Barbaros nedensizce sinirlendi
"Alışkınım derken? Çok mu içersin"
"Yani, içmeyi severim"
Kıvanç ikisinin sohbetini görünce içi mutlu olmuştu ama hediyeleşmeye devam etmek zorundaydı
"Alican a kim aldı"
Barbaros Alicanın ismini duyunca hafif dikleşti ve kalktı
"Ben"
Kıvanç imalı bakışlar atmaya devam ederken Barbaros yavaş adımlarla yılbaşı ağacının altındaki karton kese poşedini tuttu ve getirdi
Alican a uzattı Alican tereddüt etsede Barbarosun elinden hediyeyi aldı ve içinden çıkan ördek peluşunu görünce gözleri doldu
"Ne oldu, beğenmedin mi"
"Küçükken kaybettiğim oyuncağıma çok benziyo ühüü"
Alican sarhoşluğun verdiği duygusallıkla anıra anıra ağlarken kıvanç güldü
"Hep aynısın alican"
Alican poşetin dibinde birşey saha olduğunu farketti ve elini uzatıp aldı
Bu bir yüzüktü
Yüzün taç şeklindeydi ve bir yuvarlak camı vardı alican cam kısmı incelemek için yüzüne yaklaştırdı
İçinde 100 dilde seni seviyorum yazıyordu
Alican bunu görünce yüzüğü direk bırakıp yüzüne hücum eden kanı durdurmaya çalıştı
Barbaros onun kendinin almadığından emindi, şaşkınca bakarken Kıvanç ve Cemre yüzüğü eline alıp baktı
"Ohaaa romantikliğe baaak"
Tahsin bağırdı
"AGA KAC AYDIR SEVGİLİYİZ NİYE BENDE BOYLE BİSİ YOKTA BARBAROS FLÖRTÜNE ALIYO"
"Ne flörtü ya, ben almadım"
"Tamam utanma barbaros görmedik farzet"
"Ya gercekt-"
Dil dökmenin boşa olduğunu anladığında sustu ve gülümsedi
"Off off napıcaz sizinle"
Alican elindeki ördeğe sarılırken barbarosun elini tuttu
"Teşekkür ederim.. "
O an sevimli bir yüz takınmıştı dağılmış saçları, yorgun gözleri ve kızarmış burnu ile çok tatlıydı barbaros yüzünü iki yana sarstı
"Rica ederim"
Barbaros bir garip hissetmişti içinde bişeyler hopluyordu sanki,
"Aga ben çok içtim midem bulanıyo bi lavaboya gidip geliyorum"
Barbaros tuvalete kaçtığında aslında midesimi bulanıyordu anlamamıştı
Alicanın o yüzü aklına geldiğinde yüzüne su çarptı
"Sarhoşsun oğlum garip şeyler düşünme"
Tuvaletten çıkıp geri geldi ve alicanın gömüldüğü koltuğa oturmak yerine camın önündeki çam ağacına doğru yöneldi
Camı izlerken iç çekti, ve huzuru içinde hissetmeye çalıştı şuan bir sigara yaksa herşey düzelecek gibi geliyordu elini cebine attığında dibinde hissettiği nefesle durdu
"Su versenee"
"Ney"
Alican Barbarosu neredeyse çam ağacına sıkıştıracak kadar yakınındaydı
"Susadıım"
Alican ağlamaya başladığında barbaros şaşırmıştı, hep böyle miydi gerçektwn, çekilmezdi
"Tamam tamam ağlama"
Saçlarını geriye çekti ve gözünden akan yaşı sildikten sonra
Napıyorum ben ya
Barbaros elini alicandan çekip sehpada gördüğü pet şişedeki suyu Alican a uzattı
Alican ağlamaklı gözlerini sildi ve kendisine uzatılan pey şişedeki suyu ağzına götürüp yavaşça içti
Barbaros ona bakarken yutkundu ve gözünü ondan çekti
Kıvanç Barbarosun yanına adımladığında barbaros onu biraz geç farketmişti
"Alicanı bu yüzden sarhoş etmek istemiyoruz, şimdiye kadar hep biz baktık Alican bugun sende valla"
"Ne demek bende-"
"Evine bırakırsın artık"
"Ya abicim olmaz oyle sey- KIVANC"
kıvanç kulaklarını kapatıp ıslık çalaraj gittiğinde Alican Barbarosun t-shirtinin ucundan tuttu
"Beni istemiyo musun? "
Barbaros nefes verde ve anlayışlı bie yüz ifadesi takındı
"Hayır istiyorum"
Alican gülümsedi ve sırtını çam ağacına yasladı
"Anime izler misin"
Diye sordu alican
Barbarosun gözleri açılmıştı çünki arkadaş grubunda ne zaman anime izlese Sergen sürekli çocuk işi der dururdu
"Evet, sendemi izliyosun yoksa"
"Bayılırım, manga koleksiyonum var"
"Vay be"
Barbaros gülümsedi, hep böyle bir arkadaşı olsun istemişti belkidr o en başta tesadüfen sinir olduğu, o çocukla yakın arkadaş olabilirdi?
Ama tesadüflere inanmazdı barbaros, bu tanrının ona sunduğu bir teklifti belkide, Barbaros ne kadar arkadaş edinmeyi sevmesede alicanı kabul etmeli miydi bilmiyordu.
Saat yavaş yavaş 11.3ü a yaklaşırken Batuhan, Kerem ve Tahsin sızmıştı, diğerleri evine dağılırken Barbaros ve Alican aralarında konuşuyor, gülüyorlardı Barbaros ise Alicanı ayıltmak için kahve yapmak istedi
"Kahve yapayımmı Alican? "
"Olurr sağıll"
Barbaros Alicana bakarak salondan çıktı mutfakta Kıvançın filtre kahve makinesini çalıştırdı, kahve yavaş yavaş damlarken Barbaros bugun akşamı gözünden geçirdi, hiç böyle.. Bir yılbaşı geçirmemişti Kahve hazırlanırken dolabı açtı ve bir elmayı kavrayıp dişleri ile kendinden ayırdı
Kapıdan çıkma sesleri geliyordu, yani herkes yavaş yavaş dağılıyordu
Barbaros kahveye bakarak derin düşüncelere daldı, kahvenin koyuluğu ona alicanın saçlarını anımsattı
Kendini bu düşüncelerden uzaklaştırmaya çabalarken pencereden giren hafif rüzgar barbarosun saçlarını hafifçe uçurdu.
Barbaros hafifçe sendeleyerek dönüp salona baktı, çok az kişi kalmış ve alicanın uyuyakaldığını görünce oflayarak ona kahve yapmayı bıraktı.
Sessizce salona geçti. Salona göz gezdirdi fakat kimse ona dikkat etmiyordu,
Yavaşça alicanı kucakladı ve kapıya doğru yanaştı
~
Araba sakin sakin ve yavaşça barbarosun evine doğru gidiyordu.
Barbaros söylenirken ben bu çocuğun evini bile bilmiyorum ki diye düşündü içinden
"Alican! Alican nerde oturuyorsun"
Alican ise kabus görüyor görüyor gibi araba koltuğunda dönüyordu
Allahım diye düşündü Barbaros, radyo kanalını değiştirirken bu çocuk bana kaldı ya, o kadar sarhoş ki evini bile söyleyemiyor, benim evde kalacak ya
Radyoyu sakin müzik çalan bir kanala ayarlayıp arkasına yaslandı
Hadi bakalım diye düşündü, gözlerini açarak
YOU ARE READING
Tesadüf? (Alican×Barbaros)
FanfictionTesadüfler gerçek midir? Yoksa Tanrı'nın yolladığı melekler mi?