12. Bölüm - Vals ve Suikast-

Start from the beginning
                                    

"Etrafı kontrol edeceğim leydim," dedi ama hemen ardından ekledi. "Sizden rica ediyorum düşüncesiz bir harekette bulunmayın."

Başımı hızla salladım. "Emin ol-" ona bakmak için arkamı döndüğümde çoktan uzaklaşmıştı. Aman Tanrım ne kadar da hızlıydı. Bunca yabancı insanın arasında tek kalmak anksiyetemi arttırmıştı. Olduğundan bile emin değildim ama belli ki vardı ve şimdi ortaya çıkma kararı almıştı.

İleride yiyecek içecek standının olduğunu gördüm. Etrafında dönüp duran hizmetçiler masanın üzerindekiler azaldıkça yeniliyorlardı. Orada durarak kralın gelmesini bekleyebilirdim. Tamam kabul ediyorum pek akıllıca bir plan değildi ama şimdilik işimi görürdü.

Hızla masaya doğru ilerlerken gecenin bir an önce bitmesini diliyordum; herkesin sağ olarak bitirmesini de.

*******

"Bunu yaptığına inanamıyorum."

Henry elindeki viskisinden büyük bir yudum almadan önce bu gece en çok sevdiği cümlesini beşinci kez tekrarlamıştı.

Jason boğazını sıkan yakaya parmağını sokarak gevşetmeye çalıştı. Sinirliydi, huzursuzdu. En önemlisi ilgisi bile olmaması gereken kadına karşı özlem duyuyordu. Bir de gidip başka bir kadınla nişanlandığını açıklaması gerekecekti. Annesi yaşasaydı bunları duyduğunda kesin ölürdü.

"Yapmak zorunda olduğumu biliyorsun," dedi huysuz bir sesle. İki arkadaşın ilişkisinde huzursuz olan Henry, dalga geçen taraf Jason olurdu ama bu gece içinden ne birine takılmak ne de gülmek geliyordu. Daha çok birine yumruk atma niyetindeydi. Özellikle Henry'e.

"Jason, ülkeni gerektiğinde savunacak zekaya ve orduya sahipsin. O kadınla evlenmek sana destekten çok baş ağrısı getirecek."

"Krallık yeniden savaşa girdiğinde yerimi almak için fırsat kollayan kardeşimin nasıl davranacağını sanıyorsun? İçeriden bölünürsek yok oluruz Henry," dedi öfkeden kısılmış sesiyle. "Hayatları bana bağlı olan bir halkım var Henry bunu sende biliyorsun. O hayatlardan birkaçı da senin ailen."

Henry elindeki viski bardağını yeniden doldururken dalgın bir ifadeyle başını salladı. "Haklısın dostum, üzerine bu kadar gelmemeliydim." Şişeyi bırakarak arkadaşına döndü ve kadehini havaya kaldırdı. "Sen her zaman çoğunluğun iyiliğini düşünürsün. Bu yüzden kadehimi senin adına kaldırıyorum. Dilerim ki bu kararın sana aynı zamanda mutluluk getirsin."

Jason acı bir gülümsemeyle arkadaşına baktı. "Bak işte onu hiç sanmıyorum."

Kapı çalındığında iki adam bakışlarını çevirdi. Aralanan kapıdan karnı belirginleşmeye başlayan Addie Ruth göründü. Şeftali rengi elbisesiyle hoş görünüyordu. Jason ilk defa ona baktığında kalbinin hızlı atmadığını fark etti. Bunun iyi mi kötü mü olduğuna karar veremiyordu. Bir zamanlar etkilendiği kadına bakışı değişmişti çünkü kalbini hızlandıran başka bir kadın vardı. Bu düşüncesi iç çekmesine neden oldu.

"Jason, üniforman seni harika göstermiş," dedi gülümseyerek. Kırmızı, altın rengi üniforma resmiydi ve kesinlikle Jason'ın bütün çekiciliğini gözler önüne sermişti. "Tıpkı beni zindana attığın zamandaki gibi," diye de ekledi huysuz bir sesle.

Henry gözlerini devirdi. "Hiç unutmuyor," diye fısıldadı arkadaşına.

Jason içkisini neredeyse püskürtecekti. Addie Ruth asla bu yaptığını unutturmuyordu gerçi onu neden zindana attırdığı konusunda farklı bir açıklaması vardı. Yine de bu konuları konuşmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı.

"Jenina nasıl?" diye sordu düşüncelerini yasak olan kadından çekmeye çalışarak. Bu en doğrusuydu. Yalan bir evlilik olsa da Jen'e ihanet etmek istemiyordu. Elbet evlendikten sonra kadını uzaklaştırması gerekecekti. Ona şehirde yaşayacak bir ev bulabilir, giderlerinin saray tarafından karşılanmasını sağlayabilirdi. Bunu yapmak zorundaydı. Kadın gözünün önünde olduğu sürece erdemini kaybetmekten endişeleniyordu.

Kral'ın Karısı +18Where stories live. Discover now