Asena: Aynen Mihra ya
Asena: Yeto be kızım
Asena: O davarı bile bizden önce affettin
Asena: Ondan beter mi suçluyuz da bizi affetmiyorsun

Mihra: Sorun onun hatasını ya da sizin hatanızı kıyaslamak değil
Mihra: Sorun sizin benim en yakın arkadaşlarım olmanız
Mihra: Kardeşlerimden farksız olmanız
Mihra: Asilhan hayatıma yeni yeni dahil oluyor ama siz senelerdir varsınız
Mihra: Herkes yapsa siz yapmamalısınız
Mihra: Küs değilim ben
Mihra: Kırgın da değilim kızgın da değilim
Mihra: Geçti gitti

Mina: Affedildik yani

Cevap vermedim daha doğrusu veremedim. Annem arka arkaya adımı seslendiğinden bir şey olduğunu anladım. İşimi çabucak bitirip ellerimi güzelce yıkadım, yüzüme de hızlıca su çarpıp çıktım banyodan. Seslendim fakat her zamanki gibi cevap vermedi. Odama doğrudan gittim, kıyafetlerimi katlayıp koyuyordu yerine sakince. Ne diye ortalık yanar gibi çağırmıştı o zaman beni?

"Ne oldu?" Dedim ben de sakin kalarak.

"Bu ne?" Elindekini bana doğru attı bakmam için. Ayaklarımın önüne düşen siyah çamaşırı kaldırmama gerek kalmadan ne olduğunu anladım.

"Baksır," dedim kesin bir şekilde. Annem de bana göz devirdi, kendisi de biliyordu sonuçta baksır olduğunu.

"Erkek baksırı," kendime aldım desem de yemezdi çünkü birkaç beden büyüktü. Kocam evden gitmişti ama eşyaları oradan buradan çıkmıştı. "Nereden geldi bu?" Sakinliğimi korudum, panik olursam yalanım ortaya çakardı.

"Asilhan'la poşetlerimiz karıştı o buradayken," annem tek kaşı havada bana bakarken devam ettim.

"Yıkanmış bu," Allah'tan giyilmiş demiyordu, o kadar incelememişti.

"Ben yıkadım, yani fark etmedim kıyafetlerimle beraber atarken bunu da yıkadım hatta bir siyah sweat vardı kendine aldığı o da burada. Onu da yıkamışım." Annem beni başıyla onaylarken yerdeki baksırı aldım ve katladım. Kocamın mahreminin ortalarda gezmemesi lazımdı.

"Barıştınız yani siz kesin," onu başımla onayladım ve fazlasını bilmeye hakkı olduğu için devam ettim.

"Dönünce abisiyle tanıştırmak istiyor beni,"

"Ciddi yani,"

"Evet,"

"Görelim bakalım yapıyor mu yapmıyor mu,"

"Sen onay veriyor musun?" Dedim merakla. Annem elinde boş kalan sepeti yere koyarken koca yatağımın üzerine oturdu. Henüz yatağımın değiştiğini fark edemiyordu.

"Kısmen veriyorum," annemin kısmeni hayıra çok yakın olduğundan yüzüm düştü. "Benimle tanıştırırsan onayımla ilgili daha net bir şey söylerim." Annem zeki bir kadındı, çok zekiydi hatta. Hayatım boyunca onun pratik zekasını, mantığını örnek almıştım ki genlerden de geçmişti.

"Döner dönmez tanışırsınız," dönüşümüz yakın olacaktı muhtemelen, araştırmanın son demlerindeydik çünkü. "Ben daha fazla burada devam etmeyeceğim anne, yapamıyorum." Annemin karşı çıkmayacağını bilmeme rağmen bildirdim ona. Belki de onunla beraber dönerdim eve, zaten bitmişti işimiz. Hocalarımız dün son olabileceğini bile söylemişlerdi. Artık uzak kalmaya dayanamıyordum.

22 | Yarı TextingWhere stories live. Discover now