2.3

2.6K 174 79
                                    

Bölüm şarkısı: Preston Pablo=Dance alone

Sabahın köründe uyanmış ve yeni okuluma gitmek için hızlıca hazırlanmaya çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sabahın köründe uyanmış ve yeni okuluma gitmek için hızlıca hazırlanmaya çalışıyordum. Eski okuluma göre bu yeni okulum biraz daha uzaktı. O yüzden geç kalmamak için elimi çabuk tutmam gerekiyordu.

Milletin annesi çocuğundan önce kalkar kahvaltı falan hazırlayıp öyle okula gönderirdi bizimkisi ise kocasıyla sarmaş dolaş hâlâ mışıl mışıl güzellik uykusunda yatıyordu. Gözlerimi devirip düzleştiricinin fişini prize takıp ısınmasını bekledim. Sonra da ısındığından emin olduğum düzleştiriciyle saçlarımı düzleştirmeye başladım.

Aradan geçen dakikalardan sonra saçlarımla olan işimi nihayetinde bitirmiş, yüzüme biraz canlılık gelmesi adına hafif bir makyaj yapmıştım.
Son olarakta en sevdiğim parfümden biraz sıkıp okul çantamın içine cüzdanımı ve telefonumu atarak odamdan hızlıca çıkmıştım. Heyecanlıydım. Hemde fazlasıyla. Doğrusu üzerimde biraz da gerginlik vardı. Umarım okula gidene kadar bu heyecanı ve gerginliği üzerimden atabilirdim.

Bize yakın olan otobüs durağına geldiğimde rahat bir nefes alıp sağa sola baktım otobüsün gelip gelmediğini kontrol etmek için. Mahalle otobüslerinden tek kelimeyle nefret ederdim. Çünkü şoför amca içini tıka basa dolduruyordu. İğne atsam yere düşmez o derecedeydi yani. Birde tabi her sabah milletin ağız ve ter kokusunu çekmek zorunda kalıyordunuz. Herkes birbiriyle dip dibeydi. Kısacası dayan dayanana siz anladınız artık... İşin komik tarafı da kimsenin bundan şikayetçi olmamasıydı.

Otobüs geldiğinde zaman kaybetmeden içerdeki kalabalığın arasına sıkışmaya çalıştım. Bugün sanki bana inat otobüsün içi daha bir kalabalıktı.

Öğrencilerden çok yaşlılar vardı. Sabahın köründe nereye gittikleride tartışılmazdı zaten.
Bu yaşlı bunaklar yüzünden erken çıkmama rağmen kaç kez geç kalıp yok yazıldığımı bir ben birde Allah bilirdi...

"Arka taraflara doğru ilerleyelim."diye bağıran şoförle arka tarafa doğru ilerlemeye çalışan insanlar yüzünden düşmemek için tutunacak bir yer aradım. Otobüs koltuklarının hemen üstünde bulunan demir yerlere tutunup dengemi sağlamaya çalıştım.

"Ağabey, zaten dolu olan yere niye ilerleyelim Allah aşkına? Bizden milletin kucağına falan oturmamızı mı bekliyorsun sen?" diye kendi kendime homurdandım. Bunu yanımdaki adam duymuş olacaktı ki pişkin pişkin sırıtmaya başlamıştı.

Otobüste, ineceğim yere gelene kadar etrafa bakınıp durdum, insanları süzdüm hatta içimden bazılarıyla dalga bile geçtim. Sonra dedikodularını dinledim. Tabi güzel oluyordu toplu taşıma araçlarındaki dedikoduları dinlemek.

Sonunda ineceğim yere geldiğimde ücreti ödeyip otobüsten hızlıca indim ve okula doğru yürümeye başladım.

Okulun bahçesine giriş yaptığımda etrafa kısaca bir bakış attım. Bizim okula nazaran bu okul daha büyüktü ve daha geniş bir bahçeye sahipti. Öğrencilerin çoğu sivil giyinmişti benim gibi.

İlk günden derse geç kalmamak için hızlı olmaya özen göstererek tanımadığım bu yabancı öğrencilerin arasından geçip hangi sınıfta olduğumu öğrenmek için müdür beyin odasını aramaya başladım.

Müdür beyin odasını böyle arayarak bulamayacağımı anladığım da karşıma çıkan ilk kişiyi durdurup müdürün odasını sordum.

"Üçüncü katta, koridorun sonundaki oda." deyince teşekkür edip merdivenlere yöneldim.

Üçüncü kata geldiğimde hızlı adımlarla koridorun sonuna doğru ilerledim.

Kapının önünde durup derin bir nefes aldım ve kapıyı çalıp beklemeye başladım. Sonra o klasik cümleyi duyup kapıyı açarak içeriye girdim.

Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde genç ve karizmatik bir adamın siyah derili koltukta oturduğunu gördüm.

"Gel Kiraz'cım bende seni bekliyordum." diyerek oturmam için karşısındaki koltuğu işaret edince gülümseyerek işaret ettiği yere doğru ilerleyip koltuğa oturdum.

"Senin gibi başarılı bir öğrencinin bizim okula gelecek haberini duyunca inan ki çok sevindim."diyen müdüre tebessüm ederek teşekkür ettim.

"Bu okulda da başarılarının böyle devam edeceğine inancım tam ve sonsuz. 12/A sınıfındasın Kiraz'cım. Hadi geç kalmadan dersine git bakalım." deyince tekrardan gülümsedim ve kafamı tamam anlamında salladım. Ben bu müdürü sevmiştim ya gözüm tutmuştu bu adamı.

Koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerleyerek odadan çıktım ve 12/A sınıfını bulmak için etraftan yardım alabileceğim birilerini aradım. Ders henüz başlamamıştı sanırım. Çünkü yardım alabileceğim bir sürü öğrenci vardı koridorda. Az ileride tek başına test çözen bir kızı gözüme kestirince ona doğru ilerledim.

"Kusura bakma bölüyorum ama bir şey sorabilir miyim?"dediğimde kızın dikkatini kendi üzerime çekebilimiştim.

"Sorun değil tabiki de sorabilirsin."diyerek gülümsedi.

"12/A sınıfı nerede acaba?"

"Bir üst katta." deyince teşekkür edip yanından ayrıldım ve bir üst kata çıktım.

Sınıf kapılarının üstündeki küçük tabelalara bakıp 12/A yazısını ararken orada öylece durmuş ve sırıtarak bana bakan üçlüyle göz göze geldim...

✩⛧✩⛧✩⛧✩⛧✩⛧✩⛧✩⛧✩⛧✩⛧
Bence uzun bir bölüm oldu 🤭

Bölüm nasıldı?

Sormak istediğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.

Sınır 40 oy+ 40 yorum

Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın lütfennnn gelen bütün takip isteklerini kabul ediyorum çünkü (@ruhumuzyazar)

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere ❤️

EYVAH GRUPTA KIZ VAR! {Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin