"Bir gün benim yaptığım etin tadına bakmanı isterim Taehyung."

Karşımda oturan Namjoonun sözleriyle sırıtarak cevap vermiştim.

"Teşekkür ederim ama ben et sevmiyorum."

Namjoon kafasını sallayarak önüne dönmesiyle bende bakışlarımı yanımda oturan Jungkooka çevirmiştim. Her halinden sinir olduğu belli oluyordu.

Bir şey demeyerek önüme dönmüş ve sonunda sevdiğim yiyecekleri yemeye başlamıştım.

-

Sıkıldığım için dışarıya derin bir nefes vererek elimdeki bardağın içindeki içkiyi döndürüyordum. Sessiz sakin geçen yemek faslından sonra tekrar verandaya oturmuştuk ve iş konuşuyorlardı. Tabiki gram bir şey anlamadığım için sadece oturup etrafa bakınmakla yetiniyordum. Bir de bardağın içindeki kırmızı sıvıyla oynuyordum. Jungkook'un dediğine göre bir içkiymiş ve çok içmemem gerekiyormuş ki zaten tadınıda çok beğenmemiştim.

"Siz nasıl tanıştınız Taehyung?"

Adımın geçmesiyle meraklanarak bakışlarımı çaprazımda oturan adama çıkarmış ve hafifçe sırıtmıştım. Yanlış hatırlamıyorsam adamın adı Yoongiydi. Sorduğu soruya ne cevap vereceğimi şaşırmış ve sessiz kalarak düşünmüştüm. Ah Jungkook! Saçma bir şey atmıştı ortaya ve işin içinden nasıl çıkacağımızı bilmiyordum.

"Şöyle ben Jungkook'un bir arkadaşının arkadaşıydım onun aracılığıyla biz de tanıştık."

Yalan söylemeyi beceremediğim için doğru düzgün bir açıklama yapamamış ve öylece sallamıştım. Neyseki yanımızdaki insanlar inanmışa benziyordu.

"Jungkook peşinden çok koştu mu?"
Yoonginin bu seferde sırıtarak yönelttiği soruyla elimde olmadan kıkırdamıştım. Şu an neden böyle bir oyunun içine girdiğimizi anlamasamda Jungkooku bozmamaya çalışıyordum. Fakat bu misafirler gidecekti ve o zaman elimden kurtulamayacaktı.

"Evet hemde çok koştu, peşimi hiç bırakmıyordu."

Jungkook hafifçe kaşlarını çatarak bana baksada omuz silkerek önüme dönmüştüm. Ortada hiç bir neden yokken bu yalanı söylediyse sonuçlarına da katlanmak zorundaydı.

Yoongi sözlerime seslice gülerek önüne dönmüştü. Benimde bakışlarım hemen karşımda oturan bedene kaymıştı. Bu Namjoon denilen adam niye sürekli bana tuhaf bakıyordu anlamıyordum ama elimden geldiğince göz göze gelmemeye çalışıyordum.

"Taehyung bana tuvaletin yerini gösterebilir misin?"

Namjoonun bana yönelttiği soruyla duraksamıştım. Aslında göstermek sorun değildi ama ben Jungkook'un odasındaki hariç diğer tuvaletlerin yerini bilmiyordum çünkü benim öyle bir ihtiyacım yoktu.

"Çalışanlar gösterir."

Yan tarafımdaki bedenin sert sesiyle o tarafa dönmüştüm. Aralarında bir gerginlik vardı ve bu beni de geriyordu çünkü ikisinin arasında ben kalıyordum. Aslında Namjoon denilen adam çokta umrumda değildi ama kavga ve gerginlik olmaması için alttan almaya çalışıyordum.

"Sorun yok bende gösterebilirim."
İkiside birbirine saldıracak gibi baktığı için olaya el atmam gerektiğini hissetmiştim. Dertleri neydi anlamıyordum ve bu gerginliklerinden hiç hoşlanmamıştım.

Poseidon Where stories live. Discover now