2.Bölüm

2.5K 285 30
                                    

Daha birkaç adım atmıştı ki

''Sen ne demek istiyorsun?'' diye soran sinirli sesle duraksayıp yeniden Ertuğrul'a döndü.

''Clark Kent olduğunda görüşürüz Süpermen! Sana iyi geceler.'' Yeniden yürümeye başlayacağı sırada öfkesine daha fazla hâkim olamayan Ertuğrul, kızın bileğini kavrayıp hızla kendine çekti. Ufak tefek, üfleseniz uçacakmış gibi görünen narin beden saniyeler içinde göğsüne çarpmış ve öylelikle durabilmişti. Sıktığı dişlerinin arasından

''Sana, 'Ne demek istedin?' diye sordum!'' dediğinde kızın yüzünde mimik dâhi kıpırdamayışı daha da gerilmesine sebep oluyordu. Nasıl bu kadar tepkisiz olabilirdi? Gözünü bile kırpmıyor, dikkatle gözlerinin içine bakıyordu.

''Ben de sana, 'Clark Kent olduğunda görüşürüz Süpermen!' dedim. Şimdi, kolumu hemen bırak.'' Sözleriyle gözleri kocaman olmuş, ağzı şaşkınlıktan açılmasın diye dudaklarını kemirmeye başlamıştı. Burnundan derin bir nefes alıp, kıza baktı, baktı ve usulca eğilip burnunun dibine kadar girdi.

''Sen kimsin? Kimin kızı, sevgili ya da karısısın? Bu özgüven nereden geliyor?'' Sorusuna kınar gibi gülen genç kız da derin bir nefes aldığı anda neler söyleyeceğini merak etmişti. Acaba şimdi neler duyacaktı?

''Özgüvenli bir kadın oluşumun sebebini, arkamı kollayacak başka Süpermen'lere dayandırmanız ne kadar acı. Hâlbuki şu an hak ettiğiniz cevapları almanızın sebebi saydıklarınızın hiçbiri değil Ertuğrul Bey. Sebep sadece sizsiniz! Sizin tavır ve davranışınız. Ben ne sizin ucuz kahramanlıklarınıza, ne de başkalarının arkamı kollamasına ihtiyaç duymuyorum. Buraya bir şeyler içmeye geldim, hadsizin biri bana asıldı, tam cevabını verecektim ki siz yumruğunuzla araya girdiniz. Bu da yetmezmiş gibi çirkin çirkin imalarda bulundunuz. Şimdi bana şunun cevabını verebilir misiniz, az evvel dışarı attırdığınız o adamdan ne farkınız kaldı? Aldığınız onca eğitim, başarılı iş adamı profili, en lüks gece kulüplerinin sahibi Ertuğrul Yalın, belli ki hakkınızda yazılıp çizilen övgü dolu onca söz boşuna.'' Merakla beklediği o sözleri duyduğunda afallayıp, bir süre sessiz kalırken, gözlerine dikkatle bakmayı sürdürmüştü.

''Güzel konuştun ama...'' derken kızın ellerinin omuzlarında durduğunu görüp gıcık bir sırıtışla konuşmaya devam etti.

''Bana yaklaşmak için bunca kurguya gerek var mıydı? Çabanı gerçekten takdir ediyorum. Hatta itiraf etmek gerekirse çok etkileyici bir konuşmaydı. Fakat asi takılıp, dikkatimi çekmeye çalışmana gerek yok. Gel, açık açık söyle. Ben sana yardımcı olurum..." sustu ve kızı baştan aşağı süzdü.

"...Demek isterdim ama sen bana çok küçük gelirsin.'' Duyduğu sözlerin şaşkınlığıyla gözleri kocaman açılan kız, sinirle soluk alıp, onu hızla itmişti. Kollarından kurtulmayı başardıktan sonraysa bir an bile düşünmeden, kimsenin beklemediği bir hamle yaptı.

''Bunu sen istedin!'' deyip adamın suratına tokadı indirdi. Tokat sesi, sessizliğini koruyan mekânda yankılanırken iki öfkeli göz yine birbirini bulmuştu. Ertuğrul, anlık şaşkınlığının ardından her geçen saniye artan öfkesiyle kıza bakarken aralarına Ozan girdi.

''Abi, biraz sakin.''

''Ozan, hanımefendiyi mekândan çıkartalım! Hemen!'' demesiyle Ozan arkasına dönüp, Ertuğrul'un koruması Yekta'yı yanına çağırmıştı ama kızın korumalar eşliğinde dışarı atılmaya hiç niyeti yoktu.

''Kimsenin bana eşlik etmesine gerek yok Ozan Bey. Buraya tek başıma geldim ve tek başıma gideceğim. Size iyi geceler. Yakında görüşmek üzere!'' Barda duran çantasını eline aldı ve topuklu ayakkabılarıyla zemini döve döve mekândan çıkıp gitti. Herkes gece kulübünde fırtına gibi esen kızın arkasından öylece bakıp kalırken Ertuğrul, mekânın girişinde kendisini karşılayan Cevdet'i yanına çağırıp

EFSANE - Yalın Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin