Emre'nin neden kızacağını hâlâ anlamamış olsamda "Tamam söylemem söz."diyerek tabağın dibindeki son mama kaşığını küçük kardeşim Kerem'in ağzına doğru götürdüm.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ağladığı için kızarmış olan yeşil gözlerini benimkilere dikmiş ve korkudan hemen ağzını açmıştı. Bu haline üzülerek burnunun ucuna küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerinin içi ışıltıyla parlayınca dudaklarında büyük bir gülümseme oluştu. Mama tabağını kenarımdaki masaya bırakarak Kerem'i kucağıma alıp hattın diğer ucunda konuşmaya devam eden Batu'nun söylediklerine kulak kesildim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"İşte Emre, sevgilisi olacak Pelin 'i sizin okulun kekosu olan Canerle yatakta basınca deliye döndü. Sonra ikisi çok kötü birbirine daldılar ve birbirlerine düşman kesildiler işte. Bu yüzden Emre o okulla ilgili pek bir şey duymak istemiyor." Kaşlarımı çatmış ve Batu'nun bahsetmiş olduğu Canerin kuzenim olma ihtimaliyle sertçe yutkundum.
"Hmm peki bu Caner dediğin kişinin soyadı ne?"
Altınsoy dememesi için bildiğim tüm duaları içimden okumaya başladım.
"Hatırladığım kadarıyla Altınsoy'du galiba. Sen tanıyor musun bunu peki? Kucağımda ki kardeşimi oynaması için dev oyuncak yığının ortasına bırakarak hangi yalanı uyduracağımı düşünmeye başladım.
"Evet tanıyorum. Kendisi tam muazzam bir şerefsiz." Kuzenim hakkında böyle konuşmak hiçte üzmüyordu beni. Kalkıp sevgilisi olan bir kızı yatağına alınca böyle konuşmak hatta bana haz veriyordu.
"Şerefsizlikte level yapmış piç kurusu. Neyse bikinili benim kapatmam lazım mağlum şu moraran gözüm için internetten daha kaliteli kremler sipariş etmem gerek, biliyorsun."diyen Batu'ya sırıttım. Babasının morartmış olduğu gözünü hatırladıkça içimdeki gülme isteğine bir türlü engel olamıyordum.
"Tamam tamam bari BepanJel al sür olmadı ten rengine yakın bir fondöten alıp sür."dedim gülmemek için kendimi zor tutarken.
"Bana gözüne bok sür de ama fondöten sür deme. Biliyorsun sevmem öyle şeyleri. Neyse kapat hadi bütün internetimi sen bitirdin bikinili."
"İyiliğin için demiştim ama iyilikte yaramıyor sana pis fakir."
"Varoşluk yapma kapat hadi, görüşürüz."
"Görüşürüz şapşal şey." Gülerek aramayı sonlandırıp oyuncaklarını etrafa dağıtmış ve mutfağa doğru emekleyen kardeşimin peşinden gittim.
Mutfak masasının sandalyesine tutunmuş öylece su şişesine bakıyordu. Susadığı anda hep böyle mutfağa gelir gözlerini suya diker ve su isterdi bizden. Biberonunu suyla doldurup eline verdim ve su içmesini beklemeye başladım. Su içme işini bitirince elindeki biberonu gülerek halının üstüne atınca gözlerimi devirerek biberonu yerden aldım ve yerine geri koydum.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Keremi kucağıma alıp mutfaktan çıktım. Hava çoktan kararmıştı. Annem ve babam henüz işten dönmemişti. O yüzden her zaman ki gibi Kerem'i uyutmak tabiki de yine bana kalmıştı. Kucağımda uslu uslu duran kardeşimin yanağından öperek birlikte onun odasına doğru ilerledik. Işıkları yakıp üzerini değiştirerek onu yatağının üzerine doğru uzattım. Mayışmıştı yani uykuya dalması çok sürmeyecekti ve buda işime gelecekti. Korkmaması adına ışıkları kapatıp yanına uzandım. Kardeşimin göğsüme doğru sokulduğunu görünce gülümseyerek ona doğru sarıldım ve sabırsızlıkla uykuya dalmasını bekledim.
