☆.𓋼𓍊 21 𓍊𓋼𓍊.☆

Start from the beginning
                                    

Masaları süsleme işiyle uğraşan Jeong In'in yanına gittim, "Yardım lazım mı?"

"Yok, bitti zaten... De çok saçma oldu bunlar ya! Masalara gelinlik gibi örtü giydirdik resmen, sanarsın düğün yapıyoruz."

"Aish, çok sinir bozucusun ya!" elinde telefonla bize doğru gelen Azul, Jeong In'in karşısında durdu, "Sana sadece süsleme görevi verildi, fikirlerini kendine sakla."

Jeong In alayla güldü, "Senin fikrindi değil mi bu aptal örtüler?"

Hayda...

Azul elini sertçe masaya yaslayıp Jeong In'e yaklaştı, "Aptal örtüler mi? Biz onları organize şirketinden özellikle getirdik!"

"Ha bir de kiralık bunlar? Tanrı'ya şükür ki TecDesingner'ın ceosu değilsin. Bir gün bile dayanamaz batardık!"

"Jeong In!" sıktığım dişlerimin arasından konuşarak onu uyardım, Azul şimdi onu şuraya gömse hiçbirimiz bir şey yapamazdık.

"YAH! YANG JEONG IN! Sen kendini ne sanıyorsun be!"

"TecDesingner'ın grafiker adayıyım güzelim, ya sen kimsin? Yakında bana sunbae demeye başlayacaksın, şimdiden alışmaya bak."

Azul'un ağzı hayretle aralandı, "N-ne? Sen ve sunbae? Hah! Senden önce ben vardım burada!"

Jeong In tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki, elindeki koliyi sertçe masaya koyan Chan hyung ile hepimiz yerimizde zıpladık. Sabahtan beri o da bıkmıştı bu ikisinin atışmalarından.

"Bana bakın; siz böyle çocukça kavgalarla neyi kamufle etmeye çalışıyorsunuz? Birbirinizden hoşlanıyorsanız açık açık söyleyin, ya da şu tartışmalara son verip birbirinizden uzak durun."

Sonunda ya! Bunları söylemeye bir türlü cesaret edemiyordum. Chan hyung çok yaşa...

Azul kıpkırmızı kesilen yanakları ile telaşla geriye sendeledi, "Hahah! Ben? Jeong In? Hoşlanmak? AHAHAH. Saçmalama Chan oppa! Kedi, kuyruğunu yakalar ama biz yine de bir araya gelemeyiz."

Jeong In, "İlk defa aynı fikirdeyiz! Asla olmaz..." dedi Azul'un kızaran yanaklarından farklı olmayarak. Azul kaçar gibi Aryeol'un yanına gittiğinde elini Jeong In'in omzuna koydum, "Hiç inandırıcı değildi."

"Neden öyle şeyler söylüyorsunuz? O kızdan nefret ettiğimi en iyi siz biliyorsunuz ya!"

Chan hyung masadaki koliyi geri alırken Jeong In'i dirseği ile dürttü, "Ona kötü davranarak duygularını belli edemezsin. O da senden gördüğü şekilde davranıyor." dediğinde gülerek onayladım.

"Kesinlikle. Sen bir adım at ki o da sana gelsin."

Jeong In kafası karışmış bir şekilde Azul'a bakarken yutkundu. Kendisine bile itiraf etmezdi belki ama bizden gizleyemezdi o hisleri.

Son birkaç işimiz daha kalmıştı. Kai ile geleceklerin listesini oluşturup sayıyı Aryeol'e bildirmek için harekete geçtik. Gelecek kişi sayısına göre hizmet yapılacaktı.

Birkaç dakika sonra listenin yarısına gelmiştik bile. Ben isimleri yazarken Kai elimden kalemi alınca ona baktım. Güldü ve göz kırparak arkamdaki bir yeri işaret etti. O tarafa döndüğümde Anna'yı görmek beni şaşırtmıştı. Bana gülümseyerek bakan sevgilimin yanına giderken bugünün tüm yorgunluğu anında gitmişti sanki.

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now