Delta çok inat biriydi.

Aynı kendisi gibi.

"Daha diğer dolabı boşaltmadım on dakika yetmez ki. Yarım saat ver bari" demişti düz bir sesle. Ancak taehyung reddetmişti onu.

"Yada vazgeçtim ben gidiyorum. Sen burada kal iki saate geliriz"

Ayağa kalktığı sırada jungkook da kalkmıştı hızla.

"Gıcıklık yapma taehyung"

"Dediğimi dedim. Ya şimdi gelirsin ya da burada kalırsın seçim senin" delta kapıya doğru yürürken jungkook arkasından koştu.

"Elbiselerim ne olacak ama!"

Omuz silkti taehyung. "Umrumda değil. Geleceksen gel şimdi gidiyoruz"

Jungkook çığlık atıp yerinde tepinmek istese de kendini tuttu. "İyi tamam bekle çantamı alıp geliyorum. Ama elbiselerimi sonra bana kargoyla göndereceksin"

İçeriye girdiğinde taehyung arkasına dönüp ona bakmıştı.

Jungkook hala gideceğini sanıyordu.

Taehyung bu tavırlarına gülüp önüne dönmüştü.

...

İkili çoktan şehre gelmiş, yeontan'ı veterinere götürüp kontrollerini ettirmişlerdi ve şu an ise oldukça büyük olan bir mağazanın önündeydiler.

Jungkook deltaya bakmıyordu. Evden aceleyle çıkmıştı ve yanına sadece para, kimlik, pasaport ve diğer önemli eşyalarını alabilmişti. Aslında tenkeden indikleri gibi havaalanına gitmek istemişti ama taehyung sonra gidersin diyerek bırakmamıştı onu.

Ve jungkook deli olmak üzereydi.

"Alışverişini kendin yap ben gidip bilet alacağım" demişti bıkkın bir sesle.

Taehyung sanki jungkook ile şehre kısa süreliğine gelmiş, yeniden adaya döneceklermiş gibi davranıyordu.

Ancak reddetmişti omegayı. Kafasını iki yana sallayarak omeganın elini tutmuş ve büyük binanın içine doğru çekmişti onu.

"Beraber alışveriş edeceğiz" düz bir sesle konuşmasıyla jungkook oflayarak ona bakmıştı. Taehyung ise kafasını eğerek omeganın tatlı suratına bakıyordu.

Yanında küçücük kalan jungkook o kadar tatlıydı ki...

"Bir daha girmeyeceğim evin alışverişine neden katılayım? Kendin yap ben gidiyorum"

Elini deltadan çekeceği sırada taehyung buna izin vermeyerek onu iyice kendine çekmişti. Omeganın inadından dolayı yüzünde sinirli bir ifade vardı.

"Lafımı ikiletme. Sende benimle geliyorsun"

Bu kötü bakışlar ve sert ses tonu karşısında yutkunan jungkook bir şey diyemezken taehyung yanda ki market arabalarından bir tane alarak rafların arasına girmişti yanında ki bedenle. Bu sırada bir an olsun jungkook'un elini bırakmamıştı.

Jungkook bırakması için an kolluyordu ama taehyung bırakacak gibi değildi.

Geldikleri ilk yer bakliyat kısmıydı. Jungkook bir şey demeden onun alacaklarını almasını beklerken Taehyung göz gezdirdiği raftan paket paket pirinci alıp arabaya koymuştu.

"Her ay şehre gelmiyor musun zaten bu kadar pirinci kim yiyecek?" Demişti jungkook şaşırarak. Evet deltanın ne kadar çok yemek yediğini bilse bile bunları fazla bulmuştu.

Ancak delta bunları sadece kendini düşünerek değil, onu da düşünerek alıyordu.

Omeganın sorusuna cevap vermedi. Kendisine şaşkınca bakan iri gözlere bakmadan temizlik reyonuna girmişlerdi.

savage ~ TaekookWhere stories live. Discover now