Mekotoni'nin Kızıl Gecesi 2

13 5 2
                                    

Yazarın Notu: Sizlere heyecanlı Bir bölüm bırakıyorum. Eh Pazartesi devamında görüşürüz (şeytani gülümseme:)

Dadali kazanın çıkardığı gürültüyü yedi düvelin duyduğuna emindi. Ayrıca önünde sinsice gizlenen üç adam da aynı anda arkalarına dönmüşler ve oku fırlatanın kim olduğunu keşfetmişlerdi. 

Buna hazırlıklı olan genç kadın yayına çoktan yerleştirdiği oku atar atmaz yana doğru fırladı. Peşinden gelen okların ve bıçağın önünden kaçarken arkasına geçebileceği bir ağaç ya da kayanın özlemini çekiyordu. Koşarken omzunun üzerinden geriye baktığında iki kişinin peşinde olduğunu gördü. Göğsü acıyla inip kalkıyordu ve zar zor aldığı nefesler ciğerlerine yetmiyordu. Yanında bıçağı ve yayından başka silahı yokken durup bu yaralı halde iki adamla baş etmesinin imkânı yoktu. Kamptan daha fazla uzaklaşmak yerine hızla soluna dönerek en azından yakınlarda kalmayı denedi.

O sırada aniden önünde beliren ince siluet, Dadali’nin korkuyla durmasına sebep oldu. Karanlıkta bir yayın kendisine doğru kaldırılmış olduğunu gördü. 

“Eğil!” diyen ince ses Dadali’yi harekete geçirdi. 

Kirişinden kopan okun önünden kaçabilmek için kendisini yana doğru atan Dadali acıyla gözünü kapattı. Onu geçip giden soğuk esinti arkasındaki bir bedene çarptığında gözlerini açtı. Çok geçmeden göremediği ikinci bir ok daha atıldı. 

 “Hadi!”

Dadali ikazı ikiletmeden kendini attığı yerden kalktı ve yayına hızla bir ok yerleştirdi. Gözleri okun tüylerinin üzerinden, önünde bir kıpırtı ararken “Senin Minta’ya göz kulak olman gerekmiyor muydu?” diye fısıldadı.

“Çocuk bakıcılığından sıkıldım.” Genç kız konuyu değiştirmeye çalışarak, “Birini yaraladım ama diğeriyle birlikte kaçtı,” diye belirtti.

“Gece gece etrafta dolandığını Dina biliyor mu?” Dadali, Reis'in eşinin kızı İnora'nın ardından kampa doğru koşuyordu.

İnora görünmediğini bile bile yüzünü buruşturdu. “Hayatını kurtardığımı düşünürsek Dadali, bence bu aramızda kalabilir.” 

Ancak İnora, aniden koşmayı bıraktı. Kamp alanındaki meşaleler, önünde çarpışan iki adamı aydınlatıyordu. Sarışın adam kısa birkaç hamlede siyah kıyafetli olanı yere devirip göğsüne kılıcını sapladı. 

“Fegan, iyi misin?” İnora hızla adamın yanına seğirtti.

Vasili’nin en yakın adamlarından birisi olan Fegan, İnora’yı ve ardından gelen Dadali’yi tanıdığında kaşları endişeyle çatılmıştı.

Adam başını olumlu anlamda sallarken kılıcını sapladığı bedenden adeta kopardı. “Siz ikiniz iyi misiniz peki?” Nöbetçilerin bu kadınların kamp dışına çıkmasına göz yumdukları belliydi. Vasili’nin bu durumdan hoşlanmayacağını biliyordu. 

“Kampı uyandıran Dadali’ydi,” dedi İnora sıhhatlerini araştıran soruyu geçiştirerek.

“Emin ol, annen çoktan Minta'nın yanında olmadığını anlamıştır,” Dadali, kızın yanından geçerken dişlerini gıcırdattı.

Fegan yerinde kalmak yerine şansına lanet ederek kadınların peşine takıldı.

 “Seninle ok talimi yaptığımı söylerim,” dedi İnora genç kadının ardına düşerken. 

“Moita bilmediği sürece sorun yok,” dedi Dadali içini çekerek.

“Anlaştık o zaman.” 

Dadali arkasında kalan İnora’nın yüzünü göremese de genç kızın sırıttığına yemin edebilirdi.  

KIZIL (Berweuli II. Kitap)Where stories live. Discover now