GURBETTE YAŞATAN

84 4 0
                                    

Kalben-Sadece

Alper ayyıldız-Ağustos sırılsıklam

İntizar-Büyük insan

Keyifli okumalar:)

Kafamı sonunda okuduğum kitaptan kaldırıp boynumu kıtlattım.Yaklaşık 2 saattir okuduğum kitaptan boynum ve sırtım ağrımış , gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Kitap bir aşk romanıydı.Sonuna yavaş yavaş yaklaşmıştım, şimdilik güzel gidiyordu.Umarım sonu kötü bitmezdi.Zira sonu kötü biten hiç bir aşk romanını sevmezdim.Sonunun kötü bittiği hiç bir hikayeyi sevmezdim.

Şubat ayına girmiştik,ama hala kar namına hiç bir şey yoktu.Arada bir soğuk hava kendini belli edercesine, sert esen rüzgar ve şiddetli yağan yağmur dışında, kış ayı karsız geçiyordu.Evin içi ne kadar sıcak olsada, abimler göreve gitti gideli benim kalbim hala ısınmıyordu.

Abimler göreve gideli bugün tam 17 gün oldu.En son abimle 4 gün önce konuşmuştuk,ona da konuşmak denirse."Ben iyiyim edişelenmeyin." mesajından başka, hiçbir haber alamıyordum.

Turanı ise deli gibi merak ettiğim halde ,ne sorabiliyor ne de haber alabiliyordum.O gidiyor ben ise arkasından bir kaç saniye bakabiliyordum,ona göre zaten buna bile hakkım yoktu belkide.

Karnımın gurultusu ile acıktığımı anlayıp ayağa kalktım ve mutfağa gittim.Kendime tencerde ki sıcak mantar çorbasını bir kaseye koyup tezgaha koydum.

Bu aralar iştahım kaplıydı, babam beni böyle gördükçe üzülüyordu biliyordum.Ama bu aralar herşey üst üste geliyor gibiydi.Turan da uzaktaydı,Abim de yoktu,Annemin ölüm yıl dönümü de yaklaşıyordu.

Ne iştah kalmıştı,ne de keyif.Babam üzülmesin diye biraz biraz yemeye çalışıyordum.

Çorba kasemi alıp masaya oturdum ve yavaş yavaş içmeye başladım.İçimi ısıtıyor gibiydi,kalbim hala buzdu oysa.

Annemin ölüm yıl dönümü için evde yemek verip kuran okutmayı isterdim.Ama evde 3 asker olunca maalesef ki bu mümkün değildi.Kendi kendime bir şeyler yapmaya çalışacaktım.

Çorbamı bitirip tabağımı ve kaşığımı yıkayıp bulaşık makinesine koydum.Bir bardak da su alıp odaya köşe koltuğuma geçip kuruldum.Bir film açmak istedim ve film bakmaya başladım, hiç birini beğenmeyince televizyonu kapatıp telefonumu elime aldım.

Bir bildirim yoktu, her zaman ki gibi. WhatsApp'a girip en son Hümayla olan  mesajlaşmalarımızı okudum.

Hüma:Akşam konuşuruz çiçeğim, şu an çok yoğunum.

Siz:Anlaştık çiçeeem:)

Hüma şuan Mardin'e atanmıştı,bu atamayı beklemiyorken biraz ani olmuştu bana.Ondan uzak olmak beni üzüyordu, sanırım bu benim kaderimde vardı.Hayatımda ki herkesle bir gurbet yaşıyordum.

Telefonumu kapatıp yanıma koydum ve işlerimi hallettimmi diye düşünmeye başladım.GÜZ'e olan yazılarımı göndermiştim,haberleri yetiştirmiş teslim etmiştim.Şimdilik işlerim tamamdı sanırım.

Sıcak olan odanın havası beni uykuya davet eder gibi, gözlerim kapanmaya başladı.Daha fazla karşı koyamayıp uykunun kollarına kendimi bıraktım, kendimi karanlıkta buldum.

...
YAZARDAN:

Kara kobranın dağda geçirdiği 17. Gündü. Tim  ne kadar yorulsada ,sabırlı davranıp hedefe ilerlemeye devam ediyordu.

EHVENİŞER Where stories live. Discover now