Sea Of Fate |Taekook|

1~^

Selammm hamsi tavalarimmmmm 🐟🐟
( Hitap şeklimi sorgulamayin)

İg'den geldiniz büyük ihtimalle cjskndms hosgeldinizz 🏃🏃

Neyse bos yapmayalim hadi fice yüzün HAMSİLERİMM

İyi okumalar dilerim~

~^~

Güzel olan başlangıçlar, aşkı heves için kullanıp sonuna erdiremez. Sona kalan tek duygu nefret, kin, belki hüzün veya acıdır. Aşk nadir bulunan bir çiçek gibidir. Onu bulmak için verdiğiniz çaba, yanlışlıkla bir adım fazla ileri giderek tek bir hamlede ezip yok edebileceğiniz bir acıya anında dönüşebilir.

Aşk ile nefret arasında ince bir çizgi olduğunu söylerler. Ancak bana göre kişi aşkının sınırlarını genişleterek nefret çizgisinden uzaklara taşıyabilir. Sınırları genişletmeyenler ise birbirlerine gözü kapalı güvenenlerdir. Onlar bilirler çünkü, bilirler birbirlerinin hep aşk tarafında kalacaklarını, bilirler nefret adına hiçbir şey yapmayacaklarını.

Jeon Jungkook aşk sandı her çizgiyi, nefreti taşımayan zihni yok sandı bunu belli ki. Herkes onun gibi değildi. Nefretten aşka seyahat edenler, kalplerini almazlar yanına. Yalnızca kirli zihniyetleri ile gelirler.

~~

Sahilde yürüyen, gözyaşlarına engel olmayan bir Omega. Onu hak etmeyen eski sevgilisi için ağlarken Tanrı ona acımış ve karşısına tam şuan sahile vurmuş yaralı ve baygın halde olan Delta'yı çıkarmıştı.

Genç oğlan, dolu gözlerle sahildeki o kişiye bakıyordu. Minik elleriyle ovuşturdu gözlerini, daha dikkatli baktı. Bir insan olduğu kanaatine varınca ürkek adımlarla ilerledi Delta'nın yanına. Delta'nın tişörtünde gördüğü kan lekeleri onu korkutmuştu.

' Yaşıyor mu acaba?'

Diye düşündü, Tanrıya dua etti yaşıyor olması için. Sırtüstü yatan Delta'nın çenesinden tuttu narince, kendine doğru çevirdi başını. Ardından nabzını kontrol etti, iki parmağı ile boynunu yokladı, kalbi atıyordu. Buruk bir şekilde gülümsedi.

Ne yapması gerektiğini bilmiyordu genç oğlan. Delta'nın gözlerinin önüne gelen saçları eliyle kulağının arkasına koymuş ve gözlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Omzuna dokunmuştu uyanmasını umarak. İşe yaramayınca denizden avucuna doldurduğu suyu Delta'nın başına döktü. Kendine gelmesini umuyordu.

Delta önce hareket eder gibi oldu, ardından gözlerini açtı yavaşca. Minik Omega sevinmişti buna. Delta kalmak için hareketlendi fakat Omega hemen durdurdu.

" Şey... Yaranız var sanırım. Hareket etmemeniz en doğrusu. Durumuna bakıp ona göre ilk yardım malzemesi getirebilirim."

Delta şaşkındı, nerede olduğunu bilmiyordu. Tek hissettiği yarasının acısı ve denizin ıslaklığıydı. Karşısında duran bu şirin çocuğa karşı verebileceği bir tepki yoktu.

"S-sen-"

Cümlesini tamamlayamadan öksürmeye başladı Delta. Omega hemen atıldı.

" Konuşmayın, zorlamayın lütfen kendinizi. Sadece daha iyi bir yere geçip durumunuzu kontrol etmemiz gerek. Hemen müdahale edilmesi gereken bir durum olabilir."

Delta şuan mantıklı düşünemiyordu, kendine gelememişti daha. Ancak bu gencin söylediklerini yapması gerektiğini biliyordu.