5. Bölüm

675 50 36
                                    

"Bize gidiyoruz değil mi? Annem çok güzel sarma yapmıştı. Yeriz beraber."

Arel'in lafıyla düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.

"Arel.. Ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ya, size gelsem gelirim ama öyle olmaz ki, nereye kadar sizde kalacağım, gidebilecek bir yerim varken? Babanlar demez mi bu kızın gerçek ailesi çıkmadı mı ortaya? Onlara gitsin diye. Biliyorum seviyorlar ama sevgi de bir yere kadar. Bu zamana kadar bir düzeniniz vardı onu bozamam. Onların, biyolojik ailemin yanına gitsem de... Nasıl hemen güvenebilirim ki? Evet çok cana yakın insanlar, çok sevdim onları fakat.. Ne bileyim işte öyle dan diye olmuyor her şey, hayatım 1 hafta da kökünden değişti. Sap gibi kaldım ortada. Onu yapsam ayrı dert bunu yapsam ayrı dert. Evet istiyorudum güzel bir ailenin içinde olabilmeyi ama kendi penceremde bunu imkansızlaştırmıştım. Zibilyon da bir ihtimalin bana denk geleceğini nereden bilebilirdim ki?"

Ben konuşurken Arel arabayı sağa çekmiş üzgünce beni dinliyordu.

"İlk olarak, annemler asla öyle birşey söylemezler. Başımızın üzerinde yerin var. İkinci olarak, onlar gerçekten iyi insanlar, içlerini bilemiyorum ama ufak bir araştırma yaptım. Maddi gelirlerinin çoğunu hayır için kullanıyorlar. Kaaç tane cami, okul, hastane yaptırmışlar sayısını unuttum. Birsürü bağış yapmışlar oraya buraya. Yani bunları internete yazınca tak diye önüme çıkmadı tabiki, biraz derin araştırma yapmış olabilirim. Benim görüşümü alacak olursan, ailen mükemmel insanlar."

Hayatta tek sevdiğim mikrop, bu abidin!

Abidinim olmasa ne yapardım ben?

Bu arada, Arel hacker.

Hehehe.

İnsanın böyle kardeşi olması çok işe yarıyor. Bazen pis işlerimi ona kapattırıyordum.

Lidese çok işime yaradı köfte.

Düşündüm de.. Ben bu çocuğu baya baya kullanmışım lan. Şikayet de etmiyor hiç.

Arabadan indiğimde o da indi. Koşarak gidip kollarımı beline sıkıca sardım, kıkırdayarak o da bana sarıldı.

"İyi ki varsın be Arel." dediğimde kafasını sallayıp, "Biliyorum, iyi ki varım." cevabını verdiğinde gülerek geri çekildim.

Bu çocuğun süt kardeşim olması çok işime yarıyor, istediğim gibi sarılabiliyorum. Mükemmel!

Ulan bir tesettüre girip namazımı doğru düzgün kılsam tam cennetliğim he.

Allah nasip eder inşallah.

"Ben onların yanına gitmeye karar verdim." dediğimde bilmiş bilmiş sırıttı. "Desene artık zenginiz, paraya para demeyeceğiz." dediğinde gülerek omzuna vurdum.

"Vallaha kalacak yer, birde ucundan sevgi verseler yeter. Gerisinde gözüm yok." dediğimde cık cıkladı.

"Öyle denir mi kızım? Para bu para. Her şey ateş pahası. Nasıl karnını doyuracaksın yoksa? Sen doymuyorsun birde yani o da var, seni doyurabilmek için anca bu kadar zengin olmak lazım-"

Kafasına vurduğumda gülerek sustu.

Ne yapayım? Doymuyorum.

"Ama bak haklıyım, hem Peygamber Efendimiz de sofraya iyice acıktıktan sonra oturup, tam doymadan kalkarmış. Sen görmemiş gibi sömürüyorsun her şeyi."

Beni nereden vuracağını iyi biliyor bu çocuk.

"Tama ya! Daha az yiyeceğim bundan sonra." dediğimde ciddiyetle kafa sallayıp, "Bence de öyle yapmalısın. Yoksa 100 kilo olacaksın bu gidişle!"

Abi mi?✔️  -DÜZENLENİYOR-Where stories live. Discover now