Bölüm 13 - Mesafe

64 5 40
                                    


》Horasan, Merv obası《

Hasan: ,Destur var mıdır?"
Çağrı: ,,Gelesin Hasan Bey. Alparslan da tam olup biteni anlatacaktı."

Hasan Bey otağa girer. Alparslan gözlerini devirerek atabeyine bakar. Ardından babasına.

Alparslan: ,,Anlatacağım baba, lakin burada değil, Rey sarayında. Sultanımızın huzurunda."
Karaca: ,,Otağda yabancı kimse yoktur. Bizden gizli saklın mı vardır Alparslan Bey?"
Alparslan: ,,Vazife hususi bir vazifeydi Karaca Hatun."
Karaca: ,,Vazifeni layıkıyla yerine getirdiğine göre saklayacak bir şeyin kalmadı."
Süleyman: ,,Sultanımız böyle buyurdu Karaca, yalnızca bir kaç kişi bilebilir."

Karaca Hatun kaşlarını çatar kocası Süleyman'a. Alparslan Bey ile ilgili her ayrıntıyı bilmek istiyor. Zira Alparslan Bey, en güçlü veliaht adaylarından biriydi. Oba hayatı Karaca Hatun'a göre değil. Sarayda yaşamak istiyor. Sarayın baş hatunu olmak istiyor. Baş hatunluk şuan Sultan Tuğrul'un hatunu Altuncan Hatun'da. Lakin bir gün o makam boşalacak. Sultan Tuğrul'un vefatıyla yeni bir sultan tayin edilecek. Tahta oturan erin hatunu da baş hatun tayin olarak tayin edilecek. Olur da Alparslan tahta oturursa, baş hatun kim olacaktı? Alparslan evli değil, evlenmeye de hiç yanaşmamıştı bugüne dek. Karaca'nın aklında biri vardı. Selcan Hatun'un gelin adayını biliyordu. Bu asla gerçekleşmemeliydi. Çünkü Karaca Hatun, Akça Hatun ile anlaşamıyordu. Obaya geldiği günden beri ondan şüpheleniyordu. Askerler Akça Hatun'u ne diye sattılar, alplarla savaşmak varken? Üstelik sayıları daha fazlaydı. Üstelik Akça Hatun, durmadan oba işlerinde gereğinden fazla yardımcı olup göze girmeye çalışıyordu, başardı da. Selcan Hatun'un gözüne melik hatunu olabilecek kadar girmişti. Bugün melik hatunu, yarın sultan hatunu. Karaca bir kaç kere konuşmuştu kayın anasıyla. Bu kıza güven olmaz diye dil dökmüştü. Lakin dinletemedi. Yalnızca görümcesi Gevher Hatun söylediklerini dikkate alıyordu. Başka kimse yanaşmadı dediklerine. Karaca iyice düşünür. Ne Alparslan o tahta oturup Süleyman'ın önünde engel olmalı, ne de Akça baş hatunluk makamına oturup Karaca'nın önünde engel olmalıydı. Karaca bu 2 engeli ne pahasına olursa olsun aşmak istiyor. O yüzden en ufak şeyleri bile bilmek ister.

Çağrı: ,, Süleyman doğru der, Karaca kızım. Sultanımız öyle buyurduysa bize de uymak düşer. Üzerine alınmayasın. Bizim sana güvenimiz tamdır."

Karaca başını sallar.

Çağrı: ,,Oğul, sen biraz dinlenesin. İkindi'den sonra beraber Rey'e varırız."
Alparslan: ,,Buyruk senindir beyim."

Alparslan, babasının otağından çıkar. Hasan Bey ardından gelir.

Hasan: ,,Beyim..."

Alparslan ardına bakmadan devam ilerler. Atabeyini duymazdan gelip kendi otağına geçer. Kendi postuna oturup sırtını yaslar. Sırtını yaslarken sırtındaki kırbaç izlerini hisseder. Göğsünde kızgın demirin bıraktığı izler de tazeydi. Kara kara düşünür. Karahanlı melikesini düşünür. Elini yanağına götürür. Seferiye Hatun'un eli ağırdı. Sağlam vurmuştu. Lakin Selçuklu melikinin umrumda değildi tokadın ne kadar sert olduğu. Mesele gururuydu. Bir hatun tarafından tokatlanmak gururuna dokunmuştu. Bir fıçı yağ yüzünden zindanlara düşmek, işkenceler görmek gururuna dokunmuştu. Selçuklu meliki yanağındaki elini yavaşça indirip yumruk haline getirir.

Hasan: ,,Destur var mıdır beyim?"

Alparslan, yumruğunu daha da sıkar. Otağın önünde duran Hasan Bey'e seslenir.

Alparslan: ,,Yoktur."

Hasan Bey bozulur bu cevaba.

Hasan: ,,Mühimdir."

AlpSef: Nefret etme, çok seversin...Where stories live. Discover now