4.bölüm

1.8K 134 5
                                    

Anlamıştım sanırım artık,
Acı nedemek gercek anlamda anlamıştım.
Sevdiği birini kaybetmek zor gelirdi insana.
Dünyadayken Cehennemi yaşarsın,
Ama belli etmezsin.

Barçındım ben, Babasının biricik Barçını,
Bir yanımda Atilla, diğer yanımda babamın emaneti Göktuğ,
Hepimiz birbirimize sokulmuşuz.
Odamda oturuyoruz.

Herkes baş sağlığı diledikten sonra gitmişti, kalmıştık yine biz bize.
Anneme sakinleştirici verilmişti,
Teyzem yanındaydı.
Bütün gün ağlamış, kendini yerden yere atmıştı.
Sonrada vücudu bukadar hüzün e dayanamamış, bayılmıştı.

Ben nasıl ayakta duruyordum bilmiyordum,
Ama ben babamdan böyle görmüştüm,
En dipteyken bile güçlü durmayı.

Babam şimdi orada üşüyormuydu acaba,
Pek sevmezdi oysa soğuk havaları.
Baba üşüyormusun?

'Ablaa! Kolunn'

Okadar dalmıştımki Göktuğun 2. Seslenişinde duymuştum.

Atilla hemen koluma baktı, kazağımın kolunu kıvırdı,
Yarayı gördükten sonra, hemen kaşları çatıldı.
Küçükende böyle yapardı,
Ben düşüp dizimi yaralayınca, yanıma gelir, dizimi bakıp inceler, sonrada bana catık kaşlarla bakardı.

Oturduğu yerden hızla kalkıp içeriye gitti, bir kaç saniye sonra elinde ilk yardım çantasıyla geri döndü,
Dikkatlice pansuman yapmaya başladı,

'Gerek yok Atilla okadarda kötü değil'

'Doktor benim sen karışma'

Herzamanki gibi doktor ayakları çekip, pansumanımı yaptı.

Pansuman bittiğinde yerimden doğruldum, dolabımdan yorganları çıkardım.
Yere sermeye başladım,

'Ne yapıyorsun?'

'Yatak hazırlıyorum'

'Ne için'

'Senin için gerizekali'

'Ben pansiyon kiraladım, siz uyuyunca oraya geçeceğim, boşuna zahmet etme.'

Tiptip baktım Atillaya,

'Bok gidersin pansiyona, burda evin varken pansiyon ne demek.'

...

Gözlerimi haftalardır gördüğüm o kabusla tekrardan açtım,
O gün sürekli tekrar ediyordu.
Babamı vuran adamın yüzü zihnimde dolanıyordu.
Yüzündeki o maske, gözleri sırıtıyordu , kapkara gözleri.
Sürekli aynı sulieti görüyordum.

Babamın ölümünden 1 ay geçmişti, Annem çökmüştü, 1 ay içinde okadar zayıfladıki artik anneme zorla yemek yedirmeye baslamıştım.
Göz altları çökmüştü ağlamaktan,
Saçları stresten dökülmüştü.

Annemin günden güne çöküşünü izliyordum, elimden hiç birşey gelmiyordu.
Göktuğyu toparlamaya çalışmıştım,
Ne olursa olsun o iyi olmalıydı.
O benim biricik kardeşimdi, babamın emanetiydi.
Ve ben onu böyle çökmüş görmek istemiyordum.

Dersleri son 1 ayda epey düşmüştü, Annemi bırakıp okula gitmek istemiyordu,
Sürekli dalıp gidiyordu,
Geceleri yanıma gelip uyuyordu,
Bende onsuz uyuyamıyordum.

Ben ise hastaneye o günden sonra adım atmadım,
Hemşirelik işlerini bırakmıştım.
Hayallerimi bi kenara bırakmıştım,
Ailemi toplamak için cabalamam gerekiyordu.
Bazen duvarlar üstüme üstüme geliyordu.
Babamın sesini duyuyor gibi oluyordum.
Babamın kokusunu alıyordum.

Atilla ise o günden sonra buraya taşınmaya karar vermişti,
Hemen yanımızda bir ev tutmuştu.
Okadar yalvarmama ragmen bizle aynı evde kalmamıştı, rahatsız olmamızdan korkmuştu.
Sürekli bizim eve ugruyordu.
Benim eskiden stajerlik yaptığım hastanede doktordu.
Benim bırakmama da cok sinirlenmişti,
Baya kavga etmiştik.

AkçınWhere stories live. Discover now