Kâbuslar

279 26 31
                                    

Harry olduğu yerde kıvranıyor, ne dediğini kimse anlamıyordu. Alnından terler boynuna doğru akıp gidiyordu. Ron uyanmış ne olduğunu hemen anlamıştı, kâbus görüyordu Harry.

Bu sıradan bir kabus gibi değildi, Dumbledore'a haber vermek zorunda gibi hissetti ve hemen dumbledore'un odasına doğru yol aldı.

Yolda Snape ile karşılaştı. Snape'e söylese daha iyi olmaz mıydı? Babası sonuçta. Snape de onu fark etmişti ki Ron'un yanına gelmesini bekledi.

"Bu saatte koridor da olmamalısınız Bay Weasley-" Daha sözünü bitiremeden Ron konuştu. "Profesör Snape, Harry çok kötü bir halde... Kâbus görüyor. Dumbledore'a haber verecektim." Dedi telaşla.

Snape endişelendi. Tabii ki bunu dışa yansıtmadı. Çocuğu ters bir bakış attı ve Gryffindor erkekler yatakhanesine ilerledi. Şifreyi söyledi ve içeri girdiler. Snape, Harry ve Ron'un odasına girdi ve yatakta oturan Harry'i gördü.

Harry uyanmış, başta ne gördüğünü anlamamıştı. Sonrasında terlerini sildi ve yatakta oturur pozisyona geçti. Kafasını ellerinin arasına almış ne gördüğünü düşünüyordu. Hayal gibi hatırladı. Rüyasında annesinin ölümünü görmüştü. Kızıl saçları solmuş yüzünü kapatıyordu. Cansız bedeni oda da öylece duruyordu. Sonrasında oda ya Snape girdi ve onu kucağına aldı. Başta onun hâlâ yaşadığını düşünmek gibi bir aptallığa başvurmuştu. Harry ise beşiğinde ağlıyordu. Bir an olsun odaya birisinin gelip onunla ilgilendiğini sanmıştı, Severus sadece annesi ile ilgilenmişti. Böyle olmadığını umdu Harry. Bir anlığına Snape'in ona ilgi gösterdiğini, sadece annesi ile ilgilenmediğini diledi.

Snape, Harry'nin yanına geldi ve dizlerinin üzerine çöktü. Ron arkada onları izliyordu. "İyi misin?" Diye sordu. Harry çok dalgın bakıyordu. Sanki hipnotize olmuş gibiydi. Harry usulca başını salladı ama iyi miydi bilmiyordu. Annesini rüyasında görmüştü bu iyi bir şey fakat ölü görmesi kötü bir şey.

"Rüyanda ne gördün? Bu önemli olabilir."

"Sadece annemi gördüm. Öncekiler gibi."

"Diğerlerinden farklı bir detayı var mıydı?"

"Hayır ya da evet, hatırlamıyorum."

"Pekala. Weasley benimle gelsin, sana rüyasız uyku iksiri göndereceğim."

Snape son kez ona baktı ve iksir odasına ilerledi. Peşinde Ron vardı. Snape bu küçük Weasley'i sevmezdi. Ne bulurdu da takılırdı Harry bunda?

Odaya girdi ve iksir şişelerinden doğru olanı seçti. İksiri Ron'a verdi ve başka bir yere uğramadan odasına gitmesini istedi.

Ron'dan önce odadan çıktı ve kendi odasına gitti. Nöbeti bitmişti zaten.

***

Harry kahvaltı masasının sonunda tek oturuyordu. Karşısında Ginny vardı. Pek sohbet etmiyorlardı çünkü geçen sene Hogwarts'ta onlar hakkında iğrenç bir dedikodu çıktı. Söylenene göre ikisi sevgiliydi fakat ortada böyle bir şey yoktu. Bu dedikodunun iğrenç olmasının nedeni Harry'nin Ginny'i kardeşi gibi görmesi.

Harry arada sırada Slyhterin masasındaki Draco'yu izliyor gözgöze gelince yakalanmanın verdiği utanç ile yemek yemeye devam ediyordu.

Hermione kahvaltı salonuna yeni inmişti. Hızlı ve sert adımlarla Harry'nin yanına geliyordu. Arkasından da bıkmış bir Ron...

Hermione Harry'nin yanında oturan çocuğa 'oturduğun yerden kalk' bakışları fırlattı. Çocuk da sabah sabah neye çattığını anlamadan boş bir yer aramaya başladı.

Hermione sandalyeye oturdu ve Ron ayakta kaldı. "Gece tekrardan bir kabus görüyorsun ve bundan haberim yok, öyle mi!"

Sesi biraz yüksek çıkmış olacak ki etraftaki herkes onlara baktı. Draco da dahil.

Ron iki sandalyenin arasında uzun boyu ile dikiliyordu. Harry'nin omzuna hafifçe vurdu. "Ağzımdan kaçıverdi, kardeşim." Dedi. Harry umursamaz bir ifade takındı. Hermione, Harry'nin yorgun olduğunu anladı ve uzatmak istemedi. Belki acıdı belki trip atmak içinden gelmedi, bunu kendide bilmiyordu.

"Ne gördün?"

"Annemi," Sonra sadece dördünün duyabileceği şekilde eğildi ve devam etti. "Severus da vardı!" Sesi sitem ediyor gibiydi. Ginny lokmasını yuttu ve sordu. "Bir anıya mı benziyordu yoksa sıradan basit bir rüya mı?" Hermione soruyu beğendi ve başını salladı. Ron bu kadar abartmanın gereksiz olduğunu düşünüyordu. "Annemin vefat ettiği gece ile alakalı." Kimse daha bir şey sormadı, derslere girmek üzere sınıflara dağıldılar.

***

Kısa oldu evet ama yakında yeni bir bölüm daha paylaşacağım. Sınavlar yaklaşıyor.. Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayalım!

Your Father Will Save You || SeveritusWhere stories live. Discover now