Sıcak Bir Sarılma

252 26 60
                                    

Severus Snape çocuğun muggle yöntemi bir psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu düşündü. Harry'i bunu konuşmak için yanına çağırdı.

Harry, Snape'in odasına ilerlerken bir kol onu durdurdu. Draco Malfoy onu duvara çekti ve Harry'nin sırtı duvara sert bir şekilde çarptı. Ağzından küçük bir 'ah' sesi çıktı. Karşısındakinin Draco olduğunu hemen anladı. Böyle bir renkte saçı olan bir Luna bir de Draco vardı.
"Noldu Malfoy, beni öpmek için duvara mı sıkıştırıyorsun?" Draco flörtöz bir tavırla güldü. "Ona daha var PottaH." Harry, Draco'yu itti. Kimse onunla dalga geçemezdi. Harry gitmeye çalışırken Draco onu kolundan tutarak tekrardan durdurdu. "Sadece şakaydı. Fazla alıngansın," Harry gözlerini devirdi. "Neden beni tutuyorsun? Ne konuşucaksan konuş."

"Sakin ol, sadece Snape ile ne işin var onu soracaktım."

"Seni ilgilendirmez." Başını sola çevirdi ve onun bakışlarından kaçtı. "Hem bana hesap mı soruyorsun?" Draco soruyu umursamadı. "Ben kendi yöntemlerim ile öğrenirim, Potter." Sonra Draco Harry'i bıraktı. Gidebilirsin demeye mi çalışıyordu bu! Harry arkasını döndü ve Snape'in yanına gitmeye yöneldi. Arkasından Draco tekrar konuştu. "Yarın iksir dersinde bana eşlik eder misin?" Harry arkasını dönmeden -dönmeye cesaret edemedi- teklifi kabul etti.

***

Snape "Neden geç kaldın Harry?" Diye sordu. Malfoy beni köşeye sıkıştırdı dese çok garip olurdu. Diyecek bir şey bulamadı, yalan da atmak istemezdi. Omuzlarını silkti.

Severus garipsedi. Tabii ki de düşüncesini duydu ve çaktırmamaya çalıştı. İstemeden oluyordu bu. Yakın zamanda ona zihnini korunayı öğretmeliydi.

Aralarında küçük sorular ve kısa cevaplardan başka bir konuşma geçmedi. Snape artık dayanamayacaktı ve asıl konuya geldi. Aniden, "Bir psikoloğa danışmak ister misin?" Diye sordu. Harry soruyla donup kaldı.

Benim deli olduğumu falan mı düşünüyordu? Ama her psikolojik destek alan kişi deli değildi ki. Yine de Hermione haricinde birine içini açmak, dökmek zordu. Kimseye gerçekten nasıl hissettiğimi anlatamazdım. Özellikle tanımadığım aptal bir doktora. Nazik bir şekilde nasıl reddedebilirdi ki!

"Ben bir düşüneyim." Dedi. Daha sonrasında da bu konuyu asla açmayacaktı. Severus ise sorduğuna pişman oldu.

***

Akşam yemeği için huzurlu bir ortam istiyordu Harry. Bıktı artık konuşulmaktan, konuşmaktan.

Ron ile karşı karşıya oturuyorlardı. Hermione, Ginny ile oturuyordu. "Snape sana ne dedi?" Harry söylemek ve söylememek arasında kaldı. Snape belki ona bahsetmesini istemezdi. Snape'i umursamadı ve ona bunu anlattı. "Dostum, her psikolojik destek alan kişi deli olmuyor ki!"

"Anlamıyorsun, Ron."

"En iyisi bu gibi dostum. Snape böyle bir şeyi nasıl sordu anlamıyorum. O muggle'ları seviyor muydu?"

"Of, Ron ben ne diyorum sen ne diyorsun."

Ron kaşlarını hafif kaldırarak "İstersen Hermione'ye de danış." dedi.
Harry bunu onayladı. Aralarındaki en zeki o idi. Sonrasında Quidditch ile alakalı birkaç şey konuşmuşlar ve yataklara gitmişlerdi.

***

Snape gelmeden herkes sıra arkadaşını seçmişti. Ron, Herm'in mükemmel bilgilerinden yararlanmak için birkaç iltifat etmiş Herm de kanmıştı. Her kadın iltifata bayılır, diye düşündü Harry.

Draco kimseye pek bir şey çaktırmamaya çalışarak en önde Harry'nin yanına geçti. Dışardan rahat gözükmeye çalışsa bile ne kadar tedirgin olduğu belliydi. Harry'nin yanına ulaştığında, Harry ona "Benimle görülmekten bu kadar korktuğunu bilseydim, kabul etmezdim Malfoy. Fakat ikimizde normal zaman da bile dikkat çekiyorsak, birlikte ne kadar dikkat çekeriz bir düşün." Bunu fazla sert ve Draco'ya bakmadan söylemişti. Draco gelir gelmez neye uğradığını şaşırmıştı. Sınıfa aniden giren Snape huzursuz ortamı daha da germişti.

Snape her zaman ki bakışları ile etrafı süzdü. Sonra gözü Draco ve Harry'e takıldı. Bir ara bu ikilinin ne amaçladığını öğrenmeliydi.

"Bugün dersimizde Amortentia yapacağız. Şamata istemiyorum."

Şamata mı, kim Snape'in dersinde şamata düşünebilirdi ki? Canına susamış falan olmalıdır.

Bu ders diğer derslerden daha yorucu ve uzun geçmişti sanki. Draco ve Harry sanki rol değiştirmiş gibilerdi. Draco daha dalgın, Harry daha dikkatli. Draco sürekli Harry'nin dediği şeyi düşünürken çok mu kırıcı olduğunu düşünüyordu, bir yandan tabii ki de kendisini haklı görüyordu. Nasıl olsa onlar yanyana görülmesi beklenen en son kişilerdi. Ayrıca haklarında dedikodu çıkmasını engellemeye çalışıyordu. Daha ne istiyor! Harry ise sesindeki soğukluk ile Draco'nun yanlışlarını yüzüne gözüne sokuyordu. Oysa Harry, geçen ders kendini ona karşı ister istemez minik bir yakınlık hissetmişti.

İksir bitmişti, etrafa güzel kokular yayıyordu. Harry, şeker pekmezi pastası kokusu, süpürgesinin tutma yerinin kokusu -evet bu kokuyu çok severdi ve bundan hoşnuttu- son olarak da yoğun elma kokusu almıştı. Harry elmayı severdi. Draco ders sonunda merakla Harry'nin aldığı kokuyu belki ağzından kaçırır umuduyla beklemişti ama beklediğine değmemişti.

Sirius burada olsaydı, diye düşündü Harry, bağırmaya yakın bir ses tonu ile Remus'un kokusunu aldığını herkese bildirirdi.

Dersten Gryffindor puan alamamış, Slytherin ise 20 puan almıştı. Bunu duyunca Hermione'nin tepesi atmıştı. Bir an Harry'e dönüp babası ile alakalı küfür edecek gibi göründü ama sakinliğini korudu ve hanım bir kız olmaya devam etti.

***

Akşam yemeğinden sonra Snape'in yanına giden Harry, bunun bir alışkanlık haline gelmeye balşadığını fark etti.

Severus onu, Lily ile ilgili aile albümünü gösterecekti. Her ne kadar aile gibi gözükmese, bilinmeselerde onlar aileydi. Bir sürü güzel fotoğrarları vardı. Deniz kenarında, bir kafede, Quidditch maçında ve sayamadığı binlerce alanda.

Bu esnada Harry içeri girmişti.

"Hoşgeldin Harry."
"Hoşbuldum.."

Biraz havadan sudan sohbet etmeye çalıştıktan sonra Severus albümü ona verdi.

"Bu ne?" Dedi Harry elindeki beyaz albümün dışını incelerken. Snape kendi anlamasını istediğinden susmuştu. Harry içini açtı ve ilk gördüğü resimde kalakaldı. Annesini elindeki fotoğraflar dışında hiçbir fotoğraf da görmemişti. Oysa burada saçlarını at kuyruğu yapmış, Gryffindor kazağı ve eteği ile çok tatlı bir genç kızdı. Arka sayfayı çevirdi. Snape, bir kafede kolunun altında Lily olacak şekilde oturmuş, gülümsüyordu. Lily de ona tatlı tatlı bakmıştı. Başka bir fotoğraf daha ve binlercesi.

İster istemez gözleri dolmuştu. Albümün kapağını kapadı ve öyle durdu. Snape onunla göz teması kurmaya çalışıyor, Harry gözlerini kaçırdıpı için yapamıyordu. Harry'nin ağlaması biraz daha hızlandı. Snape oturduğu yerden kalktı ve ona sarıldı. Harry sanki buna ihtiyacı olduğunu bilerek iyice büzüldü. Bir süre orada öyle kaldılar.

***

Bu kurguya zaten tutmaz diyerek başladım ama tutmaya başladı. Belli bir programım olmadığı için bölüm geç geldi. Ayrıca arkadaşlarımla alakalı sorunlarım var onları halletmeye çalışıyorum, kısaca 2024 gümbür gümbür geldi bana...

Beğenmeyi, yorum yapmayı, fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın!

Your Father Will Save You || SeveritusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin