"Zeyd!"

Korku dolu sesim bahçeyi kaplarken sedye ile beraber eve doğru geliyorlardı. Ahsa'nın parmaklarını hissettim. Heybetli bedenini saran krem renkli gömleği kıpkırmızı idi. Kalbime sayısız bıçak saplanmaya hızla devam ediyordu.

İçeri girdiklerinde ona doğru bir adım attığımda Dua kolumu kavrayarak ona yaklaşmama izin vermedi.

"Müsade etmelisin onu tedavi edecekler Nur."
Onu duyuyordum fakat ne dediğini kavramak da zorluk çekiyordum.

"O iyi olacak Nur."

Onu yukarı çıkardıkları andan itibaren ne kadar dakika geçmişti bilmiyorum ama Dua'nın tutuşundan kolumu kurtardığım da merdivenleri ikişer ikişer çıkarken "Nur." diye seslenişini duymazdan geldim. Odanın kapısına geldiğimde Behnan ve Ferzah dışarı çıkmıştı. Onlara ufak bir bakış atarken ikisi de bakışlarını kaçırıp merdivenlere doğru yönelmişlerdi.
Titrek adımlarım yatağın baş ucunda durmuştu. Ahsa dikkatle gömleğini kesiyordu. Dudakları kuru ve hafif aralıktı. Göz altları morarmış yüzüne bulaşmış olan kan ise hâlâ yaştı. Çehresine ki sert ifadeyi bozan tek şey hareketsiz bir şekilde yatmasıydı. Yanaklarımda yol bulmuş olan gözyaşlarımın yakıcılığını tüm bedenimle hissediyordum. Ahsa'nın hareketleri seriydi fakat ne yaptığını anlayamıyordum. Hiç bir şey düşünemiyordum. Kanlı parmaklarını çekinerek tuttuğumda soru sormak için dudaklarımı araladım.

"İyi olacak....Değil mi?"

Kesik bir nefesle yarım çıkan sesime karşılık Ahsa'nın buğulu bakışları beni buldu. Cevap vermedi.
Korktum, içime çöktüm. O an kaç yaş yaşlandığımı, ruhumun kaç parçaya ayrıldığını çok sonradan fark edecektim. Ahsa'nın umutsuz bakışları ardından Amir abi hızla odaya girdiğinde Ahsa derin bir nefes aldı.
Hemen peşinden ise Dua girmiş ve yanımda yerini almıştı.

"Amir, uyuşturmak için ilacımız yok?"
Umutla Amir abiye baktım. Aynı umut ve bekleyiş Ahsa da da vardı.

"Şuan ilaç bulmamız imkansız."

Nefesim kesilmişti. Kan kaybından olmasa bile acıdan.... Elimin tersiyle gözyaşımı silsem bile yerine yenisi eklenmişti.

"Bu şekilde nasıl ameliyat edeceğim?"
Ahsa tüm metanetini kaybetmiş gibiydi.

"Zaaflık gösterme Ahsa. Başka biri olsaydı nasıl ameliyat ederdin. Kendini toparla, vakit kaybediyoruz."

Amir abinin dirayetli duruşu karşısında yutkundum.
Ahsa uzun uzun Amir abiye baktı.

"Bunu kaldıramayabilir."

Şimdi ise korkuyla Dua'ya bakmıştım. Buradan gitmeye bile razıydım. Fakat onu kaybetmeye asla. Gittiğimde yaşadığını bilmek beni hayata bağlayabilirdi. Onu tamamen kaybetmek kendimi de kaybetmeme sebep olurdu.

"Başka türlüsü mümkün değil Ahsa. Bu yara onun için hiçbir şey daha da kötülerinin üstesinden geldi. Bunu da atlatacak Allah'ın izniyle."

Ahsa cevap vermedi.

"Nur gitmen gerekiyor."

Dua'nın fısıltı sesiyle başımı onaylamayarak hareket ettirdim.

"Burada kalmak senin için iyi olmaz. Kendini daha kötü hissedersin."

Acaba kendimi daha ne kadar kötü hissedebilirdim.

"Yanında olmalıyım."

"Sen onun zaten yanındasın. Ama şimdi dışarı da beklemen daha iyi."

FİZÂNİWhere stories live. Discover now