Bölüm 4 : Oyun Başlıyor

68 32 62
                                    

Şarkıyı kesinlikle dinleyin ben çok seviyorum.

Yıllar önce

Sevgi nedir ? Birini neden severiz ? Bana bu soruları sorsalar cevabım bilmiyorum olurdu. Hani derler ya bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Bana kimse sevmeyi öğretmedi.

Biz meydanda iken düşmanlar köylere saldırmaya başlamış. Bizim olduğumuz yere kadar gelen top sesleri ile herkes yere çökmüştü. Bir anda meydanı bir kargaşa almıştı. Yer ayaklarımın altında saklanırken birinin elimden tuttuğunu hissettim. Muhafızlar kargaşa içinde babamın yerinden gittiğini fark etmemişti.

Kolumdan tuttuğu gibi köylülerin arasından geçerek ormana doğru ilerledik. Ormanın içine girdiğimizde top seslerinden başka bir şey duyamıyordum. Kulağımı sağır edecek kadar ses çıkıyordu ve kulaklarım ağrımaya başlamıştı. Ağlamak için doğru bir zaman olmadığını düşünerek koşmaya devam ettim. Babam ve benim hızım bir olmadığı için bazen geride kalıyordum. Kolumdan tutarak beni çektiğinde resmen yerde sürünüyor, ses çıkarmıyordum.

Dizlerim kan içinden kalıp , kollarım ve ayaklarım çizikler ile dolunca yavaş yavaş gözlerimin dolduğunu hissettim. Bir dal parçasının takılması ile elbisemin etek kısmı yırtılmıştı. Dayanamayıp ağlamaya başladığımda babam beni kucağına aldı.

Artık ona daha fazla yük oluyordum. Masumiyetle inanmadığım bir gerçeğe beni inandırmasını istedim.

-Baba biz ölecek miyiz ?

Cevap vermedi. Oysa ne çok istemiştim yalan bile olsa ölmeyeceğiz demesini...

Şimdiki zaman

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. En son yatağa yatmıştım arada bir gelen hemşireler beni kontrol edip serum vermişlerdi. Bugün taburcu olacaktım. Etrafıma baktığımda odada yalnız olduğumu gördüm. Yatakta yavaşça doğruldum.

Bir şekilde Aynur'a ulaşmam gerekiyor. İçeri giren hemşire bana gülümseyerek perdeleri açtı.

-Bugün kendinizi nasıl hissediyordunuz?

-Biraz daha iyiyim. Arkadaşıma ulaşmam lazım bana yardımcı olabilir misiniz?

-Tabii

Cebinden telefonunu çıkardı ve bana uzattı. Telefonu aldım ve ona teşekkür ettim. Kapının dışında bekleyeceğini söyleyerek dışarı çıktı. Aynur'un numarasını girdim.

Acaba aramasam mı? Ne diyecektim. Ben hastanedeyim merak etme birinin sevgilisi gibi davranmam gerekiyor sonra ararım mı? Yine de içimdeki dürtüye engel olamadım. Numarasını girdim ve aradım, bunu yaptım. Telefon ikinci çalışında açıldı , sesini duyduğumda konuşamadım.

-Alo.....Kimsiniz?

Kardeşin...

-Alo....Sesim geliyor mu?

Telefonu kapattım. Ona diyecek sözüm yoktu. Belki de bir süre benim öldüğümü düşünmelidir. Kapı açıldığında gelene bakmama gerek yoktu. Kokusu onu ele veriyordu. Paçuli gibi kokuyordu.

Paçuli endişe, strese ve uykusuzluğa iyi gelirdi. Hoş bir koku esansını denemiştim. Bir ara parfüm satıcılığı yapmıştım. Anlarsınız parfüm reklamı falan deneyin beğenirseniz alın. Parfümlerin fiyatı 230 dan başlayıp 500 e kadar gidiyordu. Ekonomi ölmüş. Ruhuna el-fatiha.

Sahte sevgilim kendini her zaman ki gibi koltuğa bırakıp, arkasına yaslandı. Bu rahatlık seviyesi kimse de yoktu. Gözlerime baktı ben de ona baktım.

o baktı, ben de baktım.

O baktı , ben de baktım.

O gözlerini benden ayırmadı , ben de ayırmadım.

Kırık AynaWhere stories live. Discover now