Sevgilim mi? Öyle pat diye, o güzel sesinle bu kelime söylenir mi Yusuf Eymen? Burada bayılıp kalırsam millet ne der?

Yasemin koca peşinde bayıldı derler.

- Ay Yusuf, tam zamanında geldin. Lütfen sevgilini ve muhteşem akrabaları Rabia ve Emir'i bugün benden uzak tutar mısın? Sabır seviyem şu saatlerde bitti çünkü. Teşekkür ederim.

Hayatımda daha önce hiç, bir hışımla ayrılan bir insan görmemiştim. Şu ana kadar. Büşra gerçekten bir hışımla uzaklaşıyor bizden.

- Yine ne yaptınız?

- Gerçekten olaya dahil bile değilim bu sefer.

Gülümsüyor bu lafıma.

- En iyi göz devirme ödülünü Büşra'ya verecekler sayenizde.

- Sülalece  imtihan yaşatıyoruz galiba kıza. Üzüldüm şimdi.

Bu sefer daha sesli gülüyor. Etrafa bakmadan duramıyorum. Şu gülüşü kimsenin seyretmesine pek tahammülüm yok gibi.

- Zehra gelmemiş.

Konuyu değiştirince, daha ciddi bir hâle bürünüyor.

- Evet, tez falan dedi. Ama ben bahane olduğunu düşünüyorum.

Bu cümle beni üzüyor. Üzüldüğüm kadar suçlu hissediyorum birden.

- Benim yüzümden dimi? Özür dilerim en başta hiç iyi dav-

- Hayır Yasemin. Suçlama kendini.

Kolumu sıvazlıyor yavaşça. Bunu çevreye dikkat ederek yapması bir tık kalbimi hızlandırıyor.

- Zehra çok sosyal bir kız değil. Çevresinde hiç çok fazla insan olmadı. Bu yüzden böyle bir ortam ona pek rahat hissettirmezdi diye düşünüyorum. Başka zaman baş başa görüşürüz. Üçümüz.

- Söz mü?

Heyecanım karşısında , tatlı tatlı gülümsüyor yeniden.

- Söz.

Birbirimize bakarak gülümsediğimiz saniyeler dört numaranın sesi ile birden sona eriyor. Kendisini bir sandalyenin üzerine çıkmış, elinde çatal bıçakla buluyoruz.

- Evet sevgili kardeşler, dostlar, akrabalar ve misafirler. Klasik bir cumartesi günü, burada ne işimiz var inanın hiç bilmiyo-

Sözünün tamamlamadan yüzünü ekşitiyor. Göz ucuyla, dibindeki Güllüşah'a bakıyor.

- Yani demek istediğim, hoş geldiniz sefa getirdiniz. Buyrun yiyin afiyetler olsun.

Gülümsemeden edemiyorum. Etraf birden çatal, bıçak sesleri ile doluyor. Eymen ile birlikte bizimkilerin olduğu masaya geçiyoruz. Gözlerim öncelikle bizden sandalyelerce ileride oturan Büşra'yı buluyor. Bugün bizden uzakta durmakta oldukça kararlı demekki.

- Bugün şu ortamdan da bekar kalkarsam, benden daha olmaz arkadaşlar.

Rabia bunu çok yüksek sesle söylemiyor ama genel olarak hepimiz duymuş sayılıyoru buz. Bizimkiler küçük bir gülme krizine girerken yavaştan sokuluyorum kendisine.

- Ne oldu senin kızıl kafa?

Bana çaktırmadan "Sonra dertleşiriz bir ara, mesela bu akşam" bakışı atıyor. Evet, bakışları ile tam olarak bunu anlatmaya çalışıyor eminim.

- Bugün buradan da bekar kalkarsak seni artık babanneme yönlendirmeyi düşünüyoruz Rabiş. Kendisinin bu konuda üstün yetenekleri var.

Rabia olabilecek en kötü bakışlarını yolluyor Hamza'dan tarafa.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 31 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

PekmezWhere stories live. Discover now