13.Bölüm 2.Kısım:Final

1.5K 149 279
                                    

Cenan'ın dilinden,

Uçak Paris'e indiğinde esneyip bir Uber'e binip Emre'nin tarif ettiği hastaneye girdim.

Begonvilleri sağ koluma alıp kapıyı açtım.

Emre gülerek
"-Nerde kaldın be ağaç olduk!" Dedi.

Emre'ye gülüp çiçekleri sahibi olan kişiye uzattım.

"-Arifim.."

Arif'im gülümseyip yattığı yerden kalktı ve çiçeklerle beraber bana sarıldı...

"-Unutmamışsın" Dedi Arif sevinçle.

"Unutur muyum be..
Bu kalp seni unutur mu!"

Arif tekrardan güldü ve sımsıkı sarıldıktan sonra başının altına kolumu koyup yanına uzandım.

"-Nasıl geçiyor bakalım tedaviler..."

Çiçekleri bir yandan koklayıp bir yandan sırıtıyordu.

"-Çok iyi ilerliyor "

Arif 'in 4 ay önce kalbi 5 dakikalığına durmuştu. Sonrasında tekrar attığında bitkisel hayatta makinelerle yaşam savaşı verdi.

3 gün komada kaldığında yurt dışına sevk edildi ve tam 1 hafta sonra gözlerini tekrardan açtı.

Tüm Türkiye Arif'in başarı hikayesine hayran kalmıştı.

"-Eee aldınız mı izinleri kaçıracak mısınız beni hastaneden?"

Gülerek karşılık verdiğimde kafasını öpüp elini tuttum.

"-Aldık tabii izin oğlum ne sandın..."

Arif'in Anne ve Babası içeriye girdiğinde yavaşça yatağın ucundan kalkıp kollarımı kendime bağladım.

Arif'in Annesi koşarak oğluna sarıldı.

"-Daha iyi misin oğlum?"

Arif başını salladığında babası yanağına küçük bir buse kondurdu.

"-Cenan oğlum, dikkat edin oralarda olur mu Arifimiz sana emanet"

Gülümsedim.

*-Merak etmeyin gözüm gibi bakıcağım..."

Arif'in dilinden,

Arif ve Emre ile yola çıktığımızda hava kararmaya başlamıştı.

Yolun ortasında Cenan gözlerimi bağlamanın istedi.

Hazırladıkları sürprizi gerçekten çok merak ediyordum...

Arabadan indiğimde Cenan'ın elini tutup dengemi sağladım.

Etraftan bir sürü insanin sesi geliyordu.

"-Ya çok heyecanlandım Cenan!"

Cenan ve Emre gülümsemesini duyabiliyordum

Yaklaşık 10-15 saniye sonra Cenan'ın eliyle beni durdurmasıyla öylece kaldım.

"-Tamam şimdi yavaş yavaş aç gözünü..."

Bağladıkları kumaşı yavaş yavaş çözüp açtığımda konfeti sesiyle sıçrayıp şaşkınlıkla ağzımı kapattım.

Tüm ekip buradaydı.

Tuğbanın elinde kocaman bir pasta. Ezginin elinde "-Geçmiş olsun Güloğlan" yazılı pankart. Atakan ve Ayşegülün elinde çiçekler ve daha bir çok hediye kutuları.

Sevinçten duygulandığımda dolan gözlerimi elimle silip teker teker herkese sarıldım.

"-Çocuklar, sizi çok özlemişim"

Mutluluğumu tarif edemezdim.

Hepsiyle defalarca sarılıp teşekkür ettikten sonra hepimiz bir çimene oturup pastaları yedik.

Atakan
"-Eyfel kulesinin altındaki çimenlerde pasta yiyen bir biz varızdır herhalde"

Dediğinde herkes gülerek karşılık verdi.

Eyfelin büyüleyici ışıklarından daha güzel bir şey varsa o da şuan Cenan'ın bana diktiği gözleriydi...

Ayşegül çataldaki pastayı dudaklarıyla sıyırdığında gülerek.

"-Arif, bu sürprizi Cenan planladı"

Cenan'a bakıp gülümsediğimde ekipteki herkes anlamlı bir şekilde gülümsemeye başlamıştı.

Cenan ayağa kalkıp ortaya geçtiğinde kafamı elime sabitleyip öylece izledim.

"-Bildiğiniz gibi Arifim çok kötü şeyler yaşadı. Hepimiz onun için tek yürek olup iyileşmesi için dualar ettik..."

Herkes kafa salladı.

"-Ben bu süreçte şunu anladım. Hayatta başımıza gelebilecek en kötü şey değer verdiğin birini kaybetmek. Her gün onu kaybetmenin korkusunu yaşadım içimde. Ama o çok güçlü olduğu için pes etmedi ve hayata tutundu."

Duygulanıp gözlerimi kaçırdığımda elimi tutup beni ayağa kaldırdı.

"-Arif. Benim bu hayattaki en büyük korkum, insanların hakkımda ne dediği falan değilmiş. Sen benim kaybetmekten korktuğum tek şeymişsin..."

Cemile'nin sevinçle ikimize bakıp
"-Ayyy!" Diye bağırdı.

Ardından Cenan devam etti.

"-Şimdi herkesin arasında sana olan hislerimi tekrardan itiraf ediyorum...
Senden çok ama çok hoşlanıyorum Arif Güloğlu"

Hilmi ve Fatma maç izliyormuş gibi arkadan alkışladığında gülümsedim.

"-Bende senden çok hoşlanıyorum Cenan Adıgüzel "

Sarıldığımızda tüm ekip ayağa kalkıp bizi alkışladı.

Ardından Emre gitarını çıkartıp şarkı söylemeye başladığında Cenan'ın kucağına yatıp şarkıya eşlik ettim.

"Ne olur bu evden kimse gitmesin.
Bu hikayede kimse kimseyi terk etmesin...
Mutlu son olmasın mutlu sonsuz olsun..."

Bu şarkıyı Cenan'ın gözlerinin içine bakarak söylemek bana ayrı bir huzur vermişti...

Kendimi artık kuş gibi rahat hissediyordum.

Geçirdiğim kötü günler geride kalmıştı, önümde güzel günler vardı...

Herkes Eyfel kulesinin önüne geçtiğinde kamerayı tutan Cenan'ın yanına koşup dudaklarını öptüm.

Fotoğrafta da aynı öyle çıkmıştı...

Tüm ekip fotoğrafa bakıp sevinç çığlığı attı

Toplu bir sarılmanın ardından Cenan'ın elini tutup diğerlerine el salladım..

Paris sokaklarında el ele yürüyorduk... O kadar huzurlu o kadar mutluydum ki kendimden geçmişim.

Sokakta saz çalan bıyıklı adamların önüne geçip dans etmeye başladık.

Elleri belimde gözleri gözlerimdeydi...

"-Sonsuza kadar bu gözler sana böyle bakacak..."

Cenan'ın bu sözünden sonra ellerimi saçlarına dolayıp
"-Bu kalbimde hep senin için atacak..."

Başımı göğsüne koydum ve keman sesinin ritmine ayak uydurdum....

"Gözyaşları mazide kaldı,
mutlu günler önümüzde..."

S O N



Kara Kutu | ArCen Kde žijí příběhy. Začni objevovat