldım.

Etrafa bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştım, ama kafam karışmıştı.

Anın şokuyla koltuğun altında sıkışıp kalmıştım, nefesim kesilmiş gibi hissediyordum. Sanki zaman durmuştu, etrafımdaki kaosun içinde kaybolmuştum. Birdenbire üşümeye başladım, bedenim titriyordu ve kalbim hızla çarpıyordu. Korku ve endişeyle dolmuş bir bulanıklık içindeydim, ne yapacağımı bilemiyordum. O an, sağanak yağmurun çatının üzerine vurmasıyla yükselen ses, içimdeki karmaşayı daha da arttırıyordu, sanki doğanın tüm öfkesiyle yüzleşiyordum. Zifiri karanlıkta, orman yolunda sıkışıp kalmıştık ve saat 1 civarı olmalıydı. Her taraf paramparça olmuştu, arabanın içi dağılmıştı ve ön cam paramparçaydı. Abimin turuncu saçlarında gördüğüm kırmızı leke, kalbimin daha da hızla çarpmasına neden oluyordu, korkunç bir durumdaydık. Anneme doğru uzanmak istedim, ancak etrafımdaki kaos beni sarhoş etmiş gibiydi, içimde bir umutsuzluk hissi vardı.

"Anne, Anne! Üşüdüm!"
cevap yoktu.

Sanki hiçkimse beni umursamıyordu. Bir anda dünyada tek başıma kalmışım gibi hissettim.

~ 10 Dakika sonra ~

Üşümeye başladım.
Abim yavaş yavaş uyanıyordu, Gözlerini açtığı gibi sorduğu ilk şey telaşlı bir şekilde;
- "Nokuta!!!! İyimisin?!?" idi.
Sanırım korkunç bir kâbus görmüştü, ama gayet sakin bir şekilde cevap verdim.
- "İyiyim, ama bir anda nasıl uyudunuz? Yoksa benmi uyuya kaldımda uyuduğunuzu farketmedim?"
Bana tuhaf bir bakış attı. Birşeyler ters gidiyordu. Bundan emindim.

Ani şekilde ayağa kalktı ve arabadan dışarıya adım attı, babamın oturduğu koltuğun arkasındaki depten telefonunu çıkardı ve bir arama yaptı, konumumuzu vesaire söyledi. Ailemin durumunun iyi olmadığını söyledi.
Sanırım şaka yapıyordu. Ailem basbaya iyiydi, Sadece biraz uykuları gelmişti!

Gözlerim kararıyordu, Pekte iyi hissetmiyordum. Abime çokta iyi olmadığımı söyledim.
- "Gözlerim kararmaya başladı" Aldığım yanıt ise,
- "Sadece bayılmamaya çalış."
Anlamadım. Hiçbirşeyi anlamıyordum, O anki olayı, Herkesin bir anda uyuklamasını, Bayılmamaya çalışmayı?

~ Birkaç Dakika/Saat sonra ~

Uyuyordum. Gözlerimi hafifçe açtığımda kıyafetlerimin ıslandığını ve üşüdüğümü farkettim. Siren sesleri vardı. Küçük oda gibi biryerdeydim. Ama oda hareket ediyordu? Etrafımda tanımadığım insanlar vardı ama konuşamıyordum? Hareket edemiyordum!
Bir anda nasıl buraya geldim? Olay nasıl gelişti? Hiçbir fikrim yoktu. Etrafımdakiler iyi olup olmadığımı soruyordu, içimden İyiyim! Demek geliyor, ama hareket edemiyordum yada konuşamıyordum.

~ Hastaneye varmak üzere ~

Hastaneye gittiğimizi öğrendim.
Ne olduğunu tabiki biliyordum, Bir kere hasta olduğumda gitmiştik.

~ 7 Ay önce ~
Başım ağrıyor, Annem abimi beni hastaneye götürmesini söyledi.
- "Yuyati, Hadi kardeşini hastaneye götür!"
Ama karşı taraftan cevap yoktu. Abim işte.
- "Neyse, Nokuta. Hazırlan çıkalım yavaşça."

~ 5 Dakika Sonra ~
Annem taksi çağırdı, Bindik. Acaba kaç dakika sürer?
- "Anne kaç dakikaya hastaneye varırız?"
- "4-5 Dakika sürmez."

~ Bir 5 dakika daha sonra ~
Hastaneye vardık, Biraz korkmuştum. Annem beni ikna etmeye çalışıyordu.
- "Birşey olmaz, tamammı? Merak etme."
- Hafifçe kafa salladım.
Yavaşça doktorun odasına girdik.
- "Merhaba küçük kız, Adın nedir?"
- "Nokuta"
- "Ne güzel bir isim, Sorun nedir?"
- "Son zamanlarda sürekli yorgun hissediyorum ve sık sık başım ağrıyor."
- "Anladım, bu belirtilerle ilgili birkaç ek soru sormam mümkün mü?"
- "Elbette, Doktor."
- "Uykun nasıl? Herhangi bir değişiklik var mı?"
- "Uykumun düzensiz olduğunu düşünüyorum. Geceleri uykuya dalmakta zorlanıyorum."
- "Ayrıca, bir miktar kan testi ve diğer tetkikler yapmamız gerekecek. Bu belirtilerle ilgili daha fazla bilgi almak önemli."
Doktorun dediği biraz kafamı karıştırmıştı.
- "Ney?"
- "Annene soralım o zaman."
- "Sorun olmaz."
- "Tamam o zaman, Hemen bir hemşire çağırıp seni bir odaya alalım."
Beni başka bir odaya götürdüler. Bu sefer kadın bir doktor oturmamı söyledi.
- "Otur bakalım, Adın neydi?"
- "Nokuta."
- "Tamamdır Nokuta şimdi sana bir iğne yapacağız. Sakin ol, Olurmu?"
İstemiyordum!
- "Hayır! İstemiyorum, Anne!"
Elime bir oyuncak verdiler.
Kahverengi, Neredeyse kolumun yarısı kadar birşeydi. Ayı? Ayıydı sanırım. O an kolumda bir acı hisssettim ama ne olduğunu çözemedim. Ayıya odaklanmıştım. Bu sevimli peluş ayı, renkli bir peluş kumaştan yapılmış. Beyaz ve pembe renklerde büyük, yumuşak bir buruna sahip. Gözleri büyük ve parlak siyah renkte, sevgi dolu bakışları var. Ayıcığın kolları ve bacakları, sarı kurdelelerle süslenmiş renkli kumaşlarla kaplı. Ayının üzerinde bir kalp deseni var, küçük ellerimle sarıldığımda sıcacık hissettiriyor.

~ Günümüz ~
Sahi, O peluş ayıya ne oldu? Uzun zamandır görmemiştim. Araç durdu, Sanırım hastaneye vardık.
Tekerlekli yatak gibi birşey ile bizi araçtan çıkardılar. Hastaneyi görme fırsatım oldu. Annemle geldiğim hastanenin aynısıdı, havanın karanlık olmasına rağmen hastaneden ışıklar sacılıyordu. Odalar ve pencerelerle dolu bir hastane.
Bir grup doktor -sanırım-, tekerlekli yatağı ittiriyordu. Babam, Annem ve Abimde öyle, yanımdalardı ama onlarda yatıyordu. Birkaç gün hastanede kalmam gerekti sanırım. Yani duyduğum şekilde öyleydi.

~ 3 Gün sonra ~
Hala yatıyordum, Arada bir kalkıp yürümeme, Gezmeme izin veriyorlardı. Bacaklarım çok ağrıyordu. Ailemi özlemiştim, 3 gündür görmemiştim.

6 Lanet Where stories live. Discover now