☆.𓋼𓍊 27 𓍊𓋼𓍊.☆

Comenzar desde el principio
                                    

Gülümsedim, "Ben de sana güveniyorum güzelim." mecburen vedalaştıktan sonra binaya girene kadar onu izledim. Gözden kaybolunca iç çekerek arabaya bindim. Çocuğunu sınava yollayan anne gibi hissediyorum, bırakasım gelmiyor bir türlü...

𓍊𓋼𓍊

Japonlarla toplantı bittikten sonra onları şoför ile otele uğurlamıştık. Ben hızla ceketimi giyip Anna'yı almak için çıkmayı düşünürken bu halimi fark eden Chan hyung ne olduğunu sormuştu.

"Anna sınavdan çıkmak üzere, onu almaya gideceğim."

"Ah doğru ya şu sınav..." toplantı için taktığı gözlülerini çıkardı iç çekerken, "Anna Hanım'ın burayı bu kadar çok bırakmak istediğini bilmiyordum. Onsuz burası nasıl olacak şimdi?"

Gerçekten üzüldüğünü fark edince duraksadım, "Hyung... Jungkook hyung var, Bay Hangwoo var. Onlar da Anna kadar iyi idare edebilir." dedim sesim kısılırken. O buranın eski çalışanlarındandı, Anna ile uzun süredir tanıştıkları için de üzülüyordu normal olarak. Fazla anıları, geçmişleri vardı sonuçta.

"Jungkook hyungun bile baş edemeyeceği sorunları Anna Hanım çözerdi Seungmin. Büyük patron desen... Ara sıra uğruyor şirkete. Hem sadece öğretmen olmak için burayı bırakması üzüyor beni biraz."

Derin bir iç çektim, "Aslında pek de bir şey değişmeyecek, hatta daha büyük bir iş yapıyor olacak."

Kaşları çatıldı, "Nasıl yani?"

"Ceo olarak bu şirketi yönetiyor, bizi yönetiyor; ama öğretmen olduğunda birden fazla sınıfı yönetecek. Bir sürü öğrenci ile uğraşacak, onları idare edecek. Öğretmen olmak için burayı bırakması gurur verici bir durum, hyung. Anna dışında kimse bunun üstesinden gelemezdi bana göre."

Biraz düşündükten sonra hafifçe tebessüm etti. Bir şey söylemese de ben anlamıştım. Kafasını salladı, "Hadi git sen, bekletme."

Ben de kafa sallayıp arabanın anahtarını alarak hızla dışarı çıktım. Anna için şirketteki yedek kıyafetlerinden de alıp arka koltuğa bırakıp yola çıktım. Spor kıyafetlerle şirkete girmeyeceğini bilecek kadar tanıyorum onu.

Yirmi dakika sonra sınav merkezine vardığımda Anna'yı minibüs durağında beklerken buldum. Arabadan inip ona doğru ilerlerken yüz ifadesinin nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordum. Beni görünce yerinden fırlamış ve boynuma atlamıştı. Bu hareketi ile içime bir rahatlık geldi. Sınavı iyi geçmiş... Tanrıya şükür.

Kahkaha atarak ellerimi sırtına koydum, "İyi geçti anlaşılan?"

Geri çekildi kocaman gülümsemesi ile, "İyi ne demek? Mükemmeldi!"

"Sana söylemiştim!" hızlıca yanağından öptüm, "seninle gurur duyuyorum Anna-yah..."

Kıkırdadı, onu böyle görmeyeli uzun zaman olmuştu, "Siz ne yaptınız?"

"Toplantıyı halletik, misafirleri otele yolladık. Bir sorun yok. Şirkette her şey yolunda. Birkaç ufak iş dışında bugün yoğun bir gün olacağını düşünmüyorum."

"Güzel, gidelim o zaman. Ama önce eve uğramam lazım, üzerimi değiştireceğim."

Ben ne dedim? Onu tanıyorum.

Göz kırparak, "Neyse ki en kalifiyeli elemanın burada. Yedek kıyafet getirdim, arabada giyinirsin."

Dramatik bir şekilde elini kalbine götürdü, "Etkilendim şu an, bak bayağı etkilendim!" ikimiz de kahkaha atarak ayrıldık ve arabaya bindik.

"Seungmin."

Gözlerimi yoldan ayırmadan, "Hm?" diye mırıldandım. Biraz çekingen olduğunu fark ettim. Elini ensesine götürerek yutkundu, "Şey... İşin yoksa bu akşam bize gelmeni istiyorum. Bizimkilere sınava girdiğimi söylerken yanımda olursan daha rahat ederim sanırım."

Next Step | Kim SeungminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora