Bölüm 7 : İlk Buluşma

47 29 50
                                    

-Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız. Uyarımı dikkate al. Ben bir kere uyarırım. Bir insanın canını almak benim için zor değil. Sen de birinin canını almıştın değil mi ? Merak etme bunu kimseye söylemeyeceğim. (!) Şimdilik....

Sinirle dişlerimi sıktım ve tekrar etrafıma baktım. Bir bu eksikti gerçekten ... " Melis hemen buraya gel." Duyduğum sesle bir küfür savurdum. Arkama döndüğüm de karakolun kapısın da bana gelmem için işaret yapan görümcem Liya 'yı gördüm. Sarı saçlarını savurup arkasına baktı , bir şeyler söyledikten sonra bana bakıp dudaklarını büzdü.

Hemen hızlı adımlarla ona doğru ilerledim. Bir yandan da telefonu elim de sıkıyordum." Ne oldu ?" diye mırıldandım. Bunu bana söylemek onu zorluyor gibiydi. Yutkundu ve dudaklarının kenarını ısırdı. " Öncelikle sakin ol." Bu cümle bile çok fazla şey ifade etmişti. Gözlerim istemsizce dolarken bana daha fazla bakamadı ve sarıldı. " Abimi tutukluyorlar , hapise atacaklarmış. Ama o birini öldürmez. Hazel hiç bir şey yapamayacağını söylüyor." diyerek gözyaşlarını omzuma akıtmaya başladı.

Gözlerimi yumdum ve sertçe yutkundum. Göğüs kafesim hızla inip kalkarken ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşımı sildim ve Liya'ya sarıldım. " Merak etme suçsuz oluğu anlaşıldığın da onu bırakacaklar. " dedim ama suçsuz muydu bunu bilmiyordum. Şakaya vurup gülerdi belki yine. Gözlerimi açtığım da onu gördüm.

İki tarafın da polisle geliyordu. Elindeki kelepçe beni geçmişime götürürken babamı hatırladım. Ağlamamak için gözlerimi sıktım. Liya dan ayrıldım ve binanın duvarına baktım. Bir yandan da dudağımın kenarını ısırıyordum. Yaklaştılar ve yanımdan geçecekleri sırada ona bakmak istemedim. Bakarsam dayanamaz ağlardım yıllar önce babamı da elinde kelepçelerle evden çıkarmışlardı ve babam bir daha o eve giremedi.

Yanımdan geçip gittiklerin de Selen Hanım ve Mehir arkalarından koştu. Selen Hanım sürekli bağırıp kendini yere atıyordu. " Benim oğlum hiç bir şey yapmadı. Adalet istiyorum. Siz nasıl polissiniz , benim oğlumu götüremezsiniz." dediğin de bazı kadın polisler ona bakıp gözlerini yumdu. Onlarda bir annenin bağırışlarını duyduğu için üzgündü.

Anneler evlatlarını iyi de olsa kötü de olsa severdi. Kendi canından ya ona karşı gelemezdi. En son tamam derdi senin istediğin olsun. Tabi bazıları hariç. Bazıları evlatlarından utanırdı, saklardı. Oysa insan kendi canından olanı sevmez miydi ? Bir de sevmeyi bilmeyenler vardı. Ne yapacaklarını , nasıl davranacaklarını bilmeyenler..

Karnımda bir ağrı oluştu içimi kaplayan sıkıntı beni esir aldığın da kimsenin sesini duymaz olmuştum. Birinin omzuma dokunduğunu hissettiğim de hızlıca döndüm. Mehir ağlamaklı gözlerle bana bakıyordu. " Eve gitmemiz gerekiyor , görüş günü yarınmış. Yarın abimi alacağız yani umarım." dedi. Sesi öylesine kısık çıkmıştı ki ona gülümsedim. En küçükleriydi ama kalbi büyüktü. Bu arada şunu fark ettim hepsi abisini çok seviyor. Benim bir abim bile yok.

" Siz gidin benim bir kaç işim var." Bana anlayışla gülümseyip annesinin yanına gitti. Ağlamaktan harap olmuş kadını kaldırdılar ve koluna girdiler. Şoförleri de gelip onlara yardımcı oldu ve arabaya bindirdiler. Karakolun önün de tek başıma kalmıştım. Kırmızı bir nişan elbisesi ile...

Yavaşça yürüdüm ve karakolun bahçesinden çıktım , sokakta yürümeye başladım. Sokaklar aşırı kalabalık değildi gece vakti tek başıma yürüyordum. Gözümden bir damla yaş düşerken gülümsedim. Babamı almaya geldiklerin de babamın kapıyı açmadan önce söylediği her şey aklımdaydı.

" Eğer ağlamak istemiyorsan bir duvara bak ve her şey geçtikten sonra ağla. Bir kere insanların yanında ağlarsan hep seni ağlatmaya çalışırlar. Her zaman güçlü bir kızdın. Ben yokken de gücünü koru. Herkese güvenme gerektiğin de polislere bile. Ben gidiyorum sana döneceğim demeyeceğim çünkü dönmeyebilirim. " Sözleri o zaman canımı çok yakmıştı babam hep dürüst bir insandı , güçlü ol , derdi. Biri sana vurdu mu sen daha sert vur. Canını mı yaktı sen daha çok acıt onun canını ,kendini ezdirme.

Sokakta tek başıma yürürken sessizce ağlamama yağmur da katılmıştı. Yağmur gözyaşlarımı gizlerken daha fazla üşümeme neden oluyordu. Amaçsızca yürüyordum nereye gideceğimi bilmiyordum , Kerem'in yanına gitsem görüşmeme izin vermezlerdi. Elbisenin uçları çamura bulandığın da durdum. Kafamı kaldırıp nerede olduğuma baktım. Boş bir arazideydim. Topraktan olduğu için yağmurla birleşince her yer çamur olmuştu. Etrafıma baktım ama nerede olduğumu bilmiyordum. Kafamı kaldırdım ve yağmurun yüzüme vurmasına izin verdim.

Aynur'un teyzesinin oğlu polisti , yardım edebilirdi. Numarasını atıp atmadığına bakmak için telefonuma baktım. Hala sıktığım elimin avucundaydı. Telefonu açıp ekran kilidini girdim . Mesaj kutusuna baktığım da boştu hemen Aynur'u aradım. Yağmur yüzünden titremeye başlamıştım. Hava soğuktu ve ben bir elbise ile boş bir arazinin tam ortasın da durmuş telefon ile Aynur'u arıyordum. Telefon bir kaç çalıştan sonra açılmıştı..

-Aynur.

-Efendim

-Numarayı hala atmamışsın.

-Ama sen bu numaraya mesaj atma dedin.

-o zaman arasaydın.

-Ama sen bu numarayı arama dedin.

-Numarayı at.

-Atamam.

-Neden.

-Bir yere yetişmeye çalışıyorum. Sonra ata-

-Aynur , Alo Aynur!

Telefonumun şarjının bittiğini fark ettiğim de yere fırlattım. Saçlarım ıslanmıştı. Giydiğim kırmızı saten elbisem tenime yapışmıştı. Şu an tek isteğim bir duş almaktı ve ya bu gece Kerem'le kalmak da bana iyi gelirdi. Yağmur şiddetini azaltırken gözlerimi yumdum ve toprağın kokusunu almaya çalıştım.

Şimdi düşünmem gerekiyordu ? Neyi mi ? Boş bir arazideyim ve nerede olduğumu bilmiyorum. Telefonumun şarjı bitmişti ve onu fırlattığım için çamurun içine gömüldü. Sabah olsaydı insanlara sorar yolu bulurdum. Ama gece gece bulabileceğimi sanmıyorum. Sabaha kadar beklesem... Aynur'u aradığım da saat 00.27'ydi. Bir dakika Aynur bir yere yetişmeye çalıştığını söylemişti gece gece.

Arkam da bir çıtırtı sesi duyduğum da yerimden sıçradım. Eldivenli bir el ağzımı kapadı. Ben ne olduğunu çözemezken kalın bir erkek sesi duydum.

-Eğer polisler gelmeseydi onunla evlenecektin. Bu kadar hızlı mı sevdin gerçekten.

Duyduğum ses ile ürperdim elini çektiğin de arkama dönmemem gerektiğini biliyordum.

-Benden ne istiyorsun ve kimsin?

-Sen benim soruma cevap vermedin ben niye sana cevap vereyim. Seni daha zeki bilirdim.

-Tanımadığım birine özel hayatımı açmam.

Önce kısık kahkahasını işittim.

-Tanımadığın? Sesimden bile mi anlayamadın. Yaralı Kuş.

Yaralı kuş

Yaralı kuş

Yaralı kuş

" Benden korkma Yaralı Kuş. Ben sana bile isteye zarar vermem. Sadece cezalandırırım. "

- - -

Yorum yapmayı , oylamayı unutmayın.

Kırık AynaWhere stories live. Discover now