16. Bölüm

1K 53 11
                                    

2 Ay Sonra (8 Ocak 2024)

NAZ'DAN

"Ya bırak beni bırak ben sana bir şey yapmadım! Kimsin sen!?" Diye bağırdım karşımdakine. Yanıma iyice yaklaştı. "Beni niye hatırlamıyorsun nazlı kuşum?" Dedi. Nazlı kuşum... B-bu kişi, Bulut muydu?

"B-Bulut?" Dedim sesim titreyerek. Gözümden yaşlar akıyordu. Yüzü dahada netleşti. Onunda gözünden yaşlar akıyordu.

"Benim, güzelim. Neden hatırlamıyordun beni?" Dedi.

"B-ben hafızamı kaybetmiştim." Dedim zorlanarak. "Doğru bende seni hafızamdan silmiştim. Beni aldatan bir kızı hafızamda tutmaya devam edemezdim."

Duyduklarımla sinir kat sayılarım dahada arttı. Ben onu aldatmamıştım. Yıllardır bunu anlamamak için yemin etmiş gibi beni aldattın diyordu. "Ben seni aldatmadım! Neden hala anlamak istemiyorsun!? Ulan dingil sen beni aldattın asıl!" Diye bağırdım. O ise arkasını dönüp gitti.

O beni aldatmışken niye hâlâ beni suçluyordu!?

Nefes nefese tekrar yatağımda doğrulmuştum. Bu seferki rüya hepsinden farklıydı. 2 aydır benzer rüyalar görüyordum ama beni boğan kişinin bu gün yüzünü görmek... Bilmiyorum, Bulutu görmeyi hiç beklemiyordum.

Hâlâ geceydi ve ben aşırı susamıştım. Odamdan çıkıp aşağıya indim. Mutfağa girince bütün abi tayfasının bir tencerenin üstüne eğilip birşey yediklerini gördüm. Merak edip bende tencerenin üstüne eğildim. Lan bunlar benim yaptığım karnıyarığı yiyordu!

Ellerinden tencereyi alıp arkama sakladım. Sesimi kısık tutarak "Lan kendinizde yapın onu yiyin! Niye benim yaptığım karnıyarıkları yiyip duruyonuz!?" Dedim. 2 aydır gına gelmişti. Daha 2 saat olmadan karnıyarığımı bitiyordu bu ayılar.

"Sus kız sen hep yaparsın kendine ver şu tencereyi." Dedi Yalçın abim.

"İnsanlar aç aç!" Dedi fısıltıyla Ersin abim.

"Lan bende açım ayılar!" Dedim bende.

"Af buyur ne dedin sen yer cücesi." Dedi Demir abim. Sonrada biri bir anda arkamdan tencereyi çekmeye çalıştı. Çalıştı diyorum çünkü tencereye koala gibi sarılmıştım. Tencereyi elimden çekmeye çalışan Karan abimdi.

"Olum bi gidin lan benim karnıyarığım bu!" Dedim. Bir yandanda fısıltıyla kavga etmeye çalışıyordum. Buğra elinde telefonumu sallaya sallaya mutfağa geri girdiğinde benim jetonum yeni düşmüştü.

"Ver lan telefonumu." Dedim. Ama Buğra beni tınlıyormuş gibi gözükmüyordu. Telefonu getirdi yüzümün tam hizasında tuttu. Kilidin açıldığını görünce telefonu kendine çevirip karıştırmaya başladı.

Olm o telefonun içinde neler neler var. Ben kesin biterim. "Lan versene telefonumu." Cıklayıp karıştırmaya devam etti. Elimdeki tencereyi tek koluma aldım. Diğer elimle de Buğra'nın elinden telefonu alıp kaçmaya başladım.

Arkama baktığımda 5'i de pesimden koşuyordu. "Naz ver o tencereyi!"

"Lan aç köpekler gidin kendiniz yapın!"

"Kızım kıt mısın!? Gece gece nasıl yapalım?"

"Olum mal mısın!? Git yap!"

Bir yandan evin içinde deli dana gibi koşuyor bir yandanda 6'mız da kavga ediyorduk. Hemen merdivenlere yöneldim.

Merdivenlerde biriyle çarpışınca durdum. Yüzüne baktığımda babam olduğunu farkettim. Bir elimdeki tencereye bir bana bakıyordu. Şimdi bitmiştik. Kesin kendisi yiyecekti. Elimdeki tencereyi işaret edip 'bana ver' hareketi yaptı. El mahkum tencereyi babama vermiştim. Karalar da gelince kadro tamamlanmış oldu.

Bozdağlar|AbilerimWhere stories live. Discover now