Bölüm 12 - Obaya dönüş

79 4 40
                                    


》Ani《

Kadehini yere atar sinirden. Bu kadarını da beklemiyordu. Bu sıralar hamlelerinin çoğunu siyaset ile yapıyordu. Siyaset, savaşı alt edebilecek kadar güçlüdür. Lakin budefa tam tersi olmuştu. Savaş, siyaseti alt etmişti. Onun siyaseti alt edildi. Belki de sadece savaş tarafından alt edilmedi. Başka bir siyasetin de dahli olabilir.

Alexander: ,,Sakin ol, baba. Olan olmuş."

Ani kalesinde büyük bir gerginlik var. Tekfur Grigor, sinirle oğluna bakar.

Grigor: ,,Arslan Yusuf ittifak teklifimizi kabul etmedi, üstelik türkler de peşimizde! Peşimizde olan türklerin kimliğini de bilmiyoruz! En güvendiğim komutanım takip ediliyor, lakin ruhu duymuyor! 2 askerimiz katledildi, o Cihangir denen adam hâla bulunamadı! Elini kolunu sallaya sallaya ellerinden kaçmış! Sen gelmiş bana sakin ol diyorsun!"
Silvius: ,,Sayın tekfur, Cihangir bizim değil, Arslan Yusuf'un elindeydi. Daha doğrusu kızının elinde. Onların aptallığı yüzünden oldu bütün bunl..."
Grigor: ,,Lanet olsun Cihangir'e de, Arslan Yusuf'a da, onun kızına da, sana ve yanındaki beceriksizlere de! Nasıl bu kadar dikkatsiz davranabilirsin?"
Silvius: ,,Efendim, bunlar alelade adamlar değiller. Çok kurnazlar."
Grigor: ,,Farkındayım lanet olası!"
Alexander: ,,Ne yapacağız peki? Kurduğun tertipler alt üst olmuş durumda. Bilmediğimiz düşmanlar tarafından takip ediliyoruz."

Tekfur Grigor, tahtına oturur. Elini çenesinin altına değdirir.

Grigor: ,,Arslan Yusuf ahalisinin önünde küçük düşmesinin sebebini bizde görür. Onu ikna etmek zor olacak. Lakin ben daha son sözümü söylemedim. Ne pahasına olursa olsun, türkleri birbirlerine kırdırmalıyız. Karahanlılar ve Selçuklular yeniden savaşmalılar. Savaşsınlar ki, Kekavmenos'un kaybettiği Vaspurakan'ı geri alabilelim."
Silvius: ,,Aklınızdan geçen nedir, Tekfur Grigor?"
Grigor: ,,Siz Arslan Yusuf'u bana bırakın."
Silvius: ,,Peki ya Cihangir ne olacak?"
Grigor: ,,Şuan onun için yapabileceğimiz bir şey yok. Dua edelim de Arslan Yusuf yakalayabilsin onu."
Branas: ,,Ya yakalayamazsa? O zaman ne olacak efendim?"
Grigor: ,,O zaman yine peşimize düşmesini beklemekten başka çaremiz kalmayacak."

-------------------------------------------------------

》Horasan, Merv obası《

Dışarda aşlar kaynar. Selcan Hatun, az ötede oturup hatunları gözetler.
Selcan Hatun'un kızı Gevher Hatun da yanında oturur.

Gevher: ,,Gözün hep ondadır ana."

Selcan Hatun, Gevher'e yönelir.

Selcan: ,,Pek çalışkandır, mâşaallah."
Gevher: ,,Bütün hatunlar çalışır, neden yalnızca onu görürsün ana? Bu kızı özel kılan nedir?"

İkisi de kazanın başındaki kıza bakarlar. Akça Hatun, kazana tuz katıp karıştırmaya başlar.

Selcan: ,,Alparslan ağabeyin bekardır bilirsin. Kendisine yoldaşlık edecek bir hatuna ihtiyacı vardır. Bir ömür hep yalnız geçmez. Yükünü hafifleteceği biri gerek."
Gevher: ,,Anam, bu kimsesiz, neyin nesi belirsiz olduğu kızı melik hatunu mu yapacaksın?"
Selcan: ,,Atasını, anasını yitirdi diye evlenemez mi yani?"
Gevher: ,,Evlenebilir, amma ağabeyim alelade biri değildir ki. Bir Selçuklu melikine gelin olacak hatunu eyice tanımamız icap eder."
Selcan: ,,Tanırız ya kızım, ağabeyin keferelerin elinden kurtarıp getirdi ya obaya. Sen de onlarla beraberdin. Nedir bu kaygın?"

Gevher, bir anasına bakar, bir Akça Hatun'a. O günü hatırlar...

{Flashback...

》Merv obası yakınları《

AlpSef: Nefret etme, çok seversin...Kde žijí příběhy. Začni objevovat