16. BÖLÜM

53 7 0
                                    

SELAM GÜNÜN İKİNCİ BÖLÜMÜ

OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

ZEYNEP'TEN DEVAM...

Gazamız mübarek olsun çünkü onun dilinden düşmezdim artık.Yani ben öyle düşünüyordum.

Ona baktığımda sırıtarak bana bakıyordu ve banyonun kapısının yanında ki duvara
yaslanmış keyifle bana bakıyordu.

Sanırım utanmamı bekliyordu.

Ben gözlerimi devirip "oha ama yani bi zahmet odaya da galme madem kaçırdınız beni güzel ağırlamanız
lazım.Hemde tuvalet ya burası hani sıçıyo olsaydım" dedim.

Patron denilen adamı bozguna uğratmıştım sanırım."Kapı açıktı."dedi şaşkın bir şekilde bana bakarken fakat
sonradan gözlerindeki duygu sadece bir kaç saniye sürmüştü.

Ve bende az önce ne dediğimi hatırladım.Sanki garip davranıyordu gibime geldi.Sonuçta herkez sıçıyordu.

"Kapıdaki adamlar hiçbir ses gelmediğini söyleyince bende kaçmaya çalıştığını düşünüm bir ziyaret edeyim dedim" dedi.

"O kadar yükseklikten nasıl kaçmamı bekliyorsunuz
ki?" dedim sinirle.

O da alayla "kuş olmanı bile beklerim senden prenses"dedi.

Arkadan bir adam patron diye seslenince "arada ziyaretine gelirim"dedi alayla ve odadan
çıktı.

Odadan çıktığını görmüştüm çünküdediği gibi banyonun kapısını açık unutmuştum ve odanın kapısıda bu şekilde gözüküyordu.

Yani sihirli bir gücüm falan yoktu
maalesef.Banyonun kapısına doğru gidip ışığı kapattım ve banyodan dışarı çıktım.

Tabi bu sefer kapıyı kapatmayı unutmamıştım.Tabi artık bir işe yaramıyacaktı.Çünkü onun
yüzünü görmüştüm.

Aslında meteor gibiydi ama beni kaçırması sorundu.Hayaller beni kaçırmadan benim karşıma çıkması.

Hayatlar beni kaçırması ve benim ona gıcık olmam.
Ha tabi bide Kartal'gilin beni arama olayı vardı.

Sanırım beni yeniden o hastane denilemiyecek kadar kötü olan hapishaneye göndermek içindi beni arama nedenleri.

Tamam Berkay,Semih ve Kaan'ı anlarım da sen neden beni arıyosun be ismi lazım değil bilmem neyi.Ben onun yüzünden o gün tamamen kaçıp kurtulabilecekken kurtulamamıştım.

Ondan zaten intikam alıcaktım bir şekilde.Ama diğerlerinin suçu olmadığından onlara sinirli değildim.

Bunları düşünürken odada bulunan koltuğa oturmuştum.Beklediğimden daha çok rahattı.

Ben acaba şu kaçma işinden vaz mı geçsem ne.Yani herşey var dışarıda adam da var açım dediğimde istediğim yemeği getirir.

Yani çok konforluydu
şahsen.Hayatım boyunca böyle bir konfor beklerken yirmi iki yaşımda bu konfora kaçırılarak ulaşmama ne demeli.

Zeynep Güneş farkı işte.Böylede hem mükemmel hem farklıyımdır.Nazar deymesin bana inşallah diyeceğim ama canım kendim sağoluyum bütün belalara atlıyorum.

Ve kendime kendim nazar değdiriyordum.Öylede yetenekli biriyim işte kimse bana nazar değdiremez kendim kendime nazar değdiririm.

Yani diğer insanlara zaman kalmaz.Ama kaçırılmam nazar mı yoksa ödül mü bunu anlamış değilim.Nazar olsa ben bişey yapmadım o yüzden bu sefer ben değdirmemiştim kendime nazar falan.

Ödül olsa yine ben bişey yapmamıştım ama ödül hak ediyordum.

Tabi bu nasıl bir ödül diye de düşünmeden edemedim.Kaçırıldım,silahlı adamlar var,buradan kaçmama izin vermiyorlar,kaçmaya bile çalışamadım çünkü uçamam ya?

Kapıda da adamlar var.Ama nazar da olamazdı yemekler var,çok rahat yatak var,bir sürü kıyafet var,birsürü bakım eşyaları var.

Ve daha birçok şey var.Ve şuan saydıklarımın içinde yer alan şeyden yararlanmam lazım.Çünkü acıkmıştım.Koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerledim.

Kapının yanına geldiğimde beklemeden kapıyı açtım ve karşımda iki tane dev gördüm.İkiside bana baktıklarında tırsmadım değil yani.

"Acıktım" dedim sadece ve kapıyı yüzlerine kapattım.Sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi geri önceden oturduğum yerime oturdum.

Canım sıkılmıştı ve açtım.Ve ne zaman yemek getirecekleri bir soruydu.Hayır yani telefonum falan da yoktu.Ayağa kalktım ve pencerenin önüne geldim.

Pencerenin perdesini çekip,camını açtım.Dışarı baktığımda önceden inceleyemediğim manzarasını incelemeye başladım.

Aşşağı baktığımda evin bahçesi görülüyordu.Adamlar vardı,hem de fazlasıyla.Etrafa bakıldığında hiç ev görülmüyordu.

İÇ SES:HİÇ KIVIRMADAN ETRAFTA EV YOK DESENE

Sanane be! Her neyse birden arkamdan kapı tıklatma sesi gelince hemen pencereyi kapattım ve kapıya doğru döndüm."Gel!" diye bağırdım.

İçeri Eda girdi elinde yiyecekler vardı."Yemek istemişsiniz.Elimden geldiğince hızlı getirdim" deyip az önce oturduğum koltuğun yanında olan masaya koydu ellerindekileri.

"Başka bir isteğiniz var mı?"dedi.

"Yok,sağol" dediğimde Eda hemen odadan çıktı.Ben de hemen yemeğin yanına gidip masayı koltuğun önüne koydum ve koltuğa oturarak yemeği yemeye başladım.

Yemeğimi bitirmek üzereyken dışarıdan gelen sesle sıçradım.Ama yuh artık buradan ölmeden çıkmazsam iyidir.

♡~♡SON♡~♡

OY VE YORUM ATMAYI UMARIM UNUTMAMIŞSINIZDIR.

KİTABI ARKADAŞLARINIZA ÖNERMEYİ UNUTMAYIN GÖRÜŞÜRÜZ...

DELİLERİN AŞKI (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin